Harry gayet sıradan bir genç olduğuna emin, sadece teyzesiyle evlenecek olan adama, yani Louis'e biraz aşırıya kaçan bir ilgisi var. Onların evlenmesine ise 60 günden daha az bir süre. «Bu hikaye Harry's POV olup, onun hayatını ve diğer insanlarla yaşadığı tüm gariplikleri, zorlukları ve elbette güzel anılarını konu almaktadır.»

Prometheus'un ateşine sığınanların yanmaktan korkmadığı gibi, diye düşündü Harry, Louis de kendi ateşine gönül koymuyordu. Belki yapmaması gerekiyordu, farkındaydı ama Louis en nihayetinde bir insandı. Etrafındaki yamyamların aksine, Louis'nin bir vicdanı vardı. Louis karaciğerindeki insani duyguların o hücreleri yenileyip, tekrardan karga tarafından gagalanacağını bilmesine rağmen insandı ve pişman değildi. Her bir zorluğa rağmen, tıpkı o kayada sonsuz döngüye itilmiş Prometheus gibi belki bir gün onun da özgürlüğü eline verilirdi, kahraman Herakles'i tarafından. *** Harry'nin günden güne kendine çekildiğini hissettiği edebiyat hocasının sadece öğretmenlik yapmakla kalmadığını, dışarıdaki hayatının bundan çok daha farklı olduğunu öğrenmesi ve dehşete düşmesi fazla da uzun sürmeyecek. Teacher×student kurgusundan çok daha fazlası.

louis asi bir özgürlükler prensi ve aşk nedir bilmiyor; harry ise ona bunu öğretmekte kararlı (zor yollarla bile olsa...) ya da -; au : louis'in tek isteği zorla geldiği yatılı okuldan kovulmaktır ve bunun için müdirenin oğlu harry edward styles'ı kullanacaktır.