Mükemmel
4 stories
Şafağın Şarkısı by tgceymn
tgceymn
  • WpView
    Reads 38,462
  • WpVote
    Votes 7,923
  • WpPart
    Parts 53
Kanlı Ay'ın yükseldiği gece, Banu gözlerini kapattığında kendi yatağındaydı... Ama açtığında kendini keçeden bir çadırın içinde, kürklerle örtülmüş bir yatakta buldu. Artık o Banu değildi. Xiango Devleti'nin prensesi Sayina'ydı. Yüzlerce çadırın arasında, ihanete uğramış, ailesi katledilmiş, kendi hayatı için bile mücadele etmek zorunda olan bir prenses... Onu bekleyen iki ölümcül sınav vardı: Önce, onu öldürmeye çalışan amcası Karaçay Kağan ile yüzleşmek. Sonra ise, zorla evlendirildiği, acımasızlığıyla ün salmış düşman general Han Ruo'nun karısı olmak. Modern çağdan gelmiş sıradan bir kadın, entrikaların, kanlı savaşların ve ihanetiyle ünlü bir çağda, kimsesiz bir prenses olarak hayatta kalabilecek miydi? Peki ya aşk? Kan ve nefretle yoğrulmuş bu dünyada, kalbinin gerçek sahibini bulsa bile ona güvenebilir miydi?
Payidar by Leeseaa
Leeseaa
  • WpView
    Reads 226,349
  • WpVote
    Votes 18,133
  • WpPart
    Parts 23
Nora, karşısına çıkan bir kitabevinde eline aldığı kitabın tamamlanmamış olduğunu fark eder. Yaşadıkça yazılacak olan bu kitabın içinde Nora kendisini bulur. Avcı kimliğine bürünen Nora, bahçesinde uyandığı kişinin sadece avcıların kalpleriyle beslenen bir kurt adam olduğunun bilincinde değildir.
SARKAÇ(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 15,753,949
  • WpVote
    Votes 609,154
  • WpPart
    Parts 31
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,076,372
  • WpVote
    Votes 2,068,052
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.