OKU OKU OKU
24 stories
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,303,096
  • WpVote
    Votes 693,142
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 369,383
  • WpVote
    Votes 21,139
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ KIVILCIM | TAMAMLANDI  by eskimezdefter
eskimezdefter
  • WpView
    Reads 1,428,342
  • WpVote
    Votes 55,662
  • WpPart
    Parts 21
"Adın Ömer'di değil mi?" diye sordum bakışlarımı ondan çekmeyerek. Kafasını ağırca iki yana salladığında gözlerimi kıstım, abimin arkadaşının adı Ömer'di. Bu adam kim olarak buraya gelmişti? Bana elini uzattığında, yüzünde gülümseme oluştu. "Tanışalım müstakbel karım ben Miran Kızıloğlu sen de kaçak müstakbel karım oluyorsun sanırım. Artık tanıştığımıza göre gitmemiz gerekli baban seni öldürecekti adamı zar zor tuttum eğer bir yanlış yaparsan ve kaçmaya çalışırsan başına gelenlerden ben sorumlu değilim Mercan." Karşımdaki adama donuk bir ifadeyle baktım. Şu an karşımda bir Kızıloğlu duruyor ve benimle konuşuyordu. İçimdeki öfke dinecek gibi değildi, elinden bavulumu sertçe çektiğimde hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım. "Baban eğer benimle gelmezsen Murat'ı öldürecek benimle gelmen gerekiyor." Duyduklarım olduğum yere sabitlenmemi sağladı, sık sık nefes alıp verdiğimde omuzlarımı dikleştirip göğsümü kabartıp tamamen Miran Kızıloğlu'na dönüp hızlı adımlarla tam karşısına geçtim. Çenemi hafifçe kaldırıp gözlerine baktım. Dudaklarımı ıslattım. "Benimle dalga mı geçiyorsun? Nasıl abimi öldürecek?" diye sordum öfkeyle, çenem kasılırken dişlerimi sıkıyordum. "Benimle gelmediğin..." Kolundaki pahalı saate baktı. "Her dakika, her saniye abinin ölümüne bir adım daha yaklaşması demek ya benimle gel ya da abinin ölümünü göze al." dediğinde sesindeki ciddiyetle ofladım. Yalan söyleme ihtimali var mıydı? Sırf onunla gelmem için benimle oyun oynuyor olabilir miydi? ****** KUMA YOKTUR. **Kitabın tüm hakları şahsıma aittir. Kitabın çalınması, kopyalanması durumunda gerekli yasal işlemler başlatılacaktır. *
KONUK SEVMEZ DENİZ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 3,796,978
  • WpVote
    Votes 262,711
  • WpPart
    Parts 25
❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞ "Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti. Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum. "Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?" "Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez." Bir düşman kapıyı çalar. Elinde ölümle bekler. İmkânsız bir aşk başlar.
KAYIP NEFES by thegulinzs
thegulinzs
  • WpView
    Reads 512,871
  • WpVote
    Votes 24,665
  • WpPart
    Parts 53
Belki tam değildik ama hiç eksikte olmamıştık. Bize bir mezar kazacaktım, sonra ikimizi de öldürecektim. Bu ölüm fiziken olmayacaktı sadece. Ruhlarımız ayrılacaktı ilk önce bizden. Sonra duygularımız terk edecekti bedenimizi. Hayallerimiz bir rüya gibi silinip gidecekti. Yaşanmış ve yaşanacak olan tüm güzel şeyleri o mezara gömecektim. YETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR!! Kurgulanma tarihi 2021... ( ‼️ÇALINMASI ya da KOPYALANMASI DURUMUYLA Karşı karşıya gelirsem, gerekli yasal işlemleri yapacağımı belirtmek isterim‼️)
BİR KİBRİT YAK +18 by zeynepsnmzsyy
zeynepsnmzsyy
  • WpView
    Reads 1,910,866
  • WpVote
    Votes 86,537
  • WpPart
    Parts 43
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. (Tamamlandı) ........................................ ~ZS~....................................... "Kına yakmak kendini adamaktır. Bir gelin ve damatlara yakarlar; kendilerini birbirlerine adasınlar diye. Bir de kurbanlıklara yakarlar; kendilerini Allah'a adasınlar diye. Bir de askerlere yakarlar; kendilerini vatana adasınlar diye." Asena, babasının ısrarı ile gittiği yemin töreninde, kalabalığın içinde parlayan üniformalar arasında sadece bal gözleriyle baktığı askeri gördü. O an, etrafındaki her şey silinip gitti; zaman durdu ve kalbi hızla çarpmaya başladı. Aşık olduğu askerin, Binbaşı Özçelik olduğunu ve yeni rütbesi ile birlikte Gölge Timini'nin başına geçtiğini öğrenince, heyecanı bir kat daha arttı. Özçelik'in duruşundaki kararlılık ve cesaret, Asena'nın içini ısıtan bir ateş gibi yayıldı. Her detayıyla etkileyici olan bu tören, Asena'nın ruhunda bir iz bıraktı. Gözleri, binlerce kişinin arasında sadece o askerde odaklandı; etrafındaki gürültü, kalabalık ve meraklı bakışlar yok oldu. İçindeki aşk, geleneklerin ötesinde bir bağlılık hissettiriyordu. Özçelik'in gözlerinde, savaşın, fedakarlığın ağır yükünü taşıyan bir derinlik vardı ama Asenayı asıl etkileyen o bal gözler arkasındaki kapalı kapılardı ; Asena, bu kapıları açmak ve onunla birlikte bu yolda yürümeyi istediğini fark etti.. ..... 🇹🇷.... "Al eline bir kibrit yak, sen sigara dumanını izle, ben seni." "Sen al eline bir kibrit yak, imkansızlığımızın ateşini ................................... ~ZS~................................. ~BİR KİBRİT YAK adında wattpad de bulunan ilk ve tek kitaptır ~
BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAK by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 11,493,149
  • WpVote
    Votes 904,397
  • WpPart
    Parts 87
••Tamamlandı. Seri üç kitapla final yapmıştır ve basılmıştır. ❝İnsan bir kutu kibrite benzer. Varolur, yanar ve söner.❞ Bu hayatta nasıl bir kibrit olacağına sen karar vereceksin. Yanacak mısın? Yakacak mısın? Yoksa öylece duracak mısın? Ben, benimle yanmanı, gerimizde kalan her şeyi yakmanı istiyorum. Çünkü uzun bir süredir yanlış kişilerle, yalnız hayattasın. Ait olduğun yere dönme vakti. Bil ki; seni almaya geliyorum, Balkan kızı. BİR KİBRİTLE YOK OLMAK
EKSEN EĞİKLİĞİ /Yörünge Serisi 1 by Eliftuana58
Eliftuana58
  • WpView
    Reads 1,011
  • WpVote
    Votes 86
  • WpPart
    Parts 10
Eksen Güzay, katı bir ailenin sınırları içinde büyümüş, kendi kararlarını alırken ailesinin görüşüne dikkat eden, başarılı bir iş kadınıdır. Kendi yazılım şirketinin patronu olan Eksen'in herkesten gizlediği bir sırrı, onunla iş birliği yapmak isteyen Yamaç Zifir tarafından öğrenilir ve Yamaç o gün ilk defa kendisi için bir şey yapmaya karar verir. Arkeolog olan Yamaç, öğrendiği sırrı Eksen için koz edinir ve onu birlikte çalışmaya ikna etmek için kullanır fakat Eksen'in bilmediği bir şey vardır, Yamaç Zifir, Eksen Güzay'ı kesinlikle sadece ortağı olarak görmüyordur. Ben Eksen, dünyanın yörüngesi değil; mevsimlerin en çetin, en soğuk hallerini peşinde sürükleyen Eksen... En çok kendimi tanıyordum hayatta ve en çok kendimden korkuyordum, hırslarımdan, sınırlarımdan, sırlarımdan ürküyordum. içimdeki küçük çocuk altı yaşında kalmışken ben onu hatalarla büyümeye zorluyordum. Hatalarım, benim günahlarım değildi, benim hatalarım doğru veya yanlış davranışlarım değil, başarılarım ve başarısızlıklarımdı. Yaşamak ve hissetmek arasındaki ince çizgiyi aşalı yirminci yılımı dolduruyordum. Sekiz haziran doğum günüm değildi ama doğduğum gündü. Ben zihnimin iplerini yönettiği bir kuklaydım, senaryosu ailesi tarafından yazılmış bir oyuncuydum. Bir çemberin sınırlarında dolaşıyordum ama tek adım dışarı çıkamıyordum, yaşıyordum, hissetmiyordum, biliyor ama sevmiyordum. Ben Eksen, kendi yörüngemde, sınır kapılarının önünde dolaşıyor, dışarı adım atamıyordum... "Sakın benim için fedakarlık yapma." Dedim yalvarırcasına, kolay değildi, olanları hazmetmek hiç kolay değildi, "Çünkü bende bundan sonra senin için kendimi feda etmeyeceğim." Sevmek ne demek bilmiyordum, ilk defa bağlanmıştım birine. Beni bencil yetiştiren bir ailenin çocuğuydum, ben kendimi nasıl feda edeceğimi bile bilemezken Ya
ALACAKAN by yazalven
yazalven
  • WpView
    Reads 2,482,821
  • WpVote
    Votes 114,378
  • WpPart
    Parts 22
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır. ... Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı askerlerinden biridir. Bir gece vakti timiyle gittiği Kafes operasyonunda timdeki dostlarını acı bir şekilde kaybeder. Her şeyini kaybettiği o zifiri karanlık gecede, kan dolu toprağa bakıp, toprağı avuçlayarak korkunç bir intikam yemini eder. Ve her şeyi ardında bırakıp şehre geri döndüğünde, hiçbir şey aynı kalmayacaktır. Özellikle de General'in kızıyla tanışıp, onunla aynı intikam yoluna başkoyduktan sonra... ALACAKAN.
KAZAZEDE by authsevvy
authsevvy
  • WpView
    Reads 10,480,135
  • WpVote
    Votes 503,888
  • WpPart
    Parts 53
Vatan uğruna baş koymuş, düşmanın yüreğindeki korkunun izahı, acının işaret parmağı olan Sezin Kaza, yıllardır Keleş timinin başında duran üsteğmen kimliğinde görevini icra ediyordu. Ne yaptığını bilen, kendinden emin, dik oluşuyla bilinir, sayılırdı. Keleş ismini en doğudan batıya kadar duyurmuş, düşmanın ölmeden önceki son nefesindeki nefret olmuştu. Fakat bir gün, yaptığı küçük hata ile tüm çabaları bir anda başına yıkıldı. Yaptığı küçük hatanın sebebi ile başlarına atanan Yüzbaşı Turan Akkurt, kendisinden önce lakabı geçtiği an yeri titreten bir komutandı. Soğuk kalbi, acımasız bakışı, yangın öfkesi ile tanınırdı. Girdiği ortama heybetiyle girer, doğrularını kalemsiz kazırdı akıllara. Ve Sezin'in bildiği tüm doğruları silip kendi doğrularını yazmaya kararlıydı. ★ "Bende iki sevdanın ucu, bucağı yok, Kaza. Gönlümü almışım elime, ikiye bölmüşüm; sonu, sınırı olmayan iki sevgi sığdırmışım o iki parçaya." "Neymiş onlar?" "Biri vatan, diğeri sen." ★ KURGU, VATAN İÇİN CAN VEREN, MİLLETİNİ KORUYAN ASKERLERİN HATIRASINA YAZILMIŞTIR. GERÇEK ASKERİ OLAYLARDAN VE BİLGİLERDEN BAĞIMSIZDIR. DURUMLAR, OLAYLAR VE YERLER DEĞİŞTİRİLEREK YAZILMIŞTIR. KURGU GERÇEKLİĞİ TAMAMİYLE YANSITMAZ.