KİTAP KONUSU Evren için geri sayım başladı. Kehanetler bir bir gerçekleşmek zorunda. Kader, en baştan beri herkes için yazıldı. Sevdiği kadın için davet edildiği mekana giden tuhaf bir ailenin tuhaf isimli ortanca çocuğu olan Abel, sevdiği kadına hediye olarak gizemli bir adamdan aldığı gizemli bir aksesuar ile mekana gider. Bu aksesuar sayesinde hayatındaki bir çok yalan ile birlikte annesi ile sevdiği kızın babası arasındaki 20 yıllık bir sırrı öğrenir. Bu sır beraberinde bir sürü sorumluluk getirecektir. KİTAP HAKKINDA Tuhaf bir ailenin tuhaf isimli ortanca çocuğu olan, okuyucuyu duygudan duyguya sürükleyen ana karakter, yaşadığı maceralar ile bir yandan güldürürken bir yandan da duygulandırıp okuyucuyu düşündürüyor... İlk başlarda giriş, aile ve olay tanıtımı nedeniyle sıkıcı gibi gözükse de nedeni olayların kendi içinde barındırdığı sırlardır. Ancak sonuna doğru yaklaştığınızda kafanızdaki bütün soru işaretleri yerini büyük bir sürprize bırakıyor. SERİ HAKKINDA Gökkuşağındaki Melekler, uzun soluklu, film izliyormuş hissiyatı veren Evrenin Sonu serisinin 1. faz'ının 1. Kitabıdır. Konu farklı kitaplarla bir araya geliyor. Her kitabın karakterleri kendi hikayesini yaşarken bir yandan da diğer kitaplardaki karakterler veya konusu hakkında bilgi sızdırılıyor. Her kitabın sonunda karakterin kendi hikayesinin devamı için veya kendi hikayesiyle bağlantılı, yeni çıkacak başka bir kitap için "After Credit" bilgileri bulunmaktadır. Kitaplarda "Cevapsız kaldı" diye düşündüğünüz hiç bir şey aslında cevapsız değildir. Onlar bir sonraki kitaplar için bilgi amaçlı yarım bırakılmıştır ve mutlaka başka bir kitapta cevap bulmuş veya bulacaktır. NOT : Kitap isminin ve konusunun LGBT ile bir ilgisi yoktur.

Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.