okucam
4 stories
Tutsak by mononokece
mononokece
  • WpView
    Reads 17,074,391
  • WpVote
    Votes 563,730
  • WpPart
    Parts 59
"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük bir karmaşaya yol alabilir ve ne denli büyük bir aşka sebep olabilirdi? Tanıtımının Yayınlanma Tarihi: 23.07.2014 Finalinin Yayınlanma Tarihi: 17.01.2016
Küçük Kadınım  by madam_yazar
madam_yazar
  • WpView
    Reads 8,257,059
  • WpVote
    Votes 279,793
  • WpPart
    Parts 49
Ellerini yavaş ve sakince belime yerleştirdi. Vücudumdaki hissettiğim titreme nasıl bir tehlikede olduğumun habercisiydi. Kulağıma eğildi nefesi ciğerlerimin en derinine kadar inerken. kalbim yerinden çıkacakmışcasına atıyordu. "Sen benimsin küçüğüm" dedi sakince kulağıma kullandığı cümle tüylerimi diken diken ederken üzerimdeki küçücük havluyu çekti ve yere bıraktı. dikkatlice beni incelerken refleks olarak ellerimle vücudumu kapatmaya çalıştım. ellerimi tuttu ve beni duvara yasladı. " Benim olanı benden gizleme küçüğüm"
SİYAH by somurttkanyuz
somurttkanyuz
  • WpView
    Reads 297,362
  • WpVote
    Votes 8,470
  • WpPart
    Parts 77
Gökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Nereye adım atsa siyahın çukuruna düşüyordu. Ya da biri onu o çukura atıyordu... Hangi insan bir Azraile aşık olurdu? İntikam ateşi ile dolan adam karşısında onu öldürmek için can atıyordu. Ama o gitmiş ondan hoşlandığını söylüyordu. Bu nasıl bir karanlıktı? Nasıl kurutulacaktı canını yakan bu duygulardan? Belki de asla kurtulamazdı... Azraili ona elini uzattı ve ayağa kaldırdı. Öldürmekten vazgeçmişti sanırım. Şöyle fısıldadı kıza: "Belki de en başından başlamalıyız. Ben Azrail: Asrın Soykıran..." **** İlk Yayım Tarihi: 19.07.2018
ESİR by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 10,666,612
  • WpVote
    Votes 507,675
  • WpPart
    Parts 69
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.