favs
3 stories
sweet disposition | haylor au by cherrylore
sweet disposition | haylor au
cherrylore
  • Reads 48,015
  • Votes 1,392
  • Parts 13
Harry and Taylor come across paths five years later and things aren't the same. Highest ranking: #1 in haylor
Wildfire (Turkish Translation) by dramaqueenzel
Wildfire (Turkish Translation)
dramaqueenzel
  • Reads 31,861
  • Votes 2,343
  • Parts 48
Harry Styles: Harika uzman bir kişi, fazlası istenilenemez. Bekar, CEO, büyük bir imparatorluk ve büyük bir servet varisi. Yasadışı görünüyor soğukkanlığıyla, her şeyi ile muhteşem. Her şeyden önce onun nitelikleri fakat aynı zamanda onun olumsuz tarafı var. Acımasız, inatçı, kaba, asabi, sözüne karşı gelmesini sevmeyen, tam bir "playboy" kişilikli. O taahhüt seven biri değil. "Aşk" ve "Evlilik" sözcükleri onun sözlüğünde asla var olmamıştır. Onun hayatındaki en önemli kişi, bir çok kez reddettiği kadınla evlendirmek istedi. Ama aynı zamanda kendi hayatını da dahil olmak üzere her şey değişecek ani bir ikizlilik kaderi ortaya düştü. Alison Gale, Taylor Swift in ikizidir. Dıştan her şeyi ile aynıdırlar. (Prolog kısmından nasıl biri hemen anlaşılacak) Taylor Swift: Nefes kesecek kadar güzel, basit ve masum bir kişiliğe sahip. Onun iç güzelliği dış güzelliğinden bin kat daha çok büyüktür. Doğru bulduğu düşünceye doğru haraket eder. O babasının sevgisiyle yetiştirildi. Onun düşüncesine göre hayatı çok düzenli ve güzel gidiyordu. Bir gün hayatının anlatılmaz bir şekilde değişeceğini, geçmişinden istenmedik bir kişinin hayatına girip kapısına çalacağını ve asla olmadığı birinin hayatını canlandırmak isteyeceğini BİL-Mİ-YOR-DU. Ama artık arkaya dönmek için çok geçti. Kendisine yabancı olan birinin yanına gidip ve yaşamak. Fakat artık ne isteyip-istemediğinin önemi yoktur. Bu Kitap çeviri kitabıdır. Ayrıca kitabın orjinali tüm Haylor kitaplarının en ÜNLÜ kitabıdır.
İKİ YABANCI by ozgenrts
İKİ YABANCI
ozgenrts
  • Reads 244,446
  • Votes 10,855
  • Parts 26
Soğuktan donmuş ellerini cebinden çıkardı. Sadece bir kez kapıya vurması ile kapının açılması bir olmuştu. Hazırlıksızca karşısında duran adama baktı. Uzun saçları, kafasına taktığı berenin altına gizlenmişti. Sakalları her zamankinden daha da karışık ve uzun gözüküyordu. Kenarları kırışmış, çizgiler ile dolu gözleri dolu doluydu. Yaşlı yüzünde hüznün fırça darbeleri vardı. Sessizce, ağ tutmaktan halat bağlayıp çekmekten nasır tutmuş ellerini kapıdan çekerek geriye doğru adımladı ve içeriye girmesine izin verdi. Bu daveti bekletmeyip kar tutmuş botlarını önemsemeden, üşüyen ve gerilen bedenini sıcacık hava ile buluşturdu. İçeride yalnızca bir kanepe, üzerinde çaydanlık bulunan ve çıtırtılı sesleri ile insana huzur veren eski bir soba vardı. Başka bir zaman olsaydı, sobanın o sıcak ve dosthane kucağına kıvırılır keyfini çıkarırdı. Ancak bu şimdi imkansızdı. Kanepenin hemen çaprazında duran masanın üzerinde camdan yapılmış bir sürahi ve bardak duruyordu. Sonra onu gördü, battaniyesinin içinde tıpkı bir melek gibi uyuyordu. Dudakları pespembe bir düğmeyi andırıyordu. Küçücük diye düşündü, ne kadar da masum. Teni bembeyaz, kirpikleri uzundu. Kaşları neredeyse yok gibiydi. Gülümsedi bir an onun güzelliğine. "Herhangi bir değişiklik yok değil mi kararında?" Yaşlı adamın sesi ile ona doğru döndü. Yüzünde gördüğü endişeyi anlayışla karşıladı. Çünkü onunda içinde endişe fırtınası kopuyordu. "Hayır, Ali Osman Bey. Ben size bir söz verdim, bir anlaşma yaptık. Şimdi geri dönemem." Ali Osman, rahatladığını belli edercesine bir nefes verdi dudaklarından. "Senin bana ihtiyacın var, benim ona. Onunsa sana. Bunu sakın unutma." ©Tüm hakları saklıdır.| ©All Rights Reserved. -Yalnızca bu sitede yayınlanmaktadır. Başka hiçbir yerde iznim dahilinde yayınlanmamaktadır. Eğer kopyasına rastla