"Teklifini kabul etmezsem peki?" "Sana bir teklif sunduğumu nerden çıkarttın?" "Yani seninle evlenmezsem nolucak?" "Seçenek sunmuyorum! EV-LE-NE-CEK-SİN!!!!" "Beni buna zorlayamazsın Aslan!" "İnan bana çok daha fazlasına zorlayabilirim Aslı..." +18 sahneler,şiddet ve küfür vardır.

Alev Arslan olağandışı durumlarla baş etmesi gereken, sıradan bir kız. Cesur ve zeki, ama bu korkmadığı anlamına gelmiyor. Bu yüzden onunla özdeşleşmek çok kolay. Ama ona sahip olmak? Alev asla kimse tarafından sahip olunamayacak özgür bir ruha sahip genç ve güzel bir kadın. Ancak bilmediği bir şey vardı... Tehlikeli bir hayatın içerdiği tüm unsurları barındıran buz gibi bir kalbe sahip sert, güçlü ve baştan çıkarıcı Ezel Kozanoğlu'nın üzerinde sahip olduğu büyük etkisinden ve Alev'in temsil ettiği her şeyin tam tersini temsil eden bu adamın istediği her şeyi elde etmek için her şeyi yapabileceğinden haberi yoktu. Ezel karanlık, ölümcül ve güçlü bir mafya patronuydu ve Alev'i kendi için istiyordu. Şimdi, Alev bu tehlikeli adamdan kaçmak için duygularının üstesinden gelmeliydi. Ezel Kozanoğlu ise hayatında ilk kez kendi gücüne denk bir erkekle karşı karşıya kalmak üzereydi. Çünkü Alev'i isteyen sadece Ezel değildi. Alev birbirinden tehlikeli ve yakışıklı iki erkek arasında kalmıştı. Ülkenin en tehlikeli suç örgütünde lider pozisyonu için yarışan karşı konulmaz Karan Karaoğlu ve şimdilik o örgütün lideri konumunda olan Ezel Kozanoğlu. Her ikisi de Alev'e sahip olmak istiyordu... Alev Arslan kimi seçecekti? Yakında sıradan hayatının şiddetli bir şekilde değişime uğrayacağının farkında olmayan Alev Arslan'ı bir başka kabus beklemektedir.

Bacaklarımı araladı. "Ne yapıyorsun?" "Seni içiyorum."

Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır. Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.

Neden başkalarının günahlarını da ben çekmek zorundaydım kendi günahlarım boynuma tıpkı bir yılan gibi dolanmışken kendimi kurtarma çabalarım bile ona komik görünüyordu büyük ihtimalle... ~~~ Uyarı!!! : kitap şahsıma aittir adı ve kitap kapağını kendim yapıp ismi kendim buldum. Emeğe saygınız olsun lütfen çalmayın...

Dokuz yıl önce işlenen bir günahın bedelini ödemek; masum bir cana kalır. İntikam için çıktığı yolculukta hiç ummadığı bir şey çıkar karşısına: Hesapsızca duyulan bir aşk. Aşk her şeyin ilacı olur muydu? Yaşananları unutturur muydu? Gülüp eğlensekte, tenlerimiz defalarca kez birbirine değse de, kalplerimiz aşkla dolsa da, hatta geçmişi geride bırakmaya çalışsakta... Tek bir şey değişmeyecekti: Günün sonunda o mezarın soğukluğu, bizi hep birbirimizden uzak noktalara savuracaktı. O savrulduğumuz noktalardan, bir daha bir araya gelemeyecektik belki de... Yaptığımız hatalar büyük olacak, geri dönülemez yollara girecektik. Mesafeler büyüyecek, ortaya çıkan sırlar bizi yerle bir edecekti. Ödenen bedellerin, bir önemi kalmayacaktı. Masumlar, yandığı kadar yakacaktı. Günahkarlar, yaktığı kadar yanacaktı. Aşk her şeye rağmen yine galip gelebilecek miydi? Karan KURTOĞLU ve Asel IŞIK 13/04/2024

"Aradığım tüm erkeklere bedel bir adamsın" - "Ve sende bunun bedelini ödemek zorundasın" |🔞|

Beni iyice tezgâha yaslayarak "Gülden," dediğinde "Bitti," diye tekrar ettim. "Unuttun mu? Aramızdaki her şey bitti?.." "O yüzden mi gözlerime öyle bakıyorsun?" diye sataştı bana. "O yüzden mi beni kıskandırmaya çalışıyorsun? O yüzden mi delirtiyorsun beni? O yüzden mi geceleri hayalimle orgazm oluyorsun?" "Sen..." "Söylesene Gülden, yetiyor mu?" Dudaklarını çenemde hissettiğimde gözlerim sessizce kapandı. "Söylesene," diye fısıldadı. "Söylesene Gülden, yetinebiliyor musun?" *** Alparslan Gündoğdu, karısını ve dört yaşındaki kızını bir yangında kaybetmiş ve yıllar sonra yeni bir başlangıç için her şeyi geride bırakarak İstanbul'a yerleşmişti. Geçmişin kötü hatıralarından kaçmak ve unutmak istiyordu ama kendini ansızın saçları ateşten bir güzele tutulurken bulmuştu. Gülden Seçkin, yemyeşil bakışları ve beyaz tenini çevreleyen kızıl saçlarıyla eşsiz bir güzellikti. Bazen sakar, bazen delidolu biriydi ve kendi sıradan hayatında her şey yolundaydı, ta ki sevgilisi tarafından aldatılana ve hiç ummadığı bir gece Alparslan Gündoğdu'yla karşılaşana dek... Kendini hiç tanımadığı bir adamın kollarına atarken bunun delilik olduğunu biliyordu, yine de o bakışlara karşı koyamayarak ona teslim olmuş ve işte o gece, her şey mahvolmuştu...

Aşk neydi? Her aşık olan evlenebilir miydi? Her evlenen aşık mıydı? Hayır.. Bizim buralarda, yani Mardin'de işler hep başkadır. Çünkü Mardin'de mecburiyetten evlenir, evlendirilir insanlar. Baş gösterenin de cezası kesilir. Mardin'in töresi bunu gerektirir.... Belki bize de şans gülerdi... . . . Yakınlıklarını uzak edemeyen Alin ve Aybars'ın hikayesi...