Okunacaklar
16 stories
TAM İSABET by cordeleima
cordeleima
  • WpView
    Reads 247,421
  • WpVote
    Votes 18,812
  • WpPart
    Parts 20
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs Erdem, babasının totemi için gittiği derbide, yaptığı hat trick'in ardından sakatlanan yıldız oyuncunun sakatlığına babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de kaldığı tek staj olan ortopedi'yi geçebilmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar. Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Galatasaray ve milli takımın altın çocuğu Doruk'un, dışarıdan göründüğünden de huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan pek aşağı sayılmazdı. Ve top kaleye, tam isabet etmişti. Apayrı I.
BİR YILDIZ KAYDI by rahelismy
rahelismy
  • WpView
    Reads 161,083
  • WpVote
    Votes 8,986
  • WpPart
    Parts 17
Heves, tıp okuyan ama ressamlık hayali kuran bir öğrencidir. Ailesinin baskısına dayanamayıp evden kaçar ve kumsala gidip sabahlamaya karar verir. O gece yaralı bir halde karşısına çıkan Uras Ata Demir' iyileştirir ve bu iyiliği onun hayatını tamamen değiştirir. ❝Hayatımda birçok kez yıldız kaymasına şahit oldum, izledim... Bu sefer o yıldızlardan biri, sadece kendini değil; beni de aydınlatmak üzere hayatıma dahil oldu. ❞
Aykırı Çiçek by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 2,595,401
  • WpVote
    Votes 138,678
  • WpPart
    Parts 75
*Klasikten uzak aşk/gerçek aile kurgusu. *Yetişkin içerik barındırır. *İlk birkaç bölüm texting --- Ben İzgi. Feris İzgi... Aylarca uzaktan izleyip, hayaliyle yanıp tutuştuğum aşkıma tam kavuşmuşken; aslında kavuşmam gereken bir de ailem olduğunu biraz geç fark etmiştim. Hem de yaklaşık 20 yıl kadar geç... ••• XXII. Acar, nedensiz bir dürtüyle kadının yüzüne bakamadı bir an. Biraz sonra ise yanağının üzerinde uzanan kadının yüzüne nihayet bakmaya cesaret edebildi. Yavaşça eğdiği başını İzgi'nin yüzüne yaklaştırıp alnına dudaklarını bastırdı, dudaklarını hemen geriye çekmedi. Aksine burnunu da saç diplerine yasladı. Saçlarından yayılan kokunun bir ay öncekiyle aynı olmadığını duyumsadı. Fakat umurunda değildi, kokuyu eşsiz kılan Feris'in ta kendisiydi. Kokunun kaynağının o olması Acar için fazlasıyla yeterliydi. "Yeşil gözlü cadı," diye mırıldandı dudaklarını alnından çekmeden. Sesi o kadar kısıktı ki kendisine bile ulaşamamıştı. "Hangi büyüyü üzerimde denedin bilmiyorum ama bu kadar işe yaramış olmasını sen bile hayal edemezdin." ••• XXVII. Savaş, çaresiz bir merakla yüzünü kızının omuzuna doğru yaslayıp kokusunu hissetmeye çalıştı. Bebek kokusunu hatırlamak istese de artık hatırlayamıyordu, burnunda kalan tek koku isli yanık kokusuydu. Savaş, başını kızının omuzuna koyduğunda burnuna dolan kokunun çiçek bahçesinde gibi hissettirmesine buruk bir tebessümle tepki verdi. Bu kokuyu ilk kez alıyordu, bundan sonra hep alabiliyor olmak için ne yapılması gerekiyorsa yapacaktı. Çekindiği, göze alamayacağı hiçbir şey yoktu. "Bitti babam ait olduğun yerdesin artık, uyandıktan sonra bambaşka olacak her şey. Söz veriyorum, her şeyim üzerine yemin ediyorum sana. Ne kalbine ne tenine bir daha zarar gelmeyecek, baban burada, yanında." --- '120122
Gözyaşı Kadehleri by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 944,103
  • WpVote
    Votes 73,194
  • WpPart
    Parts 40
*Yetişkin içerik barındırır. *Nefretten aşka/anlaşmalı evlilik kurgusu --- "Kimi öptüğünün farkında bile değilsin," dedim üzerime tüm ağırlığıyla kapanan bedenini omuzlarından hafifçe iterek. Yüzlerimiz arasında bir nefeslik mesafeden fazlası yoktu. Aldığı her nefes benden doğuyor, aldığım her nefes ondan kopuyordu. Az önce dudaklarıma dokunan dudaklarını diliyle ıslattı ve ardından göğsü şişerek göğsüme yaslandı. Altında ezilmeye, o isteyerek üstümden kalkmadıkça son veremeyeceğimi biliyordum. Yatakla arasında kalan bedenimi kıvrandırıp yormak yerine onu ikna etmek için dudaklarımı araladım. "Sarhoşsun, farkında bile olmadan beni öptüğün için pişman olduğunu haykırdığın bir sabaha uyanmak istemiyorum." "Kim olduğunun farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" diye sorarken sarhoşluğunun izlerini taşıyan sıcak nefesi yüzümü okşadı. "Karımı öptüğümün farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" İrkilerek gözlerimi kırptım birkaç kez. Etrafta birilerinin olup olmadığını görmek için delice odaya bakındım. Kimse yoktu. Cevahir Avcıoğlu'nun beni 'karısı' olarak benliğine katmasına sebep olacağı oyunumuzun seyircilerinden hiçbiri burada değildi. Dudaklarını biraz önceki hafif baskıdan çok daha yoğun bir biçimde yeniden dudaklarıma bastırdığında zihnim binlerce soruya aynı anda yanıt aramaya başladı. Bizim dünyamızda her şey sahteydi. Her şey oyundu. Seyirciler gittiğinde perde kapanır, oyuncular birbirlerinin yanından hızla kaybolurdu. Ama şimdi ilk kez, hatta belki de son kez seyircisiz oynuyordu oyununu. Avcıoğlu'nun kurallarına kendisinden başka kimse karşı çıkamazdı. Bizim için yıkımı getirecek olan da, işte bu nedenle, bizzat kendisi olacaktı. --- '260224
GÖKYÜZÜ ATLASI by caylakmatmazel
caylakmatmazel
  • WpView
    Reads 356,848
  • WpVote
    Votes 22,311
  • WpPart
    Parts 37
Tam arabama ilerlerken durdum bir anda. Kapıyı açmaya çalışan elim havada kaldığında kırgınlığı üzerime geçirmiştim bir hırka gibi. Dik duruşlu Ahu bir köşeye çekilirken geride sadece çıplak bir ben kalmıştım. '' Asla affetmeyeceğim seni.'' dedim değişen sesim gözyaşlarımı ele verirken. '' Lisedeki Ahu'yu hayal kırıklığına uğrattığın için, tüm kalbimle kurduğum hayallerimi yıktığın ve de en önemlisi benden ailemi aldığın için. Bugünü unutma Yavuz Derman. Bu otoparkı unutma. '' Derin bir nefes aldım. Ciğerlerime ulaşmamıştı lakin bana yaşadığımı hissettirmişti. Buradan çıkıp gittiğimde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bu sebeple içimde kalmasını istemediğim sözler vardı. Durmadım. Dilimdeki zehiri Yavuz Derman'a saldım. '' Bugün aramızdaki iki köprüden birini yıkıp attım. Attın. Tek bir bağımız kaldı, Yavuz Derman. Atlas. Ama bugün bana bu yaşatacaklarını bilsem seninle hiç evlenmemeyi dilerdim biliyor musun? En azından umutlarımın katili sen olmazdın. Bir köşede benimle çürür giderlerdi. Böylesine güzel bir çocuğun annesi olduğum için hep gurur duyacağım kendimle. Ama biliyor musun ona hiç hamile kalmamayı dilerdim. Böylece tamamen biterdin benim için. Umarım günün birinde hayatına; göz yaşlarına kıyamayacağın, senden kıymet görecek, kendinden bile sakınacağın bir kadın girer. Sen benim kendime yaptığım en büyük yanlışsın Yavuz Derman Karaca. '' Tek bir kelime etmedi. Sessizlik, gürültüyü öldürüyordu. ''Hoşça kal. ''
Düşten Farksız by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 1,362,938
  • WpVote
    Votes 93,750
  • WpPart
    Parts 59
*Aile/aşk kurgusu *Yetişkin içerik barındırır --- "Bir ay boyunca burada olduğumu bile fark etmeyeceksin. Tek derdim o mektupta yazanı gerçekleştirip, altında kalabileceğim tüm vicdan yükünden kurtulmak." Boş bakışlar atabilen tek kişinin o olmadığını kanıtlamak istercesine gözlerimde hiçbir his belirtisi olmamasına dikkat ettim. "O mektupta bir ay boyunca evimde bir hayalet gibi yaşaman gerektiği mi yazıyordu?" Sırıttım. Gözlerimde yaratmaya çalıştığım hissizliğim sırıtışımda da yer bulduğundan emindim. "Hayır," dedim sakince. "Babamı bulmam, onunla en az bir ay vakit geçirmem ve kendisini tanıma fırsatı bulmam gerektiği yazıyordu." Bir şey söyleyecek gibi olduğunda elimi kaldırarak beklettim. "Ama bir babaya ihtiyacım yok, biz bu bir ay boyunca birbirinden kaçan iki ev arkadaşı olalım." Yalan söyleyebilme konusunda başarılı biri sayılır mıydım, bilmiyordum. Fakat beni o kadar tanımıyordu ki cümlelerimde neyin yalan neyin doğru olduğunu bulabilecek gücü yoktu. Karşımda babam vardı. Adını altı ay önce öğrendiğim, adımı biraz önce öğrenen babam... ••• "Güzel olan sensin." "Güzel miyim?" "Sana güzel olduğunu söyleme nedenim çok basit aslında." derken başını küçük bir hareketle hafifçe eğdi. "Sessiz kalınamayacak kadar güzelsin, Afrodit." --- '040823
ASİ ve SERSERİ by iremtugce
iremtugce
  • WpView
    Reads 1,379,001
  • WpVote
    Votes 61,144
  • WpPart
    Parts 74
İlk aşkın acısını hala duyumsayan bir kalp tekrar aşık olabilir miydi? Arya, kendine bu soruyu sorduğunda iş işten çoktan geçmişti... Genç kızın tamiri zor kırık bir kalbi, yara almış ve ikiye bölünmüş ruhu, içinde büyük kasırgaların döndüğü gürültülü bir zihni vardı. 10 yıl önce, henüz bir çocukken ayrılmak zorunda kaldığı doğup büyüdüğü kasabaya geçen yılların ardından sonra dönmesi gerektiğinde, Avcı'yla tanıştı. Avcı, o parçalara ayrılmış kırık, ürkek kalbi avladı. Tüm hesaplar kitaplar, intikamlar, ihanetler ve üstelik de acılar bu noktadan sonra karmakarışık bir hal aldı. Çünkü avcı da avına aşık olmuştu. ... "Ben, sınırların ince bir çizgiyle çizildiği kuralların üzerinden atlarken sen geldin ve tüm o ruhumdaki çizgileri yerle bir ettin." | 30.07.2016 | Romantizm #39 - 08.04.2018 -Tüm hakları yıllar önce çocukluğumda geçen o mahallede ve Arya'nın defalarca kırılmış kalbinde saklıdır-
Bi' Bağ Bozumu by Ezelbldrcn
Ezelbldrcn
  • WpView
    Reads 96,531
  • WpVote
    Votes 10,386
  • WpPart
    Parts 26
Çünkü bağ bozumu zamanı gelmişti ve bağ bozumu biraz da isyanın zamanı değil miydi?
Soluksuz Tutku by PearlHarbor35
PearlHarbor35
  • WpView
    Reads 1,013,468
  • WpVote
    Votes 36,461
  • WpPart
    Parts 52
İki yanlıştık biz. Olmayacak şeyler yaşamış ve umulmayacak hatalar yapmıştık. Baştan sona yanlışlara bulanmışken doğru yolu bulabilir miydik? Gözlerimdeki akan yaş ruhumun derinliklerin de birikiyordu. Onu kırmak istemiyordum ama başka bir seçeneğim de yoktu. "Seni istemiyorum Alkan!" Kızaran gözleri acıyla yoğunlaştı. "Ama ben seni istiyorum." Başımı iki yana salladım. Kabul etmek istemiyordu. "Ben başka birisine aşığım. Yanlışız biz. Unut beni." Hırsla beni kendisine çekti ve sıkıca sarıldı. Yavaş bir şekilde kulağıma doğru fısıldadı. "Bu saatten sonra bana aşıksın."
Bir Gençlik Hikayesi by prongs_so
prongs_so
  • WpView
    Reads 243,264
  • WpVote
    Votes 15,649
  • WpPart
    Parts 77
Aşkın kaç hali vardı? Çocuk hali vardı mesela. Saçını çekerek anlaştığın, oyuncaklarını paylaştığın ve yanı başında büyüdüğünde o sevginin de senle büyüdüğünü fark etmediğin halidir bu. Çocukken kalbine düşen tohum senin gözyaşlarınla sulanmış, kahkahalarınla güneş almış olabilir ve sen farkına bile varmadan düşmüşsündür onun güzelliğine. İkinci şans hali vardır birde. Aşk ikinci kez gelip de kapını tıklattığında tereddütle açar insan. O kapıda artık yeni kilitler vardır, zincir takılıdır ve içeri tekrar girmek artık hayalden başka bir şey değildir. Yalnızlığını zırh gibi kuşanan birinin kapısını çaldığında korkup kaçmak kolaydır, kalmaksa yürek ister, tabi kalbinizi çoktan içeride bırakmadıysanız. Üçüncü olarak da geçmişin gölgesinde kalmış hali vardır. Kalbinizi sakladığınız sandıklar ve başına diktiğiniz Amazonlar her zaman doğru kişiye çevirmeyebilirler mızraklarını. Acıdan gelen tecrübeler önyargıya dönüştüğünde hata yapabilir insan, geçmiş acımasız bir öğretmen olduğu gibi insanda travma yaratmaya da meyillidir. Travmalardan kaçmak bir şehirden kaçmaya benzemez, insan bir şehirde kaybolur da sora sora yolunu bulur. Kendi geçmişinde kaybolunca kime sorar insan? Yolunu kaybettiğinde elinden tutacak kimse kalmadığında yanlış yapmak kaçınılmazsa kimi suçlar insan? Eski bir aşk yeni bir aşkın üstüne kara çaldığında gözyaşlarıyla temizlenir mi ? Aşkın birden çok hali vardır elbet ancak bu gençlik hikayesinde ben size elimden geldiğinde bu üç halini anlatacağım. Benimle bu yola çıkmak ister misiniz? Yol virajlı ama manzara güzel.