Dışarıdan baksan muhteşem, içine baksan harika, kişilerine baksan iğrenç olan bu dünyada görme yetisini kaybeden Lalisa ve bir anda hayatının ortasına düşen Jungkook.

Kırmızı iç çamaşırları, kahve ile sabahlanan geceler, otoriter ve sert polis mrs. lalisa kimsenin kapatamadığı davayı üstlenmişti.

Her renkten çiçekler, tatlı canlılar, konuşan bitkiler ve hayvanlar. Pembe şelale, pembe çiçek, mantar evler, havada ki tüm renlerden oluşan gökkuşağı, mavi, sarı, pembe, mor tüm renklerle donatılmış alem; gökkuşağı dünyamız.

Üniversite öğrencisi Jungkook okul gezisine katılmıştı, nehirlerin ve şelaleri inceleyen insanların aksine 'bedava tatil' diyordu. Ansızın sıkışmış ve büyük nehrin yanlarında bir yere gidip fermuranı indirecekken nehrin içinde gördüğü kız ile çoktan altına koyvermişti.

Masanın her tarafına saçılmış kitaplar, yazılıp silinmiş kağıtlar iyice yıpranmış, yanlış yaptığın sorunun stersi, sınavlar, sabaha kadar kahve ile ayakta kalıp uykusuz günler, evimiz olan kütüphane ve başarmak için sonuna kadar çabalayan genç kızın sonunda diyeceği iki kelime; "ben başardım"