iyikiler 🤍
26 stories
KUZGUN by filizpuluc
filizpuluc
  • WpView
    Reads 735,149
  • WpVote
    Votes 50,083
  • WpPart
    Parts 22
Corvus geceleri, kendi doğrularına ters düşen suçluları avlayan, kendi yöntemleriyle kanıt toplayan, failleri polise teslim eden ve sonuca ulaştırdığı her kovalamacanın ardından adalete olan umuduna dair içinde mum yakan bir fikirdir. Yaktığı mumlardan rahatsız olan birtakım kimselerin ısrarıyla, onu yakalamak üzere emniyet teşkilatında bir ekip kurulur ve ekip zaman kaybetmeden onun peşine düşer. Corvus'un geçmişinden gelen beklenmedik bir düşman, ekiple Corvus'u sık sık karşı karşıya getirir ve iki tarafı da beklenmedik zor durumların içine sokar. Yaptıklarının kendisinden ve vicdan azabından fazlası olduğunu, adalet sisteminin çöktüğünü zamanla fark eden Corvus, bunda parmağı olan herkese karşı savaş açar ve içine girdikleri soğuk savaşta iyiler ve kötüler değil, doğrular ve yanlışlar çarpışır. Savaşa giren her kişi kendi doğrularını sorgular ve alınan cevaplardan biri, her yanlışın kötü, her doğrunun da iyi olmadığıdır. Kuzgun'un meydan okuması büyük ses getirir. Ülkenin tüm gündemi Kuzgun'un manifestosu haline gelirken beklenen adımlar atılmaya başlar. Kuzgun'un sesine kulak veren ile onun susturmak isteyenler her alanda bir çatışma içerisine girerken işler çetrefilleşir. Ekip üzerindeki baskı artarken Kuzgun meydan okumalarına devam eder. Attığı her adım sonrası halkın verdiği cevabı değerlendirir ve buna nasıl devam edeceğine karar verirken ülkenin tümünde bir ayaklanma başlar.
GÜLLER ÖLÜRSE KOKULARI SOLAR by Beleetth
Beleetth
  • WpView
    Reads 2,588
  • WpVote
    Votes 381
  • WpPart
    Parts 4
"Zehri altın bir kadehe doldursan da içeni kurtarmaz, sadece acıyı parlatır."
Gün Gecenin Ardında by ozcanmerve
ozcanmerve
  • WpView
    Reads 20,763
  • WpVote
    Votes 1,547
  • WpPart
    Parts 6
Masanın kenarına iliştirilmiş küçük, kırmızı gonca gül oracıkta bana bakıyordu. Biri görmeden uzanıp çabucak aldım, masayı toplayıp süratle tezgâha döndüm. Bir selam ve bir veda mahiyetindeki bu küçük armağanın sebebinden bihaberdim, bir kere sorma cesaretini bulduğumdaysa tebessüm etmekten başka cevabı olmamıştı. Karabasan'a ısrarcı olmak için yeterli cesarete sahip değildim tabii. Bu güllerin yolunu gözlemekten hem utanıyor hem öfkeleniyor hem de kendime mani olamıyordum... Bu dilemmadan bana kalan hicap omuzlarımda nasıl müşkül bir külfetti, bunu yalnızca ben bilirdim. O hain, gaddar Karabasan'a olan yakışıksız meylim bazı vakit kendimden dahi sakladığım bir sırdı. Gelişinin, selamının kalbime kondurduğu heyecan, kendime dahi itiraf edemediğim mahrem bir utançtan ibaretti. Fakat tüm bunlara karşın vardı, buna mâni olmak ne mümkün. Tezgâha dönmeden evvel bakışlarım Başkan'ın fotoğrafına ve hemen üzerindeki koca mavi Rosav bayrağına takıldı kaldı, göğsümde taşıdığım isyandan utanarak gülün tomurcuğunu avucuma hapsedip sakladım. Beni maksadımdan ufacık bir gül bile alıkoyabilecekse o halde hürriyeti düşlemek ne haddime? Servis tabağında kalan son kurabiyeyi parmaklarımın arasında çevirdim ve çevirdim, nihayetinde bir ısırık alıp göğsümdeki akideyi anımsadım. Enfes marmelatı, taze incir ve hoş baharatlarla hazırlamıştım. Her zamanki gibi Gecegüzü'nün en iyisiydi hatta neredeyse Rosav Çöreğinin sırlı, zehirli marmelatı kadar lezizdi fakat elbette ondan bir yanıyla noksandı. Yine de bundan bile iyisini yapacaktım çünkü hayalim, hayatımı karartmak ihtimal dahilinde olsa bile Gecegüzü'nün en iyi tabağıyla belki unutulmuş, yitirilmiş o mücadelenin ateşini yeniden yakmak hatta belki de şansım yaver giderse gecikmiş bir intikamı almaktı.
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,393,463
  • WpVote
    Votes 91,153
  • WpPart
    Parts 29
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.
TANYERİ by ozcanmerve
ozcanmerve
  • WpView
    Reads 187,338
  • WpVote
    Votes 11,245
  • WpPart
    Parts 17
"Sen bir tırtılsın" dedi bana. "...ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum." Ardından bir kez daha gülümsedi. Yemin ederim ki o gülümsemenin yerine bana bir tokat atmasını isterdim. Kelimelerin, acısına bulanıp gülümsemesinin altında sessiz sedasız ezilişini hissettim. Bilmediği bir şey vardı; ben, bilmediğimi sandığı o cümlenin devamını biliyordum, bunu onun satırlarında okumuştum. Sen bir tırtılsın, ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum... ve sonra kendi kanatların parçalayışını. Arsıl Alaz işte buydu, zihnimin dolunayı. Düşüncelerimi, her yanıma nüfuz eden karanlığın ıstırabından arındırıp ışığını avuçlarıma bırakan adam, o bunu hak etmiyor. Bense, kurak bir toprağa düşmüş küçük bir su damlasıyım. O toprağı yeşil vadilere dönüştüremem, dev bir nehrin çağlamasını sağlayamam. Düştüğüm toprak beni içine çekene kadar bir yanımı güneşin sıcağına feda edebilecek kadar güçlüyüm yalnızca. Yine de aldığım nefesin bile bir gün bana yabancı olacağını hatırlamak istemezdim. Helya ALAZ
ŞEHİR, ZEHİR VE HAMZA by ozcanmerve
ozcanmerve
  • WpView
    Reads 4,488
  • WpVote
    Votes 300
  • WpPart
    Parts 2
İlk cinayetimi Karakoza'nın sokaklarında işledim, diğer birçok fedai gibi. Ölümü, öldürmeyi, yakmayı, yıkmayı biz bu şehirde öğrendik. Sonra bu şehrin bizi dönüştürdüğü şeyi görünce kaçmak için fırsat kolladık. Fakat şimdi geri döndük. Eskiden, vurmamızı istedikleri hedeflere çevirirdik namluyu, ancak şimdi bize vur emri verenlere nişan alıyoruz. Ben Feza, bir şeyler biliyorum. Kazançlarımın kayıplarıma bağlandığı ve madalyonun her iki yüzüne de tanıklık yapan bir şehir... Zehri tadanı, en az tattıran kadar zehirleyen bir zehir... Ve bu şehrin güzüne karşı tebessümü sımsıcak bir palto gibi sarmalayan bir adam, Hamza... Benim tüm hikâyem bu. Ancak bu şehirde daha fazlası var.
SÖNDÜĞÜNDE by monafesa
monafesa
  • WpView
    Reads 2,205
  • WpVote
    Votes 233
  • WpPart
    Parts 5
Yıllardan 2048, günlerden soğuk bir kış gecesi. Gökyüzü hep sönük ve puslu. Korkma, yaklaş, bu gece aydınlığa kavuşacaksın sen de; ama şehrin tüm ışıkları söndüğünde. Karanlıkta yürümektense, bir ışık yakılana kadar beklemek de bir seçimdir. Peki senin seçimin ne? Işığı bekleyecek kadar korkak mısın, yoksa karanlığın en dibine yürüyecek kadar cesur mu?
SÜVEYDA by cemalatifoglu
cemalatifoglu
  • WpView
    Reads 725,696
  • WpVote
    Votes 4,974
  • WpPart
    Parts 13
Bir acı ne kadar sürer? Hiç çocuk olamamış bir kalbin yası kaç günde biter?
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 12,568,031
  • WpVote
    Votes 838,243
  • WpPart
    Parts 81
Kitap oldu. Üç kitabı basıldı. Seri, beş ana kitaptan oluşuyor ve 2025 yılı içinde final yapacak. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
GÖĞÜS KAFESİ  by Beleetth
Beleetth
  • WpView
    Reads 592,126
  • WpVote
    Votes 27,796
  • WpPart
    Parts 20
"Ben fısıltıyım çığlığım olsana."