Aniden değişti her şey! Dünya büyükler için durdu ve çocukların kendi başlarının çaresine bakmaları gerekti! Tehlike ise içlerindeydi! Korkularında! Korktukları ne varsa... Başlarına gelecekti!

Serinin 3. ve son kitabı olan 'GARDİYANLAR-HAİNİN DÜŞÜŞÜ' ile birlikte tüm sorularımız cevap buluyor, iyi ve kötü hiç olmadığı kadar birbirine karışıyor! 'Her melek iyi değildir ve her şeytan kötü değildir... Bazen şeytanlar kötülüklerinde daha samimidir.'

Taşlar, yalnızca çok güçlü cadıların bildiği bir büyüyle bir araya gelebiliyor ya da ayrılabiliyordu. Samira, taşların korunması için kendi ve iki yardımcısından başka kimseye güvenemezdi. Zafiranlar uzun zaman önce oraya kapatılmışlardı. Onları kapatan Samira değil, başka bir nariandı. Tanrı biliyor bu isimsiz narian, bir kahramandı. Sadece kendi türü değil, krallıktaki tüm insanların duaları onunlaydı. Şimdi nerede olduğu bilinmeyen bir cadı... Belki de gördükleri yetmişti ve sonsuz huzura kavuşmak için uykuya dalmıştı. Tanrı biliyor, onları yeraltına hapsetmek, her cadının yapabileceği bir şey değildi. O çok güçlüydü. Efsaneye göre, Mihela'nın Taşları'na çıplak elleriyle dokunabilirdi. Tanrı onu korusun.

Elimi bıraktığı anı hâlâ hissedebiliyordum. Tenimde bir sıcaklık gibi kalmıştı. Ama şimdi elime bakınca... sadece boşluk vardı. • • • •Ay Tılsımı serisinin üçüncü kitabıdır. İlk kitaba profilimden ulaşabilirsiniz.

Ailesinin ve yakın çevresinin korkunç bir şekilde katledilmesi üzerine Aneta, babasının uzun yıllar herkesten sakladığı esrarengiz bir anahtarı Arra geçidine götürmek için yola koyulur. Diğer yandan Sharyal ormanındaki bataklıkta üç efsunlu kardeş tarafından büyütülen Edras kadim güçlere sahip bir ırkın soyundan gelen ailesini ararken yolu Aneta ile kesişir. O gün bir işaret ve karanlık bir yemin hem ruhlarını hem de yollarını düğüm ata ata birbirine bağlar. Dahası Kadim ırkın bir zamanlar yaşadığı Arra topraklarındaki geçit onlar için büyük bir sır saklamaktadır. Sır, onu açığa çıkaracak olanları yazıldığı gün seçti. Kadem basanlar ise bir daha geri dönemedi. İnsan üstü güçlerini kaybetmemek için öldürmesi yasaklanmış Edras ile babasının vasiyetini yerine getirine kadar ölmemek için öldüren Aneta'ın Utharian'daki maceraları sizlere unutulmuş bir ülkenin ve çağlar öncesindeki bir zamanın kapılarını ardına kadar açacaktır.

~Romantik~ Kentin soğuk ve grimsi sokaklarına ev sahipliği yapan üniversite, Yakın Çağ'ın başlaması ile birlikte reform hareketlerinden etkilenir. Büyüyü ve ona benzer Antik Devri yasaklar. Ancak bu yasak, akademi görevlilerin işlerini gizlice yürütmesinden öteye ilerlemez. Antik Çağlar Profesörü Tingiz, zamanda yolculuk yaptığı sırada keşif sayılabilecek sırrı da beraberinde götürür. Profesörden hiç kimse aylarca haber alamaz. Genç kızı Adelina ise onu aramak uğruna tüm her şeyinden vazgeçer. Tekrardan portal açar ve babasını bulma umuduyla üniversitenin kurallarına karşı gelir. Ne var ki işler planladığı gibi gitmez. Çünkü açtığı portalla babasının yanına değil, 2025 yılına gider. Yani geleceğe... Ve orada ise kendisini bekleyen imtihanıyla tanışır. Beklenmedik bu karşılaşma Adelina'yı, geleceğe ait olan Erez'e bağlar. İkisi hiç tahmin edemeyecekleri bir kaderi paylaşırken kehanetin ortasında buluşurlar. Zira tüm bu olaylardan haberdar olan Efendi L. ne Adelina'yı ne de gelecekten gelen Erez'i rahat bırakacaktır. Aksine o, tüm yüzyılların kötülüğüne galip gelmiş, kötüden daha kötü olmuş bir adamdır. Ve istediği tek şey ise güçten başka bir şey değildir.

Evrenin kanatları kırıldığında, denge, iki uçta savaşan ruhlarla yeniden yazılıyor. Kardeşin ihanetiyle yanan bir taht, lanetle şekillenen bir diyar ve kalbinde kanlı elmas taşıyan bir kral... Her ışığın karanlığı, her karanlığın da ışığı vardır. Ya soydan gelen, bu iki uçurumun arasında kaybolursa? Kehanetin unutulmuş fısıltıları, geçmişin gölgeleriyle bugünün savaşını ateşliyor. Elmasın prensesi, halkının umudunu sırtında taşırken, yakutun prensi, anarşik topraklarda güç arayışını sürdürüyor. Biri ışığın kılıcı, diğeri karanlığın kalkanı. İhanetle yoğrulan ittifaklar, kaderin sarkacında sallanan seçimler ve ışıkla gölgenin sonsuz çatışması... Kan bağının taşıyamayacağı kadar ağır bir savaş ve tozlu vicdanlarda saklı sır... Adalet, ihanet ve güç uğruna verilen mücadelede, hiçbir şey göründüğü gibi olmayacak. Morvok'un çatlamış topraklarında, kaderin lekeli varisi doğduğunda tarih tekerrüre uğrayacak.

1991'in devam serisi. Önce onu okuyun. Krallığa baş kaldırmış şehirler, gücü yetmeyen krallık. Krallık bir çatıysa, dağıldığında çatının altındakilere ne olur? İki kıta arasındaki anlaşmazlıklar, diploması ile çözülemeyen olaylar. Ve en önemlisi Madris.

Kitap, +18 yaş ve üzeri okuyucular için uygundur. Eğer epik savaşlar, sinsi planlar ve mitolojik bir dünyanın gölgelerinde kaybolmaya hazırsanız, sayfaları çevirmeye başlayın. Keyifli okumalar dilerim. *** Yer çökecek. Gündüz, karanlığa bürünecek. Ay batacak. Ve bir yıldız düşecekti. °°° Avyon'un dengesi, üç tanrının koruduğu kristallerle sağlanıyordu. Ancak Alba' nın Elçileri, yönetimin dönüşümlü olarak devredileceğini duyurduğunda tanrıların arasındaki sessiz rekabet, yıkıcı bir savaşa dönüşmeye başladı. Ve bir gün, sarsıcı bir olay vuku buldu. Gökyüzü tanrısının korumasındaki kristal çalındı. Kimse nasıl olduğunu bilmiyordu. Kimse kimin yaptığını görmemişti. Ama sonuç ortadaydı: Denge bozulmuş, düzen yıkılmıştı. Şüpheler yayılırken, tanrılar birbirine düşüyor, ittifaklar hızla parçalanıyordu. Bu karmaşanın ortasında ise, bir isim fısıldanıyordu. Hırsı kadar keskin, gücü kadar tehlikeli biri... Avyon'un en güçlü savaşçılarından, düşüşe en yakın kişi... *** Avyon Destanı Serisi'nin birinci kitabıdır. Seri güncel olarak İnkspired platformunda yayınlanmaktadır.

Sanguini vampir klanı çevresine salgın hastalık gibi ölüm saçarken, insanlık vahşetin uçurumunda sallanıyordu. Dünyanın yanında cadıcılar, büyücüler ve dampirler Kont Moris ile çatışıyor, bilge büyücü Tolun ve yaveri dampir Neria direnişin liderleri olmuşlardı. Amaçları ise sırları gün yüzüne çıkarmak ve ölümsüzleri toza çevirmekti. ✨ Sihirli günler, keyifli okumalar dilerim. ✨