Maysa_58
- Reads 12,031
- Votes 1,647
- Parts 6
Eski dönem kurgusu..🕊️
Heyecanlı bir bekleyiş içindeydi güvey odasında Suna. İçindeki heyecan öyle büyüktü ki, kendini sanki bir rüyanın içindeymiş gibi hissediyordu. Kırmızı duvağın ardından avuç içine bakmış ve gülümsemişti. Kınası tutmuştu ve Suna bunun anlamını çok iyi biliyordu. Güzel başlamamışlardı ama güzel olacaklardı; Suna buna tüm kalbiyle inanıyordu. Derken, dışarıdaki davul zurnanın sesi kesilmişti; damadı güvey odasına yolcu ediyorlardı. İçindeki heyecanla yataktan kalktı.
Dışarıdan gelen bağırış sesleriyle odasının kapısı açılmış ve kocası içeriye girmişti. Kalbi küt küt atarken, Yavuz Ali ona hiç bakmadan geçmiş ve odadaki koltuğun üzerine oturmuştu. Suna, ne olduğuna anlam verememişti. Az önceki heyecanından eser kalmamış, yerini korku ve hayal kırıklığı almıştı. Duyduğu cümlelerle ise az önceki rüyası kabusa dönmüştü.
"Ne bekliyorsun?" dedi sert bir sesle. Cebinden tütünü çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi ve metal çakmağıyla tütünü yakarken ciğerlerini derin bir dumanla doldurdu. Saliseler sonra titretmişti beyaz dumanın sardığı gözbebeklerini.
"Bu gece yahut sonraki tüm geceler... Ne olacağını sanıyorsun?" En az bakışları kadar sertti ses tonu. Döktüğü her kelimede boynundaki damarlar hiddetle kabarmaktaydı. Derken bir anda öfkeyle çevirivermişti bakışlarını yatağın önünde dikilmekte olan karısına.
Genç kız kocasının bakışlarında gördüğü manayı tanıyamamıştı. Kin mi, nefret miydi bu? Yoksa koskoca bir hayal kırıklığı mı? Bilememişti. Ve o an kulakları geceler boyu kalbini kor bir ateşle yakan o sözlerle çınlamıştı.
"Yapmayacam Suna! Yapmayacam ! Bilesin ki bir lahza huzurun olmayacaktır bu odada. Çünkü ben emmoğlumun oynaştığı kızı değil gönlüme , yatağıma dahi almayacam !"
Kitabın içeriği tamamen hayal ürünüdür