🫀🤍
19 stories
KAYIP YANSIMA by DilaraKeskin2
DilaraKeskin2
  • WpView
    Reads 124,946
  • WpVote
    Votes 10,571
  • WpPart
    Parts 12
Akyazı'da sırlar, hiçbir zaman sır olarak kalmaz. * 18 yaşındaki Mira Altınok ikiz kardeşinin aksine kural tanımaz, asi bir kızdır. Yaşadığı bir hayal kırıklığı sonucu doğup büyüdüğü Akyazı kasabasını terk etmek zorunda kalmıştır. Yaklaşık bir yıl sonra kasabaya geri döndüğünde karanlık zamanların geride kaldığına olan inancı tamdır. Ve sonra günlerden bir gün, bir katilden bilmeceler almaya başlar. * Lina Altınok ailesinin pırlanta çocuğudur. Kusursuzca piyano çalabilir, derslerinde her zaman başarılıdır, herkese karşı kibardır, kendi gibi popüler bir erkek arkadaşı vardır. Hayatı tam anlamıyla mükemmeldir. Ailesinin ona koyduğu kurallara her zaman uymaktadır. Biri hariç: kasabanın en zengin ailesinin serseri oğlu Egemen'den uzak durmak.
VAMPAYA by RGAYEONEL
RGAYEONEL
  • WpView
    Reads 520,433
  • WpVote
    Votes 4,541
  • WpPart
    Parts 10
Arden Akağaç, yüzünü yeniden bana yaklaştırınca burnunun ucu benimkine değdi. Buz gibi nefesi dudaklarıma çarparken gözlerimi açık tutmakta zorlandığımı fark ettim. "Sen," dedi nefesi hala dudaklarıma çarpıp tenimi yavaşça kuruturken. "Görmen gerekenden fazlasını gördün." Avuçlarımın içinin terlediğini hissettim. Dudaklarından sızan kanı gördüğümü biliyordu! Nasıl olduğunu bilmiyordum ama biliyordu işte! "Ben karnım doyduğunda..." Durup bir an için kopkoyu dudaklarını yaladı. Ardından tekrar konuşmaya devam etti. "Bedenim başka bir şekilde acıkır." Araladığım gözlerim ardına kadar açılırken başımı ondan uzağa çekmek istedim ama yapamadım. Gidemedim, kaçamadım. Aptal topuklularım bir milim bile oynamadı. Aksine öylece durdum. O bana beni yiyecekmiş gibi bakarken ben sadece durup her yeri saran tuhaf kokusunun başımı döndürmemesini diledim. "Gerçekten neyden bahsettiğini bilmiyorum. Seni tanımıyorum bile." Elimi korkarak göğsüne koydum. "Seni tanımıyorum." Sonra parmaklarımla sert göğsünü ittim. Arden, kıpırdamadı bile. Parmaklarım siyah kaygan gömleğini neredeyse delecekken o kıpırdamadı bile. Sadece bana baktı. Avladığı, kaçmaya çalışan tavşanının gözlerine baktı. Kızıl irisler zevk aldığını düşündüren bir şekilde yavaşça parlarken aklımın bana türlü oyunlar oynadığını düşünerek o gözlerin sabitlendiği ciğerlerimi şişirip son bir nefes aldım. Keyifle beni izlerken bir anda eğilip kolunun altından, beni hapsettiği minicik yerden kaçtım. "Ah Gece," dedi Arden keyifle. Bir anda arkamda bitiverdi. Belimden yakalayıp beni kendi bedenine bastırdı. Saçları omuzlarıma çarparken aldığı derin nefes boynumdaki tüm tüyleri dikleştirdi. "Öyle güzel kokuyorsun ki. Kanını emmemek ziyan olur." Bir taşın süslediği zarif işaret parmağı boynumu yavaşça okşarken gözlerimi kapattım.
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ by thekabal
thekabal
  • WpView
    Reads 2,908,993
  • WpVote
    Votes 249,078
  • WpPart
    Parts 31
"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."
VEYL | KİTAP OLDU by fatmasamataa
fatmasamataa
  • WpView
    Reads 839,267
  • WpVote
    Votes 24,867
  • WpPart
    Parts 14
Veyl, üç kitaptan oluşan bir seridir ve ilk kitabı basılmıştır. İkinci ve üçüncü kitabı 2025-2026 yılları içerisinde basılacak ve seri tamamlanacaktır. Burada yalnızca tanıtım amaçlı bölümler bulunmaktadır. Cehennemin kapısı açıldı: Kötülerin Şehri'ne. Yekta Akay, suçluların gönderildiği Kötülerin Şehri isimli adaya düştüğünde suçlu olup olmadığını bilmiyordur. Tek bildiği, suçlu olamayacak kadar iyi bir kalbinin olduğudur. Kötülerin Şehri'nden çıkmanın iki yolu vardır: Ya adaletin biçtiği cezayı çekmek ya da ölmektir. Adadaki herkes kendi gibi kötülerle cezalandırılıyordur ve bu cezaların bir sınırı yoktur. Kötülüğün bir sınırının olmadığı bu şehirde Yekta'nın sekiz yıl, altı ay, on bir günü vardır. Kötülerin Şehri, öncüler ve yancılar tarafından yönetilir. Siyah Bölge Öncüsü Kunter, Yekta'yı yancısı yapmayı kafaya koymuştur çünkü Yekta, bir Gri'dir. Grilerin ne bir bölgesi ne bir öncüsü ne de yancısı vardır. Onlar hem her bölgeye ait hem de hiçbir yere ait değildirler ve Kötülerin Şehri halkının oyuncağı olmak için şehre düşerler. Bir Gri olarak Yekta Akay, Kötülerin Şehri'nde hayatta kalabilecek midir?
KİMSESİZLER MATEMİ. by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 13,813,313
  • WpVote
    Votes 893,892
  • WpPart
    Parts 69
Safir Mila Safkan, şu an olduğu yaşından çok daha ufakken, hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın, yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale için çarpar. Ta ki ikincisini bulana kadar. Hazer Han'ı. Dans seçmelerine gittiğinde, kendisini seçen bu adamın gözetimi altında dans etmeye, müzikali kazanma hedefiyle bir kelebek gibi kanat çırpmaya başlar. Fakat, sahip olmayı istediği tüm bu başarıların yanında, ona başka bir hediye kılınmıştı. Aşk. Kendi kalbi kadar hassas, nazik bir kalp, Mila'ya yaklaştığında, bu zamana kadar koruduğu tüm savunmaları yavaşça yerle bir olur ve aşk, arzuyla, bedeninde dans eder. •yetişkin içerikli sahneler mevcuttur•
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 37,997,648
  • WpVote
    Votes 2,066,342
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
3391 Kilometre by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 27,573,787
  • WpVote
    Votes 1,485,508
  • WpPart
    Parts 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
Sıfır Kilometre by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 7,539,604
  • WpVote
    Votes 336,863
  • WpPart
    Parts 18
"Işıklar sana evinin yolunu gösterecek..." 3391 Kilometre ile başlayan seri Sıfır Kilometre ile devam ediyor! Kilometrelerce öteden birbirini tanımak, sevmek hatta aşık olmak kolaydı... Peki tüm bunlar yan yanayken de kolay olacak mıydı?
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,790,675
  • WpVote
    Votes 192,204
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
BUL BENİ by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 871,622
  • WpVote
    Votes 53,834
  • WpPart
    Parts 21
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul beni...