Belimdeki elini karnıma kadar uzatıp bacaklarımın altındakiyle ise daha sıkı sardı tenimi. Tamamen havaya kaldırdı önce beni. Ardından yan bir şekilde otururken kucağında buldum kendimi. Bacaklarımı uzattım onun bir bacağının üzerinden. Engel olamadım. Bütün organlarım yerini terk etmiş gibiydi. Sadece kalbim vardı, o da hızlı hızlı atarken yerini terk etmeyi düşünüyordu. Bir elimi kaldırıp boynuna yerleştirdim. Ona dokunmayı seviyordum. Başını tamamen bana çevirdi. Dudaklarına doğru bir nefes verdim. Sertçe yutkunduğunu duydum. "Zorluyorsun." "Neyi?" derken kalçamı hareket ettirmemle boğazından hırıltılı bir ses çıkardı. Bacaklarımdaki eli baldırlarımın birinin üzerine ulaştı. Çıplak tenime dokunuşu ateşten farksızdı. "Beni," dediği an baldırımı sıkmasıyla bağırmamak adına dudaklarımı birbirine bastırıp burnumdan soludum. Aynı saniye tırnaklarımı boynuna geçirdim. Canı acır endişesiyle bastırdığım yerleri ağır ağır okşamaya başladım. "Aç gözlerini," dedi. O açmış mıydı?