MHRS(okuduklarım)
10 stories
NADİDE (TAMAMLANDI) by Mavili_Yazarr41
Mavili_Yazarr41
  • WpView
    Reads 4,874,716
  • WpVote
    Votes 193,178
  • WpPart
    Parts 55
"KÜFÜR VE YETİŞKİN UNSUR İÇERİR!" 'KİTABIMDA KÜFÜR ETMEYİN!' Nadide ŞAN. Seyyid Ali YILMAZ. Bir silah, bir kaza, bir ölüm, bir intikam ve tutkulu bir sevda... *** Seyyid Ali, "Birincisi sana dokunmayacağım ve asla benim kadınım olmayacaksın!" Bunu demesiyle Nadide gözle görülür bir vaziyette rahatlamıştı. "İkincisi asla anamın sözünden çıkmayacak ve ona karşı gelmeyeceksin. Her ne derse yapacaksın." dedi Seyyid Ali. "Üçüncü ve sonuncu ise," dedi ve kıza yaklaştı. Kızın buram buram yasemin kokusu burun deliklerine dolmaya başlamıştı. Nefesini tutup, "Aileni unutacaksın!" der demez Nadide'nin kalbi acıyla kasıldı. Böyle bir istek olmazdı, olamazdı. Bu nasıl bir vicdansızlıktı? Mavi gözleri yaşlarla dolmaya başlamıştı. Başını iki yana salladı. "Hayır, böyle bir şeye hakkın yok!" dedi Nadide. Seyyid Ali kızın böyle cesaretle konuşmasına öfkelenmişti. "Senin o it babanın da beni babasız bırakmaya hakkı yoktu ulan!" diye bağırdı. Nadide irkilmiş ve sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı. O tüm bunları hak etmiyordu. "Benim babam... Babam hakkında doğru konuş!" dedi kekeleyerek. Korkuyordu amma söz konusu babası olunca, herşeyi unutuyordu. Sinirden gözü dönen Seyyid Ali ileri atıldı ve kızın omuzlarını tutup, onu sertçe sarstı. "Savunma lan o soysuz iti! Savunma!" demiş ve kızı yere fırlatmıştı. *** "Bu bir sabır ve emek hikayesidir."🌼 90'lar yılında Adıyaman'da geçen, tutkunu olacağınız bir hikaye. Kitapta 'yetişkin unsurlara' yer verilecektir. KURGUM TAMAMEN BANA AİTTİR. HERHANGİ BİR (Ç)ALMA VEYA KOPYALAMA DURUMUNDA GEREĞİ YAPILACAKTIR. Mavili Yazar 💙
MIH by _Mehsa_
_Mehsa_
  • WpView
    Reads 9,063,819
  • WpVote
    Votes 378,770
  • WpPart
    Parts 68
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyasının Azrail'i olarak adlandırılmış bir genç adam . Bir kulübe,bir masumun intikamı. Bir kurul, suçsuz insanların günahkar kuklacıları. Ve karanlığın intikamına boyanmış kör kuyularına düşen, küçük narin bir ışık; Elif! O bir anahtar. Kalbine hiç nefret uğramamış bir umut. İntikamın ilk aydınlığı; Günışığı! Onun bir görevi var. Seveceği adamın tek hedefi olan intikam onu yok etmeden, kalbini açtığı bu adamın cehennemden uzaklaşmasını sağlamak. Cehennem, bir ışık için kör karanlığı affedecek miydi? Yoksa bir türlü Azrail'i azad etmeyen intikam, onu anahtarsız kapılar ardında saklamaya devam mı edecekti? Oysa Allah'ın ol demesiyle bütün kapılar açılırdı! İntikamın ölümü, Günışığının baharını getirecekti...
KARANLIĞIN ŞEHRİ by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 25,368,688
  • WpVote
    Votes 1,489,431
  • WpPart
    Parts 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa... Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa... Neler olur?
VERA İLE VAHA by kariabenam
kariabenam
  • WpView
    Reads 7,861,006
  • WpVote
    Votes 360,932
  • WpPart
    Parts 61
!!! +18 "Geçmişin bana ait," dedi ve kulağıma yaklaşarak fısıldadı. "İstesen de beni unutamazsın." Geçmiş can yakar. Yıllar sonra karşılaştığında bile. Fakat madalyonun iki yüzü vardır. Her şey çok güzel olabilirdi; onu tekrar görmeseydim. Henüz gençliğinin baharındayken, sevdiği adam tarafından acımasızca dünyası başına yıkılan Eylül'ün ölmekten başka hiçbir planı yoktu. Gözünü kapatıp teslim olduğu adam olan Vaha, onu bir başına ve yüzüstü bırakıp gitti. Yaşadıkları anların hepsinin acı bir hatıraya gömüldüğünü dehşetle izledikten sonra ardı ardına darbe aldı. Annesinden, babasından, ağabeyinden... Bir zamanlar deli gibi sevdiği Vaha, tüm hayatını ellerinden çalmıştı. Uykusunda gördüğü dur durak bilmeyen kabuslarla, uyandığında umutsuzluğun beslediği ruhunu huzura kavuşturmaya kararlıydı. Ta ki dünyanın en kibar ve anlayışlı adamı olan Özgür'le tanışana dek... Eylül, uzun yıllarının ardından onu unuttuğunu sanıp yeni hayatının taslağını çizdikten sonra Vaha ile tekrar karşılaşır ve fitilin ucu ateşlenir. Çaresiz, umutsuz ve bir o kadar da yasak aşkın pençesine girmemek için birbirlerini mahvetmek pahasına ikisi de mücadele eder. Eylül'ün doğru sandığı yanlışları tokat gibi yüzüne çarparken, gerçekler onu dipsiz bir kuyuya atar. Fakat yazgının kesin çizgisinden çıkmak ne kadar mümkün olabilirdi ki?
LAL by hikayelerindeyasar
hikayelerindeyasar
  • WpView
    Reads 28,211,615
  • WpVote
    Votes 1,403,642
  • WpPart
    Parts 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işaret dili öğrenen bir adamın hikâyesi...
KOZ VE KÖZ +18 by realistinbiri
realistinbiri
  • WpView
    Reads 1,226,192
  • WpVote
    Votes 39,716
  • WpPart
    Parts 58
Dudakları bir boşlukta dudaklarımla birleştiğinde, bedenimi yükseltip ona tıpkı onun gibi karşılık verdim. Öpüşmek güzeldi, unutturuyordu bir şeyleri. Tutuşmuş dudaklarımızın kör bağını çözen o olduğunda, geri çekilip yeniden, karanlığın ortasında ışıldayan gözlerimin içine baktı. "Tüm bunları yarın sabah unutacaksın." Başımı hızla iki yana salladım, unutmayacaktım. "Unutmayacağım." Hafifçe güldü, onu ilk kez böyle görmüştüm. Ve işte o an, karşımdaki adamın ruhunda yanan ateşi cennet sandım. Çatılmış kaşlarının gizlediği gözleri, salondan içeri sızan zayıf rengârenk ışıkların altında tutkuyla parlarken, "Çok güzelsin..." dedi, sanki bunu kendisine de itiraf edermiş gibi. Dudaklarım hafif bir kıvrılmayla kasıldığında, ona söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Saniyeler içerisinde, benden onay dahi istemeden erkekliğini hızlı bir hareketle içime ittiğinde, canım o kadar yanmıştı ki, dudaklarımın arasından, canımın ne denli yandığını gösteren acı dolu bir feryat döküldü. Feryadımın ardından bir soluk süresi kadar duraksadı yalnızca. Hareketleri anbean hızlandığında ise, kendi kendine, nefes nefese mırıldanmaya başlamıştı. "Çok darsın ve bu mükemmel... Harikasın." Sözleri sonrasında, içimde ilk kez, ruhu her ne kadar karanlıklarda olsa da, kırılmış kanatlarıyla gökyüzündeki aydınlığa uçmayı düşleyebilecek kadar iyileşmiş bir kadının varlığını hissettim. İlk kez.
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,538,439
  • WpVote
    Votes 1,593,542
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
GECENİN IŞIĞI by buyazarneleryazar
buyazarneleryazar
  • WpView
    Reads 15,627,718
  • WpVote
    Votes 406,365
  • WpPart
    Parts 179
Genel Kurgu #1 Bir adam düşünün, hayatının tüm dönemlerini karanlık işlerle geçiren ve geçmişinin izlerini hâlâ üzerinde taşıyan... Bir de kadın düşünün, şu yaşına kadar sersefil büyüyen ve babasının hastalığı yüzünden yüklü bir miktarda paraya ihtiyacı olan... Gece ve Işık. İsimleri birbirine tamamen zıt olan karakterlerinin ispatıydı. Adam gece kadar karanlık, kadın ise güzelliğiyle bir ışık gibi parlaktı. Kadının ihtiyacı olan paraydı. Bulmuştu. Yanında hayatının aşkıyla beraber. Peki sizi hiç tanımayan bir tefeci hiçbir kefil göstermediğiniz halde size neden istediğiniz parayı versin ki? İşte tüm gizem de burada başladı zaten. •• Bana hediye ettiği kolyenin klipsini aradım ama bulamadım. Kutunun içinde küçük de bir anahtar vardı. Ufacıktı. Anahtarın nereye gireceğini sonradan fark etmiştim. El ele tutuşan figürün ortasındaydı anahtar yuvası. "Kolyeyi takabilmen için ellerin ayrılması gerekiyor. Sadece bir seferlik ayrılsın o eller. Bir daha asla bu kolyeyi çıkarma ki ellerimiz ayrılmasın." Geleceği kimse bilemezdi. Neler yaşayacakları hiç belli değildi. Işık, Gece'nin ondan gizlediği büyük sırrını öğrendiğinde tüm hayatları değişecek ve bu sır Işık'ı zor bir karara itecekti. Onlar farkında olmadan birbirlerini yıpratacak ve güvenlerini kaybedecekti. Bu engeli aştıklarını düşündükleri anda, bir ölüm tüm hayatlarını değiştirecek ve onlar farkında olmadan kaçınılmaz sona sürüklenecekler... Bu sonu kendi elleriyle inşa etseler de bir şeyleri değiştirmek için hep çabaladılar. Bakalım çabaları işe yarayacak mı yoksa Gece ve Işık, isimleri gibi birbirlerinin zıddına mı sürüklenecekler? Kapak tasarımı: @dowofficial (rei-nia) NOT: +18 Sahneler bulunur. Uyarıyı okuduğu halde kitaba başlayıp bu sahnelerde saçma sapan yorum yapanlar tarafımdan engellenecektir.
SOĞUK TUTKU +18 by LorianaLM
LorianaLM
  • WpView
    Reads 9,514,263
  • WpVote
    Votes 74,493
  • WpPart
    Parts 8
"Soyun." Gözleri kin dolu bakıyordu. Kin ve Nefret dolu. Duyduğum kelime beynime bir mızrak gibi saplandığında ceketimin cebinden çıkardığım bıçağı hızla ona doğrulttum. Her ne kadar bunu yapmaya cesaretim olmasa da; onun gözünü, korkmayacağını bildiğim hâlde ekmek kırıntısı kadar olamayan bir umutla korkutmaya çalışıyordum. Ne yazık ki bu bir aptallıktan ibaretti. Canım sadece daha fazla yanacaktı. Sağ elimi havada olumsuz anlamda savurarak, "Asla," diye bağırdım. "Git buradan!" Göz yaşlarım tek tek çeneme doğru süzülürken, bulanıklaşan görüntüleri netleştiremiyordum. Dudaklarının arasında ki sigara dumanını soluyarak alay dolu gülümsedi. Her kalp atışı, ruhumu titretiyordu. Omzunu yasladığı duvardan ayrılarak neredeyse bitmiş olan sigarasını yere attı ve rugan ayakkabısının ucuyla ezerek umursuz bir şekilde elimde ki bıçağa baktı. Gözlerini yeni bir alay bürüdüğünde, "Bu bıçakla mı tehdit ediyorsun beni?" diyerek, daha başlamadan sonlanan mağlubiyetime gülümsedi. Ardından kömür karası bakışları yeniden gözlerime uğradığında, keskin yüz hatları daha da derinleşerek öfkeli bir hâle büründü. Nabzı, nabzıma işliyordu. Gözlerinde ki alay silinerek okunamaz bir hale geldiğinde kaşları büyük bir soğukkanlılıkla çatıldı. "Hiçbir şey ama hiçbir şey; bana ait olduğun gerçeğini değiştiremez, Şura Yosun." ••• ▪ UYARI: LÜTFEN, ÇOK FAZLA GİZEM, FAZLA ACI, FAZLA GÖZ YAŞI, FAZLA ENTRİKA VE FAZLA DRAM İÇEREN KİTAPLARA TAHAMMÜL EDEMİYORSANIZ BAŞLAMAYIN, ÇÜNKÜ AŞIRI GİZEM, ŞİDDET VE PSİKOLOJİK GERİLİM İÇERİR! Okurken hissettiğiniz tüm duyguları sizinle birlikte hissediyor olacağım, bu bir bağımlılık. Peki ya, sen Bağlanmaya hazır mısın? ▪
KURALSIZ | KİTAP OLDU by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 10,361,051
  • WpVote
    Votes 531,896
  • WpPart
    Parts 92
"Ben, kalbinde yaşayabileceğim birini hayatımda isterdim," dedim ve yemyeşil gözlerinin içine baktım. "Peki sen, sen nasıl birini isterdin hayatında?" Yeşillerini denize çevirdi, iç çekti. Sabırla bekledim dudaklarından dökülecek olan cümleleri. Uzun uzun baktı denize. Sabrımı sınamak istercesine uzun baktı hem de ve sonunda yeniden bana dönebildi. "Hiç kimseyi," dedi kendinden emin bir şekilde, afalladım. "Neden?" Sordum, kadehinde kalan şarabını bir kerede içti. Boşalan kadehe odakladı bakışlarını. Uzun uzun düşündü. Gözünün ucuyla bana baktığında yüz ifadesi düzdü ama gözlerini yine saklayamamıştı. Gözlerinden anlaşılıyordu kederli olduğu. "Çünkü ben kimseyi kalbimde yaşatamam," dedi, bu cümlenin ağırlığı altında ezilirken acıyla yutkundu ve ekledi. "Benim kalbimde bana bile yaşam yokken, hiç kimseye olamaz."