gsevgi1905's Reading List
116 cerita
BÜLBÜL KAPANI  oleh Loresimaa__
BÜLBÜL KAPANI
Loresimaa__
  • Membaca 16,869,871
  • Suara 1,165,805
  • Bagian 35
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI oleh sulisindunyasi
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI
sulisindunyasi
  • Membaca 2,409,881
  • Suara 216,766
  • Bagian 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
Saklı Gül (Tamamlandı) oleh oznurilter
Saklı Gül (Tamamlandı)
oznurilter
  • Membaca 1,586,373
  • Suara 96,572
  • Bagian 41
Romans #1 🩷 Romantizm #3 🩷 Romantik #4 🩷 Neydi gonca gülü açtıran? Bahar mı, bülbülün aşkı mı? Bülbülün aşkı olmasa gül açmaz mıydı? Ya baharın geldiğini nasıl anlardı? Gülnihan Karaca... Ne bahar görmüştü ne de ona aşık bir bülbül. Bedenini hapseden mührün etrafında pervaneydi ruhu. Her kadın kadar kadındı, ama kendi kadar olamamıştı. Argun Turayev... Çok bahar görmüştü ama hiç güle bakmamıştı. Kalbini hapseden hayatının etrafında aşka yer yoktu. Her erkek kadar erkekti, ama hiç bir güle ait olmamıştı.
90'lar Yeniden oleh tgceymn
90'lar Yeniden
tgceymn
  • Membaca 1,027,087
  • Suara 102,711
  • Bagian 35
Ömrünü adadığı erkek ona ihanet ettiğinde bir insan ne yapmalıdır? Pelin'in hayatı boka sarıyordu. Hayal ettiği işi yapamadığı gibi çocuk istediği eşinin başka bir kadından çocuğu olduğunu öğrenmişti. Hayatından ne istediyse hiçbir zaman elde edememişti. Aslında hayatının hangi nokta da ters gitmeye başladığını biliyordu. Lise yılları.... Ama geri dönüş yoktu öyle değil mi? Bir gece annesinin evinde kalırken ev telefonunun çaldığını duydu. 90'lardan kalma telefonun hala çalıştığını bile bilmiyordu. Aldığı uyku ilaçlarının etkisi bedenini ele geçirirken telefonu kaldırdı ve kulağına götürdü. Sonrası ise karanlık. Kendine geldiğinde annesinin evindeki yatağında uyandı. Ne olduğunu çok geçmeden anlamıştı. 1998 yılındaydı. 17 yaşındaki haline geri dönmüştü. Geriye hayatını değiştirmek kalıyordu. Üstelik eğer başarılı olursa okulun popüler çocuğunun da hayatını kurtarabilirdi. Tabi bunu yaparken ona aşık olmazsa. Bunu başarabilir miydi?
Dük ile Beş Çayı oleh tgceymn
Dük ile Beş Çayı
tgceymn
  • Membaca 435,251
  • Suara 49,315
  • Bagian 50
Geçmiş hayatınızı yaşama şansınız olsaydı ne yapardınız? On yıllık ilişkisi büyük bir ihanet ile son bulduğunda Eda artık bir gerçeği kabul etmek zorunda kalmıştı. Gerçek aşk diye bir şey yoktu. Varsa da onu bulmak gibi bir niyeti olmamıştı. Arkadaşının zoruyla sonunda evden çıktığında aklına en son gelen şey bir falcının karşısına oturmaktı. Egzotik giyimli kadının karşısına oturduğunda ise söylediklerini dinlemekten başka çaresi yoktu. Falcı ona aşkı bulması için geçmişte yaptığı bir hatayı düzeltmesi gerektiğini söylediğinde parasını boşa harcadığını düşünmekten kendini alamamıştı. Fakat eve dönerken geçirdiği kaza sonucu gözlerini İngiltere'de 1823 yılında açtığında kendini önceki yaşamı olan Helena Anne Mercer olarak buldu. Şimdi tek yapması gereken yapılacak hatalı seçimi bulmak ve bunu engelleyebilmekti. Ama hiçbir hata bu kadar cezbedici olmamıştı.
AZE/ BERDEL  oleh helin_q
AZE/ BERDEL
helin_q
  • Membaca 3,091,784
  • Suara 126,127
  • Bagian 31
"Kaderin hain oyununa yenildi hayatlarımız kabul et."genç adamın ses tonu gerçekleri haykıran sözlerin altında ezilir gibi çıkmıştı, dik duruşunun aksine. Duydukları ile acı bir gülüşü dudaklarında ağırladı genç kadın. Kabul etse ne değişecekti ki? "Oluru yok bazı şeylerin ağam. Kabul edip etmemem de bunlardan biri!" Bir çiçek duruyordu, tam genç adamın karşısında, bir yanlışı düzeltircesine açmış; Gelmiş ta yüreğine gerçekleri haykırır gibi duruyor. Yıllara ev sahipliği yapan koca seyhanlı konağı bu çiçekle sevda rüzgarını estirmeye başladı o an. Her kapının eşiğinde ince bir hüzün olan bu konak umutla o çiçeği bağrına bastı. Bir sevda. Bir hüküm. Umutları vardı, hayatta, herşeye inat. Hissetikleri sancıyı yok saymak mümkün değildi.Yanan yüreklere merhem vurulmaz o yüreklerin sarılmaya ihtiyacı vardı. Çok şey vardı bu hikayede, yüreğe yara olup dile dökülmeyen. Kitap kapağı- hayallirüzgarlar
KAZAZEDE oleh authsevvy
KAZAZEDE
authsevvy
  • Membaca 9,215,923
  • Suara 466,822
  • Bagian 47
Vatan uğruna baş koymuş, düşmanın yüreğindeki korkunun izahı, acının işaret parmağı olan Sezin Kaza, yıllardır Keleş timinin başında duran üsteğmen kimliğinde görevini icra ediyordu. Ne yaptığını bilen, kendinden emin, dik oluşuyla bilinir, sayılırdı. Keleş ismini en doğudan batıya kadar duyurmuş, düşmanın ölmeden önceki son nefesindeki nefret olmuştu. Fakat bir gün, yaptığı küçük hata ile tüm çabaları bir anda başına yıkıldı. Yaptığı küçük hatanın sebebi ile başlarına atanan Yüzbaşı Turan Akkurt, kendisinden önce lakabı geçtiği an yeri titreten bir komutandı. Soğuk kalbi, acımasız bakışı, yangın öfkesi ile tanınırdı. Girdiği ortama heybetiyle girer, doğrularını kalemsiz kazırdı akıllara. Ve Sezin'in bildiği tüm doğruları silip kendi doğrularını yazmaya kararlıydı. ★ "Bende iki sevdanın ucu, bucağı yok, Kaza. Gönlümü almışım elime, ikiye bölmüşüm; sonu, sınırı olmayan iki sevgi sığdırmışım o iki parçaya." "Neymiş onlar?" "Biri vatan, diğeri sen." ★ KURGU, VATAN İÇİN CAN VEREN, MİLLETİNİ KORUYAN ASKERLERİN HATIRASINA YAZILMIŞTIR. GERÇEK ASKERİ OLAYLARDAN VE BİLGİLERDEN BAĞIMSIZDIR. DURUMLAR, OLAYLAR VE YERLER DEĞİŞTİRİLEREK YAZILMIŞTIR. KURGU GERÇEKLİĞİ TAMAMİYLE YANSITMAZ.
FİRUZE oleh _Mehsa_
FİRUZE
_Mehsa_
  • Membaca 407,913
  • Suara 21,362
  • Bagian 17
𓇚𓇚𓇚 "Kaçma!" dedi Ezra yakarır gibi. " Bir kere de beni yakma, iki gözüm." Firuze kolunu kurtarmaya çalıştı. İzin vermedi Ezra. "Gitmem lazım." dedi Firuze titreyen bir sesle. Oysa sert çıkarmaya çalışmıştı sesini ama artık olmuyordu. Yıkılmıştı tüm duvarları, tutamıyordu bu enkazı. Bir kez daha gitmeye çalışınca Ezra'daki bütün ipler koptu. Şu Midyat hep sessizliğine mahkumdu ya! Sevdasını haykırınca göğe şimşekler çaktı sanki yer yüzünde. "Kahrolmayasıca! "dedi onu kollarına alarak. Bir kolu Firuze'nin ince belini sardı. Boşta kalan ise güzel gözlerini kaçırmasın diye Firuze'nin yüzünü kavradı. Bir kere daha isyanını haykırdı ona. "Kahrolmayasıca! Ben daha sana nasıl anlatayım seni sevdiğimi! " Firuze onun kollarında sarsıla sarsıla ağlamaya başladı ama Ezra bunu bile görmüyordu. "Senin sevdanı demire söyledim, boynunu büktü. Taşa fısıldadım, yükümden dağıldı. Şu dağa bağırsam yıkılır ama bir sen anlamadın Firuze!" Bir kere daha sarstı onu. Dudakları arasında sadece Firuze'nin göz yaşları, Ezra'nın ise haykırışları kadar bir mesafe vardı. Aşılsaydı bu uçurum, sönerdi belki bu hasret ama bir nefeslik bu mesafe kaybolmuş yıllar kadar uzundu işte. "Keşke kör kalsaydım!" dedi ona doğru." Keşke kör kalsaydım da senle kör olmasaydı şu gönlüm!" Firuze'nin gözlerine değdi gözleri. Ağladığını fark etti. O da yıkıldı karşısında. Saman alevi yandı sarı renginde. Söndü Firuze'nin kara gözlerinde. "Neden?" dedi yıllardır dilinin ucunda tuttuğu, boğazına düğüm ettiği soruyu sonunda sorarak. "Neden kaçıyorsun benden?" 𓇚𓇚𓇚 19.09
MIH oleh _Mehsa_
MIH
_Mehsa_
  • Membaca 8,275,454
  • Suara 361,247
  • Bagian 68
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyasının Azrail'i olarak adlandırılmış bir genç adam . Bir kulübe,bir masumun intikamı. Bir kurul, suçsuz insanların günahkar kuklacıları. Ve karanlığın intikamına boyanmış kör kuyularına düşen, küçük narin bir ışık; Elif! O bir anahtar. Kalbine hiç nefret uğramamış bir umut. İntikamın ilk aydınlığı; Günışığı! Onun bir görevi var. Seveceği adamın tek hedefi olan intikam onu yok etmeden, kalbini açtığı bu adamın cehennemden uzaklaşmasını sağlamak. Cehennem, bir ışık için kör karanlığı affedecek miydi? Yoksa bir türlü Azrail'i azad etmeyen intikam, onu anahtarsız kapılar ardında saklamaya devam mı edecekti? Oysa Allah'ın ol demesiyle bütün kapılar açılırdı! İntikamın ölümü, Günışığının baharını getirecekti...
BEYLERBEYİ HAZERANİ oleh mamalesoirr
BEYLERBEYİ HAZERANİ
mamalesoirr
  • Membaca 5,699,136
  • Suara 259,567
  • Bagian 76
|Uyarı ! Kitapta kan ,dram , şiddet içeren unsur ve yetişkin içerikler mevcuttur .| El değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin bile beyi : Hazerani . Kitabımın herhangi bir yerinin kopyalanması (ç) alınması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. (Bu isimde yazılan tek kitaptır.Muhtemel olan tek kalacağıdır .Çünkü isim de şahsıma aittir.Bilindik bir şey değil .Kullanılmasına iznim yoktur.)