Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.

Zorluklarla ayakta kaldığı hayatında bir de bursla kazandığı üniversitesini ilerletmeye çalışan Yağmur, hayatının en büyük pişmanlığını yaptı... Birine aşık oldu. O adam o'ndan sadece kalbini almadı... ama geride yalnızca pişmanlıklar kaldı. Peki yıllar sonra, bir anda karşılaştıklarında; her şey hâlâ aynı mıydı? *

Kapak tasarımı, instagram: yula.artt Bir oyun tarafından lanetlenmek mi yoksa beyninin bir oyunu mu, iki türlü de oyun sayılmaz mı? Bianca olağanüstü olaylara nasıl tepki verecek? Gerçekleri bulabilecek mi yoksa öylece oturup her şeyi unutmayı mı bekleyecek? "Koleksiyoncu yüzünden bozulan, güneş kadar parlak hayatından sonra karanlığa hapsolmuştu. Umutsuzca aşık olan gencin, istemeden yaptıkları yüzünden her şeyi çözmesi gerekiyordu." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

Sena, anne ve babasının gizemli ölümünün arkasında ne olduğunu, kimin olduğunu bulmak için avukat olmuştur. Peşinden gittiği izler sonunda gizemli bir mafya liderine ulaşmıştır. Kafasındaki tüm soruların cevabı bu gizemli adamdadır. Fakat bir gün öğrendiği hastalığıyla dünyası başına yıkılır. Beyninde ölümcül bir tümör olduğunu ve sayılı günleri kaldığını öğrenen Sena bu son günlerinde bile anne ve babasının ölümüne sebep olan kazanın peşini bırakmaz. Sena tüm gerçeklerle yüzleştiği zaman ne yapacağını bilemez. Sena'yı tüm bunlardan kurtaracak tek bir kişi vardır. Yaşam... Hayatı sevmeyen, insanları sevmeyen ve yaşamayı sevmeyen bir adam nasıl bir kadına yaşam verecektir? Bu sıradışı adam ve bilinmezliğin içindeki kadın birbirlerini tamamlayabilecek midir? ------------------------------------------- Yayınlanma tarihi: 21 Şubat 2023 İÇERİK TAMAMEN KURGUDAN İBARETTİR! Yazdığım ilk kitap. Bunu öngörerek okursanız sevinirim.

Taht oyunlarının kurbanı olan prens Derek ve prenses Venessa'nın mecbur bırakıldıkları bu savaş aşkın, ihanetin ve intikamın başlangıcı olacaktır. Küçük yaşlarında aileleri öldürülen prenses Venessa ve prens Derek'in kaderleri kesişiyor. Kazananı olmayan bu savaşda intikam ateşi onları yakıb kavuracak mı? Yoksa kaplerine yenilerek aşka teslim mi olacaklar?

"Çocukluğumuz tohumumuzdur," diye fısıldadı Sırtlan'ın kül olan kalbi. "Tohumumuza kim su verdiyse o şekilde büyür ve yetişiriz." EMARE serisinin, birinci kitabı Sarmaşık, ikinci kitabı Pusula ve son kitabı Maske bu başlık altında toplanacaktır.

(YENİDEN YAZILMA İHTİMALİ VAR) Kaçıyorduk arkamıza bakmadan dimdik korkarak arkamızda bıraktığımız kişiler bize bağırıyordu umursamıyorduk takmıyorduk Sadece kaçıyorduk duramıyorduk yürümüyorduk durmuyorduk sadece koşuyorduk Yaptığımız şeylerden kötülüklerden iyiliklere kadar hepsinden uzaklaşmak için kaçıyorduk. Fakat benim lanetim sevgili dostum. Benim lanetimden kaçamıyorduk. Çünkü benim lanetim ne iyiliğim ne kötülüğümdü benim lanetim beni ben yapandı. "Ben o evin içinde kendi ruhumu öldürendim" ¤ 30 Temmuz

Bu kurguyu yazmama neden olan olaydan size biraz bahsetmek istiyorum.Bundan belki de 2018 zamanlarıydı ve ben o zamanlar 10 yaşındaydım o zamanlar annem ve öğretmeninden çokça şu lafı diyorlardı'ecrin senin hayal gücün çok geniş kızım' bende o zamanlar bildiğiniz poşetler ile kendi kendime oyunlar oynuyordum(buna delilik diyebilirsiniz,ama bana göre çok normal bir şey:)) ) bende hem oyun oynar hemde anneannemin verdiği deftere resim ve hikayeler yazardım.Bunlarda genelde olağanüstülük ile alakalı şeylerdi,genelde bu tarz şeylere çok ilgim vardı,ve halada var.Bu kurguyu yazmama iten bu olayı bir hafta öncesinde hatırlayınca ve arkadaşım Su(arkadaşımın ismi su evet🤍) desteğinden yararlanınca,bu kurguyu yazmak ve sizler ile paylaşmak istedim.Belkide çok sonra farkedilir veya bu kurgu çürüyüp gider,ama yinede her zaman bir umut ışığı vardır derler ya,bende o umut ışığına inanıyorum ve tabikide Arkadaşım Zelal'in destek ve çabasına dayanarak kurguma ilk adımı atmaya başlıyorum hazırsanız başlıyoruz.

Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

"Yok olacak kadar azalan bir insan, en tehlikelisidir." Aylar önce kurtlar sofrasına bir sandalye çekmiş, kanlı bir ziyafetin içine oturmuştum. Senelerce bastırılmış bir açlıkla doluydum; iştahla intikam yemeğinin önüme serilmesini bekliyordum. Fakat bir süre sonra anladım ki, burası acıkınca oturulan bir masa değildi. Aksine, burası güçsüz olanın sofraya serildiği, üstüne de kadehlerin tokuşturulduğu bir masaydı. İntikam yemeği hiçbir zaman gelmeyecekti; çünkü burası zaten intikamın ta kendisiydi. ⚠️ Kitapta bazı tetikleyici unsurlar bulunmaktadır, lütfen bunun bilinciyle okuyunuz. Yayınlanma Tarihi: 16 Mart 2023