17 Yaşında doğduğu gün terk edilmiş yurtta büyümüş kızımızın gerçekte hastanede karıştığı ve onu bırakanın üvey ailesi olduğu ortaya çıkmasıyla başliyor... 5 abi 1 ikiz ve Süpriz Yumurtalar

Ben İz esaretine aşık bir İz... Esaretime ortak mı ? +18 sahneler mevcuttur.

İki farklı düşünce yapısının iki farklı dünyanın birbirleri arasında ki bağ. iki farklı dünya bir aşk

-"Sen kimin kızısın bakim" - "Öztürklerin kızıyım efendim" -"Mihra ben sana deliler gibi aşığım" - ...

Amatörce yazılmış bir kurgudur Tamamen kurgusaldır gerçek olaylar ve kurumlarla bağlantısı yoktur. #1 Yüzbaşı 08.02.23

"Ceylan..." dedi ismimi söylemekten ne kadar hoşlandığını göstererek. "Senin evin burası derken bu konağı kastetmedim. Sonradan bulduğun aileni de..." Kaçırdığım gözlerim yeniden sahibini buldu. "Çünkü senin evin benim Ceylan. Senin yıllarca yok sandığın o evin, benim. Yuvan benim." Öyle miydi? Eğer ben, bu masalın sahici kahramanı olsaydım bir an olsun bu sorunun cevabını vermekten tereddüt etmezdim. Bu zamana kadar bildiğim, yanıldığım oldu derdim. Fakat değildim. Bu bir gün ortaya çıkacaktı ve ben o güne kadar bu evin sahibi gibiymiş gibi yapacaktım yalnızca. Bu yüzden ne hissedeceğine aldanmadan geri çekildim. Elleri tenimden ayrılırken bir an için boşluğa düşsem de aldanmadım. Meydan okuyan gözlerle baktım ona. "Cihan..." dedim incecik çıkan sesimle. "Tüm bu diyarı ayağıma da sersen, kan kokan birine evim demem. Yuvam bilmem..." Gözleri mümkünmüş gibi siyahın en koyu tonuna bürünürken acımadım, devam ettim. "Hani bir masalın ilk cümlesi derler ya bu şehir için..." Kafamı iki yana salladım. "Bizim sahte masalımızın son cümlesi olacak. Son cümlesi, binbirinci gecesi..." 🍂🍂🍂 Hikayenin tanıtım bölümleri ilk olarak Asran ismiyle yayınladı. © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz.

Aydın Mahallesi kitabındaki Zeyno'nun hikayesidir.. Olayları daha iyi anlamak için Aydın Mahallesini okumadan başlamayınız🍒

"Yıldızlar'ın hırsızı mı var?"

Bir kutunun içinde diri diri gömülseydiniz, ne hissederdiniz? Yiyecek yok. İçecek yok. Çıkış yok. Sadece çarşafın altında parçalanmış, gizemli bir ceset ve üzerinde bir not var... " 'İntikam yolculuğuna çıkacaksan, kendin için de bir mezar kaz!' demiş Konfüçyüs. Ben dayından ve sevgilinden intikam almak uğruna kendim için mezar kazmayı bile göze aldım. İkisi de senin uğruna dolandırdılar beni. Sana iyi bir yaşam sunabilmek için! Ve kardeşim... O da bir bakıma senin yüzünden öldü. Bilmiyorum, belki tüm bunlardan haberin bile yoktu. Ama ne derler bilirsin küçük kız; Filler tepişirken, olan çimenlere olur. Sana iyi şanslar!"

Aralarına minik bir mezar girmiş iki aşık... Avukat Hilal Ülkü Akhan ve Cumhuriyet Savcısı Alparslan Yıldırım. Her aşk son bir sarılmayı hak ederken herkesin gıpta ettiği bu hikayede hoşça kalan bile olmamış. Ve; Hilal'in gözyaşlarının her birinde Yıldırım çarpmış gökyüzünde... 🌙 "Hilal..." dedi onlarca insanı önünde el pençe divan durduran Yıldırım Savcı, her şeye rağmen ismim şükreder gibi dökülmüştü dudaklarından. "Hilal'im, kalbinde yaktıysan bile beni küllerimi affet."