Satranc-ı Urefa
Kızıl Goncalar dizisinden esinlenerek yazılmıştır. Karakterler aynı olsa da hikaye akışı farklıdır.
Kızıl Goncalar dizisinden esinlenerek yazılmıştır. Karakterler aynı olsa da hikaye akışı farklıdır.
Şahbaz-ı gurûr oldum, aşkınla perîşan Bir ahu tebessüm etti, cümle cihan virân (Anlamı: Gururumla göklere yükselen bir şahbazdım, aşkınla perişan düştüm. Bir ceylan hafifçe gülümsedi ve bütün dünyam altüst oldu.)
"Mürşid efendimizin tek torunu, dergahımızın kıymetlisi ve tek veliahttı odur. Zira o senin zevcindir."
Sinan dedesini kaybettikten sonra her şeyi bırakıp annesiyle birlikte Ankara'ya gitmiştir. Orada tiyatro kulübü öğrenicisi olan Mina ile yolları kesişir.
Kızıl Goncalar dizisi çifti Cüneyd ve Zeynep'in beynimi salmayan kurgusu. Hayal ürünüdür, ciddiye almaya lüzum yoktur.
Tahtın yasası bellidir; Kanla alınır, canla korunur, aşkla yazılır. ❝ Gözlerin arar da gönül bilmez mi Zeynep...? Adını dahi bilmez iken rüyalarıma düştün sen. Ellerini uzatsan, fermanım. Çekip gitsen, cellâdım olursun. ❞ au.
Aşındıkça parıldayan bir değerli taşın ulaşmak istediği noktadır aslında bilgelik. Hatta belki aşındıkça tükenip bir hiç olduğunu fark etmektir. -Hz.Mevlana Dilin kıymetini " ârif " olandan, Gözün kıymetini " âmâ " olandan, Sözün kıymetini " lâl " olandan, Ekmeğin kıymetini " aç " olandan, Aşk'ın kıymetini " hiç " ol...
Bir #minmer kurgusudur. Bu hikaye, tamamen hayal ürünüdür ve Kızıl Goncalar dizisinin karakterleri ile olayları üzerine yazılmış bir fanfiction'dır. Bu yazı, dizinin yaratıcıları ve ilgili tüm hak sahiplerinin eserlerine dayanmadan, sadece yazarın kişisel yorum ve hayal gücünden ibarettir. Karakterler, diyaloglar ve...
Giryemi kıldı füzûn, eşkimi hûn etti felek. Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzân. Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek. 240125 | cünzey
MinMer kurgusu'dur. "Neden gözlerime bakmıyorsun?" Gözlerini kaçırdı, başını çevirdi. "Gözlerime bak Mina." "Ne olsun istiyorsun Mert," dedi "abi?" "Bunu istiyorum." Yüzünü kavradı ve sertçe dudaklarına kapandı. --- • Bu hikaye de bahsi geçen kurum ve kişiler tamamen hayal ürünüdür ve her detayıyla kurgudan ibaret...
Kızıl Goncalar dizisinin ikinci sezonunun benim yorumumla yazılmış halidir. Bu hikaye, Kızıl Goncalar dizisine dayalı olarak yazılmış bir fanfiction'dır. Orijinal kurgunun, karakterlerin ve dünyasının tüm hakları dizinin yapımcılarına aittir. Bu fanfiction, tamamen kişisel bir yaratım olup, diziye dair sevgi ve takdir...
Yıllar süren firkatin ardından, nihayetinde vuslat iklimine ermişlerdi. Artık zahirî nikâhın ötesinde, bâtınî bir ahitle birbirlerine yâr idiler. Müptelâ; Aşırı derecede bağlanmış, tutkun kişi.
"Gayra meyletmez gönül, can başka canan istemez. Bir olur şehre hükümdar, iki sultan istemez."
Fırtınalar içinde savrulsa da, hakikate tutunan iki kalbin aynı yolda buluşması.
Tamamen hayal ürünüdür. Gerçeklikle hiç bir bağlantısı yoktur. Fan kurgusu. "Birbirimize ne kadar yakın olsakda, sanki her şey aramızda ki bu anlamsız boşlukta kayboluyor gibi hissediyorum."
Her hafta 5+ bölüm Babasının sözlerine itaat etmek istemeyen bir kız hayatını değiştirecek olan o adamla evlendirilir.
"Senin yanında saatlerce otururken, yanıma güvercinler geliyor. Alıp seviyorum, onlarda bizim gibi yaralılardır belki. Sevgi iyileştirir, bunu biliyorum."
Değişmez denilen her düzene bir başkaldırı mevcuttur. Beşeri bir düzen ancak düzensizlikle sağlanır, ❝Korkarsan sığın göğsüme, ağlamak istersen kuşlara bak. Bu düzene uyamıyorsan elimi tut. Eğer tutarsan elimi, bir devir kapanır. Biz kazanırız Cüneyd. ❞
Herşey bir makber başında başladı onlar için. O gün küçücük halleriyle birbirlerine büyük bir söz verdiler. Zeynep belki unutmuştu ama Cüneyd, Zeynep kilometrelerce ötede olsa bile bu sözü yerine getirmek için elinden geleni yapacaktı.