BENİ AŞK'A İNANDIR +18
Damla_yazar
- Reads 1,216
- Votes 131
- Parts 4
Kitapta kadına şiddet, hakaret, tecavüz, kuma vs. Yoktur. Hiçbiri normalleştirilmemiştir.
Mardinin taş sokaklarında bir efsane gibi anlatılırdı Elfesya Akçanın güzelliği. Uzun kahverengi saçları rüzgârda dalga dalga savrulurken, kahverengi gözleri hayata tutunmaktan vazgeçmeyen bir çocuğun inadıyla parlar, gülüşü ise eski bir masal gibi insanın yüreğine dokunurdu. Ama bu güzellik sadece bir hikâyeydi dışarıdan bakanlar için. Çünkü kimse, Elfesyanın içinde taşıdığı yaraları, hayallerini ve o hayaller uğruna her gün biraz daha büyüyen sessiz isyanını göremezdi.
O, babasının prensesi, annesinin çiçeği, abisi Yusuf'un gözbebeğiydi. Ama Zelal...
Ortanca abisi Zelal, onun varlığını hiçbir zaman kabullenememişti. Çünkü Elfesya sevilendi. Çünkü Elfesya parlayandı. Ve Mardin gibi suskun bir şehirde bile, onun sesi duyuluyordu artık.
Elfesya'nın tek arzusu vardı. Avukat olup kendi ayakları üzerinde durmak. Bir gün o konağın taş duvarlarının ötesine geçmek, kendi kaderini yazmak. Ama kader, yazılacak bir şey değil, yaşanacak bir şeydi...
Hele ki Şahin Saruhan gibi bir adamla yolu kesiştiğinde.
Şahin Saruhan ailesinin büyük oğlu. Mardinin en saygı duyulan ama en korkulan ismiydi. Sert bakışlı, suskun ve hükmedici. Onun için hayat kurallardan ibaretti, aşka yer yoktu, merhamete hiç yoktu. Ta ki bir ihanet, bir kan davası ve bir kızın gözyaşları tüm ezberini bozuncaya kadar.
Berdel, iki ailenin kanını durduracak tek çözümdü. Elfesya hayalleriyle vedalaşmak zorunda kaldı. Ve o gece, Şahin Saruhan'ın karısı oldu.
Ama asıl hikâye orada başladı. Sevilmeden girilen bir evlilikte, aşka hiç inanmayan bir adamla, kırılgan bir kalbin savaşı başladı.
Ve Elfesya...
Kendini aşka inandırmak zorundaydı.
Çünkü bu aşk, yalnızca bir kalbi değil...
İki kaderi değiştirecekti.