springdaisy1250
Ölmek isterdin, öldürmezler. Ölmek istemezsin, öldürürler. Çoçuk çığlığı yankılanır, boş sokaklarda. İnsanlar kaçar, zalim insanlardan. Ölür tek, tek insanlar, herkes gözünü, kulağını kapatır. Duymazlar sesimizi, görmezler ölü bedenimizi. Bir TÜRK askeri gelir, insanların gözünü, kulağını açtırır ve insanlar şahesiri ile karşılaşır. Yerde ölü bedenler, havada uçuşan helikopterler vardı. Bide yerde küçüçük bedeni ile yatan küçük kız çoçuğu. Ağlardı, yüzünde ki kanlarla. Annesinin kanıydı, o küçücük bedenin de neler taşıyordu? Sırtında kırbaç ve kızgın demir izleri vardı. Elindeki bir parmağı yoktu küçüçük çoçuğun. Ağlardı, sabahtan akşama kadar 'Anne' diye ama onun hiç kimsesi yoktu. Ölmüşlerdi, kızlarının da ruhunu, çoçukluğunu öldürmüşlerdi. Kimse fark etmezdi, kızın ölmüş bedenini.
Şimdi o kız Türkiye Cumhuriyetinin Baş Savcısı olmuştu. Doğu Türkistanda ölümle karşılaşan kızın, bu kadar başarılı olucağını kim tahmin ederdi? O kız Zamira Celus. Ailesinin kanını yerde bırakmıycaktı.
                                             ~Öldüğünü kimse fark etmeyenlere~
                   - Bahar-