💞💞
160 stories
MIH by _Mehsa_
_Mehsa_
  • WpView
    Reads 9,086,177
  • WpVote
    Votes 379,124
  • WpPart
    Parts 68
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyasının Azrail'i olarak adlandırılmış bir genç adam . Bir kulübe,bir masumun intikamı. Bir kurul, suçsuz insanların günahkar kuklacıları. Ve karanlığın intikamına boyanmış kör kuyularına düşen, küçük narin bir ışık; Elif! O bir anahtar. Kalbine hiç nefret uğramamış bir umut. İntikamın ilk aydınlığı; Günışığı! Onun bir görevi var. Seveceği adamın tek hedefi olan intikam onu yok etmeden, kalbini açtığı bu adamın cehennemden uzaklaşmasını sağlamak. Cehennem, bir ışık için kör karanlığı affedecek miydi? Yoksa bir türlü Azrail'i azad etmeyen intikam, onu anahtarsız kapılar ardında saklamaya devam mı edecekti? Oysa Allah'ın ol demesiyle bütün kapılar açılırdı! İntikamın ölümü, Günışığının baharını getirecekti...
 TOPRAK  by yazarEbruMelek
yazarEbruMelek
  • WpView
    Reads 4,570,843
  • WpVote
    Votes 242,217
  • WpPart
    Parts 69
(Gerçek ailem) Geçmişi sırlarla örülü bir kadın... Görevine adanmış bir asker... Kıdemli Üsteğmen Gökçen Toprak, askeriyede disiplinli ve gözü kara bir komutan olarak tanınır. Ancak onun hikayesi, sadece görevlerle, operasyonlarla sınırlı değildir. Gerçek ailesine dair bilmediği sırlar, yıllardır saklanan hakikatler birer birer gün yüzüne çıkarken, Gökçen geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Bu hikâyede soluklanacak bir an bile yok. Köşeye sıkıştığını düşündüğünde yeni bir tehdit, çözdüğünü sandığı her sırda daha büyük bir bilinmezlik... Gökçen, hem savaş alanında hem de kendi hayatında en büyük mücadelesini verirken, içindeki ateşi asla söndürmeyecek. Bol ters köşe, yüksek tempo ve son ana kadar süren aksiyon dolu bir hikâye! Gökçen Toprak, şimdiye kadar gördüğünüz en sert savaşına giriyor. Ve bu kez düşman sadece karşısında değil, geçmişinde de saklı... Not: yorumlarda bol bol spoiler var. Silsem de yetişemiyorum. Okurken şevkinizin kaçmaması için lütfen dikkate almayın. Yayın tarihi, Şubat 2023 Tüm hakları yazara aittir. Kopyalanması durumunda gerekli işlem başlatılacaktır... Yayın tarihi, Şubat 2023 Tüm hakları yazara aittir. Kopyalanması durumunda gerekli işlem başlatılacaktır...
ZEHİRLİ GÖLGE (KİTAP OLDU!) by deppworth
deppworth
  • WpView
    Reads 1,098,681
  • WpVote
    Votes 40,988
  • WpPart
    Parts 25
•ANLAŞMALI EVLİLİK •ABİMİN ARKADAŞI •SMUT •ROMANTİK •YAŞ FARKI (7) •ÇOCUKLUK AŞKI MAİT'in infazcı ajanı Zehir, Ailesi trajik bir şekilde katledildiğinde henüz yedi yaşındaydı. Travmatik geçmişiyle birlikte, tadını almak için sabırsızlandığı intikamı en sadık dostlarıydı artık. Ettiği bozulmaz yeminle Zehir olarak yeniden doğmuş, sırlarıyla yüreğine bir kale inşa etmişti. Kan dökmez, ardında hiç iz bırakmadağı zehirleriyle imzasını atardı. Onu gerçek adıyla, Damian King olarak tanıyan insanlar, bir gün zehrinin hedefi olmamak için yalnızca dualara ve onun merhametine sığınabilirdi. Etrafına dev bir kale inşa ettiği kalbinin kapıları ise bir zamanlar yalnızca tek bir isim için açılmıştı. En yakın arkadaşının kız kardeşiydi o... Yasaktı. Fakat yıllar sonra Küçük Gölge'si hayatına tekrar girdiğinde, hiçbir şey planladığı gibi gitmeyecekti. Kapılarına dayanan anlaşmalı bir evlilik küle dönmüş ateşi harlamak için yeterli bir kıvılcımdı. Üstelik kâğıda atılan imzalar, Zehir için yalnızca bir anlaşma olmaktan çok, bozulması imkânsız bir başka yemindi. April (Nisan) Jones. Neşeli bir ruhun, çarpıcı bir güzellikle harmanlandığı kıvrak zekâsıyla kusursuz bir genç kadındı. Bir gördüğünü asla unutmayan fotografik hafızası, onun hem laneti hem de lütfuydu. MAİT başkanının kızı olmak ona ayrıcalıklı bir hayatın kapılarını açmış olsa da tüm yaşamı boyunca hissettiği eksik parçalar ona bir türlü huzur vermiyordu. Sadece tek bir isim ona kendini tamamlanmış hissettirme gücüne sahipti... Hayranlık duyarak büyüdüğü, umutsuzca âşık olduğu Zehir... Onu tanıdığında henüz çok küçüktü. Teşkilatın göz bebeği, abisi Steve'in en yakın arkadaşı ve sağ koluydu o... Fakat Nisan, Zehir için daima küçük bir gölgeydi. Yasaktı. Kırılan kalbiyle ülkeyi terk edip altı sene sonra tekr
Gençlik Kumpanyasının Hatıra Defteri by alizarbmbin
alizarbmbin
  • WpView
    Reads 456,531
  • WpVote
    Votes 27,407
  • WpPart
    Parts 26
Sevgili defter, Ben bugün aşık oldum. Sahne ışıklarının altında, Juliet'in pencereden Romeo'ya uzandığı gibi uzandı üzerime aşk. Üstelik ölüm iksiri içmeye de yemin ettik. Ey Hermia! Bükme o masum boynunu. Çiçekteki iksirin etkisi bir düş kadar kısa, aşksa masallar kadar uzun. Gerçeği gömmeye bir avuç toprak yetmez, gençlik çiçek gibi açacaktır elbet gerçeğin üzerinde. Gençlik, pop şarkılarındaki nakaratlar gibi hareketli ve çarpıcı çünkü. Bu bir gençlik kumpanyası, Ve ben bugün aşık oldum.
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,857,837
  • WpVote
    Votes 117,526
  • WpPart
    Parts 32
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.
EMANET by aysegulkalayzengin
aysegulkalayzengin
  • WpView
    Reads 2,375,426
  • WpVote
    Votes 90,831
  • WpPart
    Parts 51
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
Ardıç Matemi by mitolojikbiri
mitolojikbiri
  • WpView
    Reads 45,771
  • WpVote
    Votes 4,376
  • WpPart
    Parts 26
"Derler ki, kış ne kadar sert olursa olsun, aslanın izleri karın altında kaybolmaz." Kış geri gelmişti; kar fırtınası her yeri sarmıştı. Ve kar erimeye başladığında, sırlar ortaya çıkacaktı. Midas'ta hiçbir sır gizli kalmazdı. Açelya, üniversite için Devin'i terk edip Midas'a geldiğinde karşılaşacaklarından habersizdi. Yeni bir hayat, yeni arkadaşlar ve kalbini parçalara ayıracak o aşkla tanışacağını bilmiyordu. Kalbi ikiye bölünecek, terazide bir taraf ağır basarken her şey düşündüğünden çok daha karmaşık hale gelecekti. Bazen her şey ölümle başlardı. Bazen ise bir yabancının şehre gelişiyle. Midas'ta yeni bir dönem başlıyordu. Cemiyet üyeleri, ışıltılı davetler, göz alıcı partiler ve arkadaşlıklar... Her şey büyüleyici görünüyordu. Ama Midas'ın parıltısı insanın gözünü kör ederdi. O ışık ruhunuza işler, kalbinizi donatır ve vicdanınızı yitirmenize neden olurdu.
DİVANE ✔️ by selmakeskin_
selmakeskin_
  • WpView
    Reads 6,488,497
  • WpVote
    Votes 287,685
  • WpPart
    Parts 60
"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.
Leyla  by Jutenya_
Jutenya_
  • WpView
    Reads 1,634,165
  • WpVote
    Votes 85,697
  • WpPart
    Parts 39
İhanet kategorisinde 1. Sırada Adam dehşetler içerisinde karısını izliyordu. Karısı kırdığı aynanın sivri bir parçasını almış. Boğazında tutuyordu... Bir an adam nefesinin kesildiğini zannetti, karşısındaki enkaz ona aitti... "İndir elindekini Leyla! Sonra pişman olacaksın" dedi adam. Oysa kadının en büyük pişmanlığı o'idi. Elinin tersiyle gözündeki yaşı sildi Leyla, bunca zaman döktüğü gözyaşlarına yenileri ekleniyordu, ve bu gözyaşlarına sebebiyet olan adam karşısında arsızca duruyordu. "Bak ben senin eserinim beni bu hale sen koydun. İçimde yaşamaya dair tek bir neden bırakmadın." "Leyla" dedi adam inleyerek. "Ben üzgünüm, böyle olsun istemedim. Leyla burukça gülümsedi, gözünden dökülen gözyaşını tekrar sildi. "Üzgünsün!" "Ama ben yapacağım hiç bir şey için üzgün değilim." "Bak elimdekine bunu ben tutuyorum. Ama sebebi sensin! Birazdan tüm acılarım son bulacak..." Adam karşısındaki kadının herşeyden vazgeçtiğini biliyordu. Yaptığı herşey için pişmandı. "Leyla pişmanım anla vazgeç, tamam yeniden başlayalım." "İndir o elindekini sana söz veriyorum, herşey daha güzel olacak." Leyla tekrardan güldü, herşey daha güzel olacak diyordu celladı. Zaten en büyük hatayı celladına aşık olarak yapmıştı. "Seninle olacak bir yaşamı istediğimi neden düşünüyorsun." Adam bir adım attı Leyla'ya doğru. Kadının dur diye bağıran sesi heryeri inletti. Ayşe, Aslı ve Fırat yukarı koştu, girdikleri odada Leyla'yı gördükleri şaşkınlıkla dona kaldılar. Gerçi zavallı kız çok bile dayanmıştı. "Leyla kan yerine geldin. Boşanamıyacağımızı sende biliyorsun. İndir o elindekini sakince konuşalım." Dedi adam bir umut, hayatında ilk defa bu kadar çok korkuyordu. Sevdiği kadın karşısında canından vazgeçmişt
SERT VE GÜZEL (Düzenleniyor) by tubaturhn
tubaturhn
  • WpView
    Reads 4,369,155
  • WpVote
    Votes 133,192
  • WpPart
    Parts 43
Kızgındı. Öfke tüm bedenini sarmıştı. Kırmızı dudaklarını büzmüş, sarı saçları kuş yuvasına dönmüştü. İnce parmaklarını hışımla çantanın olduğu masaya çarpıp öne doğru eğildi. "Çocuklarım nerede?" diye öfke ile bağırdı. Hamza gözlerini genç kadının öfkeli yeşil gözlerine çevirdi. Sonra yavaş yavaş tüm yüzünde gezindi. Biraz aşağıya inip beyaz gömleğinden gözüken derin göğüs dekoltesinde takılı kaldı. Bu kadın Hamza'nın sonu olacaktı. Eski karısı... Çocuklarının annesi... Artık küçük düşmanıydı, küçük ve huysuz...