Favorilerim
5 stories
Hicran Yarası by beyaz-kanat
beyaz-kanat
  • WpView
    Reads 596,237
  • WpVote
    Votes 26,339
  • WpPart
    Parts 1
Törenin amansız yaptırımlarına bir de insanoğlunun saplantılı düşünceleri eklendiğinde iyiden iyiye kanlı bıçaklı ediyordu insanı kaderle... Kader dediğimiz neydi?Temelini törelerden alan bu topraklarda kaderi töreler çizerdi... Yıllar öncesi örmüştü aslında kader ağlarını,bazı yerlerini kördüğüm yapmış ve bu iki insanı ayırmıştı... Hicran... Yazgısına da adı altın harfle yazılmıştı...Hayat oyununda ona biçilen rol, ayrılık acısını çekmekti belli ki... Hicran'ın yaraları yıllar içinde kabuk bağlasa da daha dün gibi tazeydi yüreğinde... Cahit yıllar sonra çıkıp gelecekti...Onun dönüşüyle Hicran'ın aşkla atan kalbi un ufak olacaktı bu tersdüzle. Peki Cahit ismi gibi çabalayabilecek miydi sevdiği kadın için?Onun un ufak olmuş parçalarını sevdasına azık edip toplayabilecek miydi saçıldığı yerlerden?Yoksa her zaman olduğu gibi sinirlerine hakim olamayıp mahvedecek miydi her şeyi? Hicran affedebilecek miydi sevdiği adamı?Sol yanına ağır gelen bu sevda kırıklarını onarmasına izin verecek miydi? Her zaman yakınlaşmaları daha büyük bir ayrılık mı getirecekti onlara? Yoksa her şeye herkese karşı gelerek bu savaşı kazanabilecekler miydi? Bu soruların bütün cevaplarını hikaye içerisinde bulacakken yer yer Cahit kadar öfkeyle gözünüz kör olacak yer yer Hicran kadar kırgın olacaksınız...Diğer hiçbir töre kitabına benzemediğini iddia ederek hepinizi bu serüvene davet ediyorum...
Hayalin Yetmez (KİTAP OLDU) by mineselen
mineselen
  • WpView
    Reads 440,754
  • WpVote
    Votes 30,651
  • WpPart
    Parts 33
En büyük arzusu kız kardeşiyle birlikte okuyabilmek olan sıra dışı bir genç kızın, hayali sevgilisi ya gerçekse!.. Bütün sesler sustuğunda, dünyanın bu yakası uykuya daldığında, görmemek için karanlıkta, ellerimi birbirine kenetliyorum. Parmaklarımı birbirine sarıp, sol elimin sevdiğimi hayal ettiğim erkeğe ait olduğunu düşünüyor, sımsıkı kendiminkine geçiriyorum. Avuçlarımı birbirine sürtüp, yine kenetliyorum. Sonra o sol el kalkıp yanağımı okşuyor, dudaklarıma gözlerine dokunuyor, verdiği duygunun tadını almaya çalışıyorum. En çok da saçlarımı okşaması hoşuma gidiyor. Başımı hayali sevgilimin kucağına koymuş, parktaki ağaçların altında uzanırken görüyorum. Bu bile kalbimin hızlanmasına, yanaklarımın kızarmasına, heyecanlanmama sebep oluyor. diye kısık sesle yazılanları tekrarladı. Söz veriyorum Elizabeth, o kendinden bile saklamaya çalıştığın, görmemek için karanlığı beklediğin duyguların hepsini sana yaşatacağım. El ele, sokaklarda göğsünü gere gere gezdireceğim. Saçlarını, yanaklarını, o güzel dudakları sevgiyle okşayacak, kendinden utanmana izin vermeyeceğim. Tırtılım... Bir tanem...
Not: Seni Sevmiyorum by EnverVefa
EnverVefa
  • WpView
    Reads 2,156,775
  • WpVote
    Votes 81,159
  • WpPart
    Parts 24
Siz hiç sevgilinizden bir mesaj, e-posta ya da daha kötüsü bir post-it ile ayrıldınız mı? Ben az önce yaptım! Üstelik üstümdeki giysiye rağmen. Ne mi giyiyorum? Gelinlik! Ah evet doğru duydunuz ben az önce nişanlıma bir post-it üzerinde ondan ayrıldığımı ilan ettim. Şimdi düşünüyorum da belki daha duyarlı birkaç söz yazabilirdim. Özellikle de aşağıda bekleyen yaklaşık bin kişiye gelinin onu yüzüstü bıraktığını açıklamak zorunda kalacağı, daha doğrusu açıklayamayacağı düşünülürse... Peki ben ne yaptım? "Üzgünüm, yapamayacağım. Umarım bir gün beni bağışlarsın... Not: Seni sevmiyorum!" * Bu yaz post-it'lerin nelere kadir olduğunu daha iyi anlayacaksınız! Not: Sizi Seviyorum
AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu) by BirMavihikayesi
BirMavihikayesi
  • WpView
    Reads 7,789,188
  • WpVote
    Votes 220,127
  • WpPart
    Parts 87
HERKES BAKSIN BİR :)
KUMA  by seh-naz
seh-naz
  • WpView
    Reads 11,828,466
  • WpVote
    Votes 375,368
  • WpPart
    Parts 103
Bir evliliği ayakta tutan yegâne güç; adamın sevdası, kadının bu sevdaya sarılışıdır. Mutluluğun formülü birbirine sevmekte saklıdır. Bu formülü bozacak günler Eroğlu konağının kapısını çalıp içeri buyur edilir. Bebek hasretinin tutulduğu konakta KUMA rüzgârı eserken kaosa doğru sürükleyen fırtınaya iki kadın, bir adam tutulur. Hayat ters köşeden vurarak bebeği olamayan yıllarca bu eksikliğin acısını pervasızca çeken, hastaneden hastaneye koşuşuna, umut etmekten ve istemekten yorulmayan kadının hayatına kuma gölgesi düşürür. Karısının bebeği olmadığı her gün aşkı daha sağlam ayakta dururken seven adamın duygularını ve aklını yitirecek kâbus gerçekleşir. Kokladığı gülün üstüne bir kır çiçeği yerleşir, bu çiçek tohumunu verir ve sevdaya tutulmuş adamın kalbi ikiye bölünür. Konağa düğünsüz derneksiz üzerinde bir gelinlikle kapıdan içeri alınan kadını beklediğinden daha zor bir hayat, beklemediğinden daha kötü bir evlilik gerçekleşir. Zorlu sınavlara tabi tutulur, aşk ve sevgi yoksunu bir evlilikte ayakta durmaya çalışır. Kocası tarafından merhamet dilenen kadın halini alır. Sevda bir kadında tutku bir kadında aynı çatı altında zorlu yaşam sürdürülür. Arafta kalmış bir adamın, bu adama bağlı iki kadının yaşamı zorlu serüvenlerle akıbeti belli olmayan sona doğru giderler. Ateş düştüğü yeri yakar KUMA gelir. Hasreti kadın dindirir bebek doğar. Adam ikiye bölünür. Ve aşkı hangi kadın alacak sorusu akılları alır. Ben Ezo; üzerine kuma gelmiş kadınım. Şimdi sığındığım limanım kocamın kalbindeki aşkım. Ben Şerwan; bir kadının hayatını kalbine alan, bir kadının hayatını omzuna alan adamım. Ben Beritan; kuma giden kadınım. Benim tek dünyam kucağıma aldığım bebeğim.