Miray_akg543
- Reads 443,918
- Votes 1,751
- Parts 5
Aden'in hayatı aslında oldukça basit ilerliyordu:
Geç kalk → Koşarak işe git → Azar işit → Hayatta kal → Tekrar et.
Ama bu döngü bir sabah dramatik bir şekilde bozuldu. Çünkü Aden, sadece beş dakika değil, iki buçuk saat geç kaldı.
Ve başhemşirenin yüzünde beliren o gülümseme...
Hani şu "Seni işten kovmanın tam zamanı" gülümsemesi...
Evet, aynen ondan.
Eve dönen Aden, gözyaşları içinde değil, sinirden lemonata gibi ekşiydi.
Arkadaşının tavsiyesi ise oldukça basitti:
"İş bulamıyorsan, iş seni bulsun. İlan ver."
"Tamam," dedi Aden. "Ne kadar kötü olabilir ki?"
Cevap: Çok. Hem de tahmin ettiğinden daha fazla.
Bir gün sonra gelen gizemli mesajla, Aden kendini pahalı bir evde, sessiz adamların arasında, hatta koridorlarda bile yankılanan bir gerilimin içinde bulur. Gittiği "ev" aslında ev falan değildir;
daha çok "Yanlışlıkla içeri girersen bir daha çıkamayabilirsin" havası vardır.
Ve orada karşısına çıkan adam...
Aras Lorenzo Ruggiero.
Karanlık bakışlı, tehlikeli, öfkesini saklamayı beceremeyen, ama aynı zamanda sesiyle bile insanı sakinleştirebilen tuhaf bir karışım. Aden'in ilanına cevap veren o kişidir-ama onun bir "hasta" olmadığı çok açıktır.
Aden kısa sürede anlar ki:
Bu sadece bir iş değildir.
Bu sadece bir ev değildir.
Ve Aras sadece bir adam değildir.
Aden'in attığı o küçük ilan, onu mafya dünyasının tam ortasına, geri dönüşü olmayan bir gölgenin içine sürükler.
Artık attığı her adım tehlikeyle, her nefes sırlarla, her bakış ise Aras'la doludur.
Komedi biter.
Karanlık başlar.