26. bolumun son sahnesinde geri sayimin sonunda Azra ve Deniz birbirlerinin gozlerinde kaybolmustur adeta. Ben bu hikayede o kutlamalar anini ve sonrasini yaziyorum. Bazi hikayeler dizideki hikayelerle paralel bazi hikayeler farkli olarak devam edecektir.

🌈

Yan dünya

Her şeyin bittiğini, umutların tükendiğini sandıkları anda girdiler birbirlerinin hayatlarına ve bir anda o umudun içinde buldular kendilerini..

Bir eylül akşamıydı onların karşılaşması ve aşk tesadüfleri severdi..ama aslında hiçbir şey tesadüf değildi..yaşadığımız her rastlantının bir sebebi vardı..

Alternatif AzDen kurgusudur. Her şey Avlu'nun 10. bölümünden itibaren başlar. ••• Azra "Sevgilim, Hayatım, Dünyam, Bitanem.." diyerek Deniz'e baktı. Orada olduğundan emin olduktan sonra "Bunlar sana aşık olduktan sonra sana söylemek istediğim şeylerdi. Seni kaybetmemek için sana söyleyemediğim şeyler." dedi. Azra Deniz'in gözünden düşen damlaları görünce hepsine teker teker öperken "Seni üzmek için söylemedim. Sadece sana neden Boncuk dediğimi bilmek istersin diye düşündüm." dedi. Deniz'in "Artık gizlimiz saklımız olmayacak. Lütfen devam et." demesiyle Azra sözlerine devam etti. "Bende dedim ki madem ben bunları söyleyemiyorum sadece benim anlayabileceğim şekilde ona hitap edebilirim. Zaten çoktan sana Boncuk demiştim bunu yanlış anlamazsın diye düşünüp o günden sonra sana her boncuk dediğimde aslında içimden, senin şu an duymak istediğin o sözleri geçiriyordum." "Alışkanlıktan olsa gerek hala istemsizce ağzımdan çıkıyor ama artık aklımdan geçenleri sana söyleyebilirim. Boncuğun altında gizlenmeme gerek kalmadı." diye gülümseyerek sözlerini tamamladı Azra. Deniz'in kıpırdandığını hissedince ona baktı. Bu defa Deniz ona doğru dönmüş onu izliyordu. Deniz biraz daha yaklaşıp Azra'ya sayısız öpücükler bırakmaya başladı. Sonra ona dönüp "Sanırım bununla yaşayabilirim." diye fısıldadı. Dudakları Azra'nın yanağına kaydığında onu gülerek öpüp "Hem artık Boncuğu da sevmeye başladım." dedi.

"Çaresizliğin mavi tonu kızılla kaplandığında hücreler en büyük aşka gebe."~ Talihsiz kadın Deniz Demir, şiddetine maruz kaldığı kocasını öldürünce ömrünü hücreye mahkum eder. Kendi halinde cezasını infaz etmek isteyen Deniz, tek başına hayatta kalamayacağını anladığında hapishanedeki hükümlülerden Azra ve Kudret'in iktidar kavgalarının arasında zarar görmeye başlar. İktidar kavgaları kızının hayatına mal olduğunda her şeyden vazgeçer. Olanların tüm sorumluluğunu üzerinde hisseden Deniz, her geçen gün kendinden nefret ederken bir kişi; onun kendinde nefret ettiği her bir özelliğe aşkla bağlıdır.

Nerden bile bilirdim hayatımın aşkı sandığım adamın hayatımı mahvedeciğini ve kardeşinin beni yeniden hayata bağlayacağını...

" Sen duygusuz aptalın tekisin, senden nefret ediyorum... "

"Kalbim saf iyilikle beslendiği sürece dışım varsın, siyahtan koyu gözüksün." Bir parça kızıl, bir tutam mavi: Onlar büyük bir planla hapishaneden kaçmış iki kadın da olsa, birbirlerinin kalplerinde hala birer mahkumlar. Azra ve Deniz kaçak olarak yaşamlarını sürdürürken aşklarıyla rengarenk boyadıkları gökyüzünü kaplayan kara bulutların hırçın bir fırtınanın habercisi olduğunu anlarlar. Bu öyle bir fırtınadır ki; önüne kattığı her şeyi harabeye çevirecektir. İntikam almak için yanıp tutuşan eski bir düşman, onların en büyük zaaflarını kullanarak saldırır. Aralarından birinin kaybolmasıyla sarsılan eski arkadaşların her şeyi çözmek ve kaybolan arkadaşlarını ölümden kurtarmak için 48 saati vardır.