Ilana, ejderhaların şövalyeleri ve onların binicileri olarak geçen Rhas Kabilesi'ne aittir. Rhas Kabilesi, yüzyıllar boyunca Rulva ejderhalarına hizmet etmiştir ancak ejderhalar onları askerler olarak değil, itaatkar hizmetçiler olarak görmüştür. Rhas katledilmiş, Rulva öldürülmüştür. Ilana'nın özgür bir hayatı vardır. Ta ki Rulva ejderhalarından birisiyle karşılaşana kadar. **Bu kitapta şiddet ve cinsel içerikli sahneler vardır. Yetişkin okurlar içindir.

Zorluklarla ayakta kaldığı hayatında bir de bursla kazandığı üniversitesini ilerletmeye çalışan Yağmur, hayatının en büyük pişmanlığını yaptı... Birine aşık oldu. O adam ondan sadece kalbini almadı... ama geride yalnızca pişmanlıklar kaldı. Peki yıllar sonra, bir anda karşılaştıklarında; her şey hâlâ aynı mıydı? *

En fazla ne kadar ileri gidebilirsin ki? İstediğin şeyi almak konusunda... belki de, en çok bunun için; neleri göze alabilirsin? Hayat bu; seçimlerinin ne kadar aykırı olduğunun önemi yok. Bir gün, kendini hiç anlaşamadığın bir adamla anlaşma yaparken bile bulabilirsin... dedik ya, hayat bu ve kimin aykırı olduğunu düşünmek için vaktin de yok. En azından, Tamay için her şey böyle. Birbirlerini beklenmedik bir evliliğin içinde bulan ikili, belirli bir süre geçtikten sonra boşanmak konusunda anlaşırlar. Yine de, her şey planlandığı gibi gitmez; aralarındaki ilişki beklenmedik bir şekilde değişmeye başlar.

Gazetecilik son sınıf öğrencisi Gün Aksa Alatan'ın hayatı, emniyet müdürü babasının suç örgütü liderinin peşine düşmesiyle büyük bir çıkmaza dönüşür. 'Katil insandı, suç şeytana kaldı.' Varlığı öğrenilen örgüt liderinin oğlunun çıkagelişi düzeni değiştirir. Dosyalar açılır, kader baştan yazılır. Genç kız, bir sergide karşılaştığı adamla, onun da dahil olduğu kör bir karanlığın içine çekilir. Yalanlar, seçimler, şüpheler ve biçilen roller... karanlıkta vaat edilir. Peki, karanlığın ömrü ne kadardır? •

Kimsesizliğini gizlemek istiyorsan, Kimseni de gizlemeyi bil. Kahkahaların zaafı, Gözyaşının sancısı... Olup olabileceğin her şey, Tek cümlede saklı. Unutmazsan bir de o anı, İntikamın harlar Gözünün en körpe yaşını. - "Başka bir hayatta, asker olmasaydın, yine yollarımız kesişmezdi belki." "Yanlış," diye mırıldandı. Her zamanki gibi sigaranın filtresini koparıp iki parmağı arasında ezmeye başladı. Yüzünde neredeyse gıcık diyebileceğim bir sırıtış vardı. "Ben bunun için doğdum." - Cumhuriyet Savcısı Dide Yenilmez, yaşadığı talihsiz olaylardan ötürü son birkaç yılını ülkenin doğusundan uzak geçirmişti. Ancak 6 senenin sonunda İstanbul'un en yoğun adliyesinde görevini yerine getirmekte iken gelen bir telefonla görev yeri değişmiş, korkuları ve geçmişiyle yüzleşmek için Hakkari'ye geri dönmüştü. Bilmediği bir şey vardı ki o da , senelerdir onu aklından çıkaramayan bir askerin onun dönüşünü beklediğiydi. NOT: İSTER ÖLÜM İSTER AYRILIK, uzun bir serinin ilk kitabıdır. Okuma sırası önem arz etmez. by Liha.

Ölümün kirli nefesi... Ensende eski bir dost gibi. Ağırlığı bir üzüm tanesi kadar, Hazmetmesi o denli değil. Dört saniye herkese bir anken, Senin için bir ömre bedel. ~ Bir şeyi çokça yaşamak ona alışmaktaki anahtar değildi. Azrail'le kaç fincan kahve içersen iç, onunla dost olamazdın. Ölümün hatırı, mezar açılana kadardı. Dördüncüyü aşarsan, biterdin. Nefesin beşincisine gebeyken kaç kere ölümden döndüğünü saymak ele sıfırı verirdi. Sıfır kere sıfır ise bu dünyada dört ederdi. - Ahter Subaşı'nın hayatı bir kaçıştan ibaretti. Ailesi yeryüzünden silindiğinde acısını kalbine gömüp ardına bile bakmadan kaçmaktan başka hiçbir şansı kalmamıştı. Artık ülkenin aranan suçlularından biri olarak başında bir para ödülü ve peşinde kiralık katiller vardı. Hayatını tepetaklak edecek şey ise babasının onun için kurguladığı on yıllık bir planın uygulanmaya başlanması ve yüklü bir miktar para vaadiyle peşine takılan tetikçinin onu bulmasıydı. Sekerat: ölüm anı ve hissiyatı. NOT: SEKERAT, uzun bir serinin zaman çizelgesindeki üçüncü kitabıdır. Okuma sırası fark etmez. by Liha.

Balca, erkekleri sevmezdi. Onları ciddiye almaz, parmağında oynatır ve bazen de kullanırdı. Doğu onu sevmiyordu. Balca da Doğu'yu sevmiyordu zaten. - Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Balca Yücedağ, hayatının monotonluğundan yakınırken önünde yaşayacağı bol seneler olduğu düşüncesine sarılırdı. Yaşamının mahvolmasına daha 4 ay vardı ve o bunun farkında değildi. Bu yüzden Doğu Kantarcı'ya şans vermekte epey gecikti. - Hayallerini gerçekleştiremeyen, nefesi erken tükenen ve yetersizlik hissinin boğduğu tüm genç güzel ruhlara. by Liha.

Kendine teşekkür et. O mermer zemine güvenle attığın adımların, Diline yayılan o en sevdiğin kahvenin Tadına vardığın güzel anların Ve sevdiğin çocuğu gördüğün zaman Pır pır atan kalbinin hatırına Kendine teşekkür et. Kanı kabullen, Kemiği söküp at. Hançer'i 3 kez çevir, Sonuncuyu bağına bırak. - "Planlarının bir parçası olmaktan, beni bir kozmuş gibi herkesin gözüne sokmandan, senin tüm bu oyunlarından bıktım. Seçmediğim bir hayatı yaşamaya mecbur bırakılmaktan bıktım." Bağırarak söylediğim cümlelere yalnızca kaşlarını kaldırarak tepki verdi. Elindeki sargıyı parmaklarına sarmaya devam ederken uzun zamandır alıştığım soğuk ses tonuyla konuşmaya başladığında onu bu çukurda bırakıp gitmeye kendimi ikna etmiş, arkamı dönüp kapıya yönelmiştim. "Planlarımın bir parçası değilsin, karıcım. Planım sensin." - Kimya Mühendisliği son sınıf öğrencisi İklim Akçalı, ülkenin en zenginlerinin fonladığı bir bilim şirketindeki ufak stajın kariyerine olumlu etkiler bırakacağını sanıyordu. Bilmediği şey ise staj yaptığı yerin baş yetkilisinin aylardır ona ulaşmanın yollarını aradığı ve ona hayatının teklifini yapacak olduğuydu. NOT: TARTARUS ŞÖHRET, uzun bir serinin zaman çizelgesindeki 4. kitabıdır. Kitapların okuma sırası fark etmez. by Liha.

Nare, güç ve direnç sahibi demekti. 🤎🩺