ozmen467's Reading List
3 stories
AZRA by siyahingecetonu
siyahingecetonu
  • WpView
    Reads 335,264
  • WpVote
    Votes 15,301
  • WpPart
    Parts 25
Üzerindeki bakışları ve topuk seslerinin mahallede yankılanmasını umursamadan emin adımlarla ilerliyordu. Seneler önce kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ve tek gayesi kardeşini yanına almak olan genç kız olarak geldiği yere, bulunduğu konuma tırnaklarını kazıya kazıya gelmiş tasarımcı Azra Eroğlu olarak tekrar ayak basmıştı. Azra değişmişti. Hayatı da değişmişti. Değişmeyen tek bir şey vardı. O da kardeşine olan hasretiydi.
Yeni Ailem ~ Eslem Lavin ~(Düzenleniyor) by userdhaef
userdhaef
  • WpView
    Reads 33,003
  • WpVote
    Votes 1,006
  • WpPart
    Parts 23
Bir telefon sonucu ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğrenen ahsen lavinin neler yaşıyacağına bakacağız
LAVİN by kayiphis
kayiphis
  • WpView
    Reads 147,646
  • WpVote
    Votes 851
  • WpPart
    Parts 4
Lavin, 'babana bile güvenme' sözünü kulağına değil kalbinde sessizce çırpınan bir sızı gibi taşıyordu. Her atışında biraz daha derine işleyen, sustukça büyüyen, görünmeyen ama hep orada olan bir ağırlıktı bu... Çocukluğu, güvenin kırık aynasından süzülüp gelen keskin yansımalarla doluydu; neye elini uzatsa kesiliyor, kime sırtını yaslasa parçalanıyordu. Her anı, cam kırıklarının üzerinde yürüyormuşçasına ince bir acıyla örülmüştü. İnsanlara tutunmayı hiç öğrenememişti; ellerini uzattığında karşılaştığı hep soğukluk, hep boşluktu. Kalabalıklar içinde bile yapayalnız kalmanın ne demek olduğunu erken yaşta öğrenmişti. Tek sığınağı, annesinin sarılışında bulduğu o sessiz ve sıcak sevgiydi - fırtınanın ortasında soluk bir liman gibi... Onun kucağı, dünyanın tüm gürültüsünü susturabilen tek yerdi. Annesinin ölümüyle birlikte, Lavin'in içindeki son ışık da sönmüştü. Onu hayata bağlayan, karanlıkta yolunu bulmasını sağlayan tek parıltı yok olmuştu. Geriye sadece bir gölge kaldı-nefes alan, yürüyen ama yaşamayan bir gölge. Ta ki bir gün, griye boyanmış bir şehrin, unutulmuş bir kaldırım kenarında otururken... Bir yabancı, sessizce yanına yaklaştı. Hiçbir söz söylemeden, yalnızca elini uzattı ona. O an, Lavin'in donuk gözlerinde bir şey kıpırdadı-yıllardır kımıldamayan, kıpırdamaya cesaret edemeyen bir şey. O el, geçmişin tüm yükünü silip atmadı belki ama çok daha derin bir geleceğin ilk taşını döşedi. Lavin, ilk kez bir elin sadece uzatılmak için, sadece tutulsun diye var olduğunu fark etti. Ve belki de o anda, içindeki bütün duvarların çatladığını hissetti, birinin onu görmeye çalıştığını ilk kez o zaman anladı. Bazen insan, en çok unuttuğu yerde yeniden kendine rastlar...