leaving tonight
46 verhalen
Vişne Bahçesi door ClassicsTR
Vişne Bahçesi
ClassicsTR
  • reads 3,132
  • Stemmen 162
  • Delen 4
Vişne Bahçesi, Anton Çehov'un yazdığı ve ilk kez 17 Ocak 1904 tarihinde Moskova'daki Moskova Sanat Tiyatrosu'nun Constantin Stanislavski yönetmenliğinde sahnelediği oyun. Eser, 19. yüzyılın son yıllarında gelişme yolundaki sanayileşmeye çalışan Rusya'da geçmektedir. Yayınevi: Cumhuriyet Dünya Klasikleri Yıl: 1998 Çeviren: Ataol Behramoğlu
Martı door ClassicsTR
Martı
ClassicsTR
  • reads 2,348
  • Stemmen 101
  • Delen 4
Martı, Anton Çehov'un dört büyük tiyatro oyunu kabul edilenler arasında ilk yazılmış olanıdır. 1895'te yazılan oyun, dört ana karakter arasındaki romantik ve sanatsal çatışmalar etrafında geçer. Yayınevi: Cumhuriyet Dünya Klasikleri Yıl: 1998 Çeviren: Ataol Behramoğlu
Maça Kızı door ClassicsTR
Maça Kızı
ClassicsTR
  • reads 5,581
  • Stemmen 253
  • Delen 6
1799'da Moskova'da doğan Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, çarlık yönetiminin zulümlerine karşı yazdığı şiirlerle ünlendi. Daha sonra yazdığı eserlerle Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul edildi. ebedi kültüründe Rus halk sanatı epeyce yer tutar. Şiirde lirik, romantik Batı şairlerinni yolunu izleyen Puşkin, öykü ve romanda Gerçekçilik akımına yönelmiştir. Edebi konularını gündelik hayat oluşturur. 1833'te yazdığı Maça Kızı, Puşkin'in yazınsal yaratıcılıktaki ustalığını gösteren öykülerinden biridir. Maça Kızı'nı merak ve coşkuyla okuyacaksınız. Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Çevirmen: Ataol Behramoğlu
Odysseia door ClassicsTR
Odysseia
ClassicsTR
  • reads 2,075
  • Stemmen 81
  • Delen 24
Egeli büyük ozan Homeros'un destanlarından İlyada bir olayın, Odysseia ise bir kişinin destanıdır. Çağdaş okurlar, İlyadadan daha sonra yaratıldığı anlaşılan Odysseiayı bir destandan çok çağdaş bir romana, bir filme benzetirler. Gerçekten de konusuyla romanı, kurgusuyla filmi andırır bu destan. Her iki destan, anlatım tekniği açısından da değişiktirler. Troya kentinin destanı olan İlyadada olaylar düz akışlı bir anlatımla sergilenirken, Odysseiada anılar, öyküler, geriye dönüşler, yer ve zaman atlamalarıyla, olay içinde olayların anlatıldığı çağdaş bir roman kurgusu görülür. İlyada, gerçek bir destandır; büyük bir olayın ve o olaya karışmış pek çok kişinin insanüstü güçlerle ilişkisini anlatır. Odysseia ise bir tek kişinin, kral Odysseus'un öyküsüdür. Troya Savaşı biteli on yıla yaklaştığı halde İthaka Kralı Odysseus, yurduna dönememiştir. Yıllardır bir adada tutukludur. Tanrılar sonunda yurduna dönmesine izin verirler. Odysseia destanı, Odysseus'un on iki gemisi ve yoldaşlarıyla yola çıkışıyla başlar, üç yıl denizlerde sürünüp bin bir tehlikeyi savuşturmasından sonra ve ancak yirmi yıl sonra yurduna ve karısına kavuşmasıyla biter. Odysseia, uygarlığımızın ilk ve belki de en ölümsüz romanıdır. Yayınevi: Varlık Yayınevi Çevirmen: Ahmet Cevat Emre Basım Yılı: 1971
İlahi Komedya door ClassicsTR
İlahi Komedya
ClassicsTR
  • reads 12,292
  • Stemmen 778
  • Delen 101
Dünya şiirinin başyapıtı İlahi Komedya, Dante'nin Cehennem'e, Âraf'a ve Cennet'e yaptığı düşsel bir geziyi destanlaştırır. İlahi Komedya, 14.233'e ulaşan toplam dize sayısı ile, şiir tarihinin en uzun soluklu şiiridir. Dante'nin, 1300 yılının 7 Nisan Perşembe gecesi başlayan gezisi bir hafta sürer, Dante'ye Cehennem ve Âraf yolculuğu boyunca Latin şair Vergilius rehberlik eder. Âraf'ın tepesinde Vergilius yerini, Cennet'te Dante'ye rehberlik edecek olan Beatrice'ye bırakır. Dante, Beatrice'yi ilk gördüğünde kendisi dokuz, Beatrice sekiz yaşındadır. Dante, ömrü boyunca Beatrice'ye bağlı kaldığı gibi, düşünce dünyasının da esin kaynağı olur Beatrice. Vergilius'un Aeneis destanını örnek alan ve sıradışı bir aşka mitoloji, tarih ve kutsal metinlerle de desteklenen gerçeküstücü bir ortamda yakılan bir ağıt olarak da değerlendirilebilecek olan İlahi Komedya'nın tarih ve felsefeden dinbilime, gökbiliminden geometriye uzanan bir ansiklopedi niteliği taşıması da bir başka özelliğidir. Yayınevi: Oğlak Yayınları Çeviren: Rekin Teksoy Yılı: 2011 Baskı: 12. baskı
Kırmızı ve Siyah door ClassicsTR
Kırmızı ve Siyah
ClassicsTR
  • reads 1,399
  • Stemmen 65
  • Delen 76
Stendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği belediye başkanının karısı ile dedikodulara yol açan bir ilişki kurar. Paris'e gider. Orada aristokrat bir ailenin kızı ile yaşadığı aşk, onu hayatın girdaplarına sürükler. Gururlu, kibirli, asi, ödünsüz bu genç adam, kendi değerleri soylu sınıfın değer yargılarına çarptıkça geri püskürtülür. Hayatını, iki bavula sıkıştırmış, ömrünün son yıllarını bir İtalyan kentinde konsolosluk görevinden aldığı üç beş kuruşla sürdürmek zorunda kalmış Henri Beyle (Stendhal), aynen Julien Sorel gibi ödünsüz, aksi, ömür boyu aşkı aramış, daima yalnız kalmış, istediği, gibi değil, yaşayabildiği gibi yaşamıştır. Yazar: Marie-Henri Beyle Stendhal Yayınevi: Bordo Siyah Yayıncılık, 2010 Çeviren: Sonat Kaya
Notre Dame'ın Kamburu door ClassicsTR
Notre Dame'ın Kamburu
ClassicsTR
  • reads 19,151
  • Stemmen 772
  • Delen 53
"Quasimodo", Paskalya'dan sonraki ilk pazara verilen addır aslında. XX. yüzyıl Parisi'nde Notre-Dame Kilisesi'nin ön avlusundaki kerevete, kimsesiz bebekler bırakılırdı. Başrahip Frollo, böyle bir günde bulduğu sakat bebeği himayesine aldı ve ona Quasimodo adını verdi. Onu büyüttü ve zangoçluk işini verdi; ancak çanın sesi altın kalpli Quasimodo'nun giderek sağır olmasına yol açacaktı. Quasimodo, koruyucusu kabul ettiği Frollo'ya büyük bir sevgi ve bağlılık duyarak büyür. Oysa başrahip karanlık içdünyasına hapsolmuş, dizginleyemediği nefretinin pençesinde kıvranan biridir. Hayatı, çanlar ve Notre-Dame Kilisesi'nden ibaret olan Quasimodo, güzeller güzeli çingene kızı Esmeralda'ya, ilk görüşte büyük bir aşkla vurulur. Ne var ki başrahibin gözü de Esmeralda'dadır. Esmeralda'nın dünyasındaysa Yüzbaşı Phœbus'ten başka hiç kimseye yer yoktur. Artık sevgi ile nefretin, iyilik ile kötülüğün kıyasıya mücadelesidir yaşanan. Victor Hugo, olayları ince ince ördüğü Notre-Dame'ın Kamburu adlı ünlü eserinde, insan hayatında kaderin yerini de sorgulamış, kaleme alındığından bu yana birçok sanat eserine, özellikle de filmlere esin kaynağı olan muhteşem bir roman çıkarmıştır ortaya. Notre-Dame'ın Kamburu aynı zamanda Paris kentinin romanıdır. Hugo, şehrin o dönemini adım adım, duvar duvar, tarih tarih, o olağanüstü zengin diliyle anlatmış, Paris'in, diğer karakterlerden rol çalmasına yol açmıştır. Yayınevi: Can Yayınları Yılı: 2012 Çeviren: İsmet Birkan
Faust door ClassicsTR
Faust
ClassicsTR
  • reads 4,268
  • Stemmen 206
  • Delen 39
Sanatta hiçbir zaman kusursuz yoktur, en iyi sayılabilecek bir yapıt ancak 'oldukça iyidir'" sözleriyle sanat anlayışını belirten Goethe, sadece Almanya'nın değil, bütün Avrupa'nın en önemli dehalarından biridir. Yaşamı boyunca şiirden romana, felsefeden bilime kadar farklı alanlarda sayısı yüzlerle ifade edilen yapıta imza atmıştır. Faust, Goethe'nin yazarlık yaşamının elli yıllık emeğini alarak, haklı bir üne kavuşmuş en önemli yapıtıdır. Ruhsal özgürlüğe ulaşmanın maddi arzulardan sıyrılmak ve bencil olmamakla mümkün olabileceği fikrini işlediği bu yapıt, yazarın sanatının da doruk noktasıdır. İnsanın şeytanla vardığı bir anlaşma ve bunun sonuçları üzerine kurulu bu yapıtıyla Goethe'ye yeniden hayranlık duyacak ve bu yapıtının yazarın elli yıllık emeğine değdiğini göreceksiniz. Yayınevi: Doğu Batı Yayınları Çevirmen: İclal Cankorel Basım Yılı: 2011
Tom Sawyer door ClassicsTR
Tom Sawyer
ClassicsTR
  • reads 4,680
  • Stemmen 227
  • Delen 22
Mississippi Nehri kıyısındaki St. Petersburg kasabasında yaşayan, yaramaz bir çocuk olan Tom Sawyer, erkek kardeşi ve Polly teyzesiyle birlikte yaşamaktadır. Başı bir türlü beladan kurtulmayan Tom,sarhoş babası yüzünden kasabalıların uzak durduğu Huckleberry Finnile bir cinayete tanık olur. Bu korkulu olayın üstüne bir de kız arkadaşı Becky ile kavga edince evden kaçmaya karar verir ve arkadaşları HuckFinn ve Joe Harper'ıda yanına alarak evden kaçar... Mark Twain'in muzipliklerle dolu romanı Tom Sawyer'ın Maceraları'nda, adımını attığı her yerde bir belaya rastlayan bahtsız Tom'un hikâyesi anlatılıyor. Yazar: Mart Twain Yayınevi: Arkadaş Yayıncılık Çevirmen: Ali Aydoğan İlk Baskı Yılı : 2011 Baskı Yılı: 2014
Böyle Buyurdu Zerdüşt door ClassicsTR
Böyle Buyurdu Zerdüşt
ClassicsTR
  • reads 5,658
  • Stemmen 216
  • Delen 20
Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi... Ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Günlerden birgün yıldız, aydınlatacak bir şeyin kalmasyadı yazgın ne olurdu? On yıl varki buruya mağarama çıkıyorsun. Eğer, ben, kartalım ve yılanım olmasaydık, ışığından ve yolundan bezerdin. Fakat her sabah seni bekledik. Işığının fazlasını aldık ve bunun için seni kutsadık. Bak! Ben, fazla bal toplamış arı gibi uzanacak ellere muhtacım. İnsanlar arasında, akıllılar deliliklerine; fakirlerde zenginliklerine kavuştuğu o derin sevinci tekrar yaşatmak için armağanlarımı paylaştırmak istiyorum. Bunun için aşağılara inmeliyim. Nasıl ki sen, cömert yıldız, akşamları denizin arkasına iniyor ve arkadaki dünyaya ışık götürüyorsan, ben de senin gibi, inmek istediğim insanların arasına girmek istiyorum. Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tek göz, beni kutsa!... Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun parıltılarını her tarafa saçsın. "Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor." Zerdüşt'ün on yıl sonra insanların arasına karışma isteği ve dağdan inişi böyle başladı. İlgi Kültür Sanat Genel Yayın Yönetmeni / Ahmet İzci Çeviri / Korkut Ata Editör / Taner Dileklen