Burnu zedeleyen ağır koku, uzun, pis tırnaklar, yaralar ve kirden seçilmeyen bir yüz... Çim yeşili parlak gözler. Kuzey Irak'ta esir düşmüş Teğmen Umay ve kekeme bir adam. Artık küçük bir çocuğun zekasıyla eşdeğer değildi Özgür'ün aklı. Yazıyor, okuyor, para sayabiliyor ve teklemeden konuşuyordu. En büyük değişiklikte yüreğindeydi. Umay'ını istesede ilk başlardaki gibi öğretmeni, arkadaşı olarak göremezdi. Yeşillerine can veren Umay'ın toprak gözleriydi. Ancak bir sorun vardı, her an kampı Türkler basabilirdi. Bu da Özgür'ün ölümü, Umay'ın yaşamına geri dönmesi demekti. |Terör sempatizmi yoktur. İntihar Timi kitabının ikincisidir, ancak ilk kitabı okumak şart DEĞİLDİR. Herhangi bir bağlantı yoktur.|

Peki ya biz? Açılmak üzere duran süslü bir kurdale miyiz? Yoksa açılması neredeyse mümkün olmayan gösterişsiz bir kördüğüm mü?

Silinmiş bir hikayenin yeniden başlangıcı... 4 arkadaşın aynı anda gördüğü rüya onları terkedilmiş harabe evlere sürüklerken başlarına geleceklerden habersizler. 'Cin' derken bile korkan bu çocuklar başlarına gelen olayları nasıl değerlendirecek?

Alya numara sallar, numaranın İtalyan mafyasına ait olduğundan habersiz yazmaya başlar.

peri: ya sen kimsin gece gece peri: ne saçmalıyorsun bilinmeyen numara: amına koyayım bilinmeyen numara: asıl sen kimsin peri: sen kime yazmak istemiştin? bilinmeyen numara: psikoloğuma? peri: yanlış numara o halde bilinmeyen numara: hassiktir ya bilinmeyen numara: durduk yere deli olduğumu biri daha öğrendi "Her acı verici döngünün düzene dönüştüğü bir terslikte, her şeyimle tezatken sana, gecenin bile gündüze zıtlığını görmezden gelerek aşık oldum sana." || *sonu evli mutlu çocuklu biten bir kitap değildir. genç ve büyüyememiş bir kızın bir aşk üzerinden kendini bulma hikayesidir. hayal kırıklığına uğrayacaksanız baştan okumamanız önerilir*

-Ne o? Gören de aşıksın sanar. +Çok mu belli oluyor? -Ne?!

Adrian.alla: Siz kimsiniz ? Canımkomşum: Ben mi ? Canımkomşum: Kim olacağım ? Canımkomşum: Tabii ki komşun. *** Adrian.alla: Isminizi söylerseniz tanırım. Canımkomşum: Hayriye Adrian.alla: Hayriye abla sen misin ? Yakışıklı makışıklı diyorsun....Abla sakin. Canımkomşum: Al işte gerizekalı. Canımkomşum: Ismimi söyleyecek olsam fake hesap açar mıydım ? Adrian.alla: Ne bileyim be ? Kalbime indi zaten. *** Arabanın kapısını açıp indim ve kapıyı açtım. Yanıma geldiğinde gülümseyip konuştum. - Çok güzelsin... Gülümseyip kafasını eğdi.

0544*******: perde açık kalmış (10.00) 0544*******: ve sen yemek yiyorsun (10.01) 0544*******: mükemmel bir görüntü slşajslskd (10.01) ilk yazdığım kitap. cringe, yazım hataları olabilir :) 🐤 spoiler verme. #1 #lise 08.05.2020🎈 #1 #mizah 10.05.2020🎈 #1 #komik 29.07.2020🎈 #1 #gençkızedebiyatı 20.05.2020🎈

Ice flooded my veins as the realization of who he was hit me. It must have been evident on my face because the man in front of me let out a dark laugh. "Oh dear, you didn't realize you were talking to a royal, did you darling?" he crooned. Not just any royal. Kesserian Cinis. The recently coronated king and ruler over the Ember Court. I forgot how to breathe, my mind whirring as it tried to figure out how I could have been so stupid as to let this happen. *************************************************** Wren Heatherfield is on the run. Having turned 18, she is now in danger of becoming selected for the Garner, a deadly game in which the six kings who rule over her continent take eighteen non-magical girls and make them fight for their lives. But as she tries to avoid the game by running away with her best friend and her sister, she consequently finds herself doomed to be a competitor in the 246th Garner. But the Garner isn't the only thing capable of killing her. In a castle surrounded by kings with dark powers and girls fighting for their lives, she may find that the politics of royalty can be just as deadly as their games. No one can be trusted in a palace full of monsters and, if Wren has any hopes of survival, she may have to become one herself.

Üniversiteyi bitirdikten sonra özgür olmak ve hayallerini gerçekleştirmek isteyen Sidem, Milano'da kendi halinde günlerini geçirirken iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine vize sorunu ile karşı karşıya kalır. En az kendisi kadar zor durumda olan bir yabancıdan hiç beklenmedik bir teklif alır. Sidem, yabancının teklifini umursamazken bir yandan da ülkesine geri dönmemenin yollarını arar. Babası, durumu öğrenip müdahale etmeye çalıştığında Sidem için yolun sonu gelmiştir. Her yanılgısı bir aksilik, her aksilik onu kat ettiği yoldan başlangıç noktasına götürürken, bu sefer başlangıç noktasının da ötesine geldiğini hisseder. Belki de her şeye yeniden başlamak gerekir. Bir yabancıyla. O gece onlara yıldızlar şahit etti, kader yeniden yazıldı artık onlar birbirlerinin çıkarları için aynı masaya oturmuş iki yabancıydı. Belki de zaman onları aynı masaya oturan iki yabancıdan daha fazlası yapacaktı.