İzin ver yazılarım ile ulaşayım sana,yalnızlığımı kelimelerim ile örteyim,mutlulukları sil baştan yazayım çünkü birçoğu pek bir sahte...

İlk kitabım ve kitabımda güzel hoş sözler bulunacak

Gökyüzüde ceheneme cennet arasında savaş başlar bu yüzde gökyüzü prensi dünya yolanır ve bır aile gider orda büyür ailesi onu gökyüzden kormukatır ve onu normal insanları gibi dünyda büytürler ama savaş yüzünden prensi ile tüm bağantıları kopar ve gökyüzü kıralı melek Neul dünya gökyüzü prensin bulmak için yolanır ama bu hiç kolay olmycaktır çünkü gökyüzü prensi Exo gurpdaır ve ünlüdür onu kaybolması tüm dünyaı ayga kaldırmakır bu yüzden gökyüzü karalı neul hafsaın kaybetip numarsı yapark exo gurp sokar ve gökyüzü prensi yani chen gerçkte kim oldun öğrnemsin sağlaycaktır ama bu hiç kolay olmycaktır iksi bırbileri ile iyi anlşamaz ve aralrıdan yavaş yavaş aşk başlar ama chen gerçekerli öğrenden neler olcaktır

"Kapımın önünden başka bayılacak yer bulamadın mı?" "Sen ne kadar kaba bir adamsın ya? Sanki ben seçtim bayılacağım yeri! Hatta inanır mısın? Kapının önünden geçerken dedim ki burası bayılmak için çok uygun bir yer. Burada bayılırsam dağdan inen bir takım elbiseli ayı gelir ve beni kurtarır! O ayı da sen oldun!" "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Bana ayı mı dedin sen?" "Ben sana takım elbiseli ayı dedim. Sadece niye bir kısmını alındın ki?" * "Bu yazı da ne?" "Dikkat! Mafya var!" "Hadi ya! İyi ki okudun! Benim okuma yazmam yoktu zaten" "Sen kültürsüz bir mafya mısın? Hiç yakıştıramadım! Çok ayıp! İstersen öğretebilirim!" "Hay Allah'ım sen bana sabır ver! Sülük gibi yapıştın bir de gitmiyorsun ya! Ben sana ne yazıyor demedim! Niye arabamın camındaydı bu?" "Hani bebek olan arabalara yazıyorlar ya 'dikkat! Bebek var!' ben de düşündüm ve dedim ki mafya olan arabaya 'dikkat! Mafya var' yazmak gerekir? Kötü mü düşünmüşüm?"

"Seni çok seviyorum ben.. O aptal filmlerdeki çiftler gibi davranmayalım. Hemen ayrılmak için yer arayanlar var ya onlar işte... Hem hayatta çok az şey böyle nadir bulunur. Öyle ki bizim hikayemizde tuhaf sahip şeyler var. Karşı konulamaz ve insana güzel hissettiren..." "Ne gibi mesela?" derken bana cesaret aşıladığının farkında mıydı acaba? "Tanıdık bir koku gibi Kerem... Çok uzaklardan beridir aynı kalmış bir koku var ki, sevmem için bana emrediyor!" İşte o anda aşağıya sallandırdığı kolları daha fazla karşı gelemedi ve beni belimden sarıp kendine çekti. Başı yavaşça eğildi ve burnunu saçlarıma bastırıp boynuma ulaştı. Konuşurken ılık nefesi beni gıdıklıyordu. "Senin bu karşı konulamaz kokun gibi mi?" "Kerem.." deyip fısıldarken kendimi ona daha çok bastırıyor, kalbimden içeri sokmak istiyordum adeta... "Yekta'm... Güzel Yekta'm... Öyle haklısın ki... Kokun bana çocukluğumu hatırlatırken, geleceğimi de bahşediyor..." HİKAYE 2014 YILINDA YAZILMIŞTIR. TÜM HAKLARI SAKLIDIR.

"Gerçekten çok şanssız olduğumu düşünüyorum. Hem çirkin, hem bacakları çarpık, hem yemek yapmayı bilmiyor, hem de göğüsleri küçücük. Neyse ki avuca geliyor, hiç yoktan iyidir"