okuduklarım
18 stories
Yalancı Bahar by dreamonde
dreamonde
  • WpView
    Reads 122,608
  • WpVote
    Votes 9,589
  • WpPart
    Parts 24
Turna Mahallesi, günden güne yaklaşan düğünün heyecanıyla sarıp sarmalanırken görümce sıfatı üstüne yapışan Ahsen de aynı günler içerisinde kurtulamadığı dertlerinin üzerindeki yüküyle biraz daha dibe battığını hissetmektedir. Mahallenin güzide gençlerinden Ahsen, mesleğini henüz yapamayan bir öğretmendir ve yeni yetişkinliğin getirdiği problemlerle birlikte hayatındaki sorunları çözmekte, dengeleri oturtmakta olduğu gibi zorlanır. Bu esnada uzun süredir görevde olduğu için ailesinin yanına uğrayamayan ve ablasının düğünü bahanesiyle beklenenden erken vakitte İstanbul'a ayak basan Cihangir ise bütün asker kimliğinden sıyrılarak mahallenin delikanlısı kostümünü tekrar üstüne giymiş hâldedir. Kahramana ihtiyacı olmadığını ve hayatta her şeyi kendi başına halledebileceğini düşünen Ahsen'e uzatılan ilk yardım eli, tam da bu esnada kendisinden gelir. Kahraman olmak için cesur ya da savaşçı olmaya gerek yoktur çünkü bazen bir gülüş bile bir hayatı kurtarabilir.
KARANLIK SANRI by ibusranur
ibusranur
  • WpView
    Reads 68,795
  • WpVote
    Votes 5,156
  • WpPart
    Parts 18
Ölüm Portresi kitabının başrolü Atlas'ın kardeşi Efsun'un hayatını anlatmaktadır. "Bir kukla olmaya devam mı edeceksin? Bu musun sen, bu kadar mısın Efsun?" Kukla değildim. O benim ailemdi. O benim abimdi. Bu yola onunla birlikte Hera'nın intikamını almak için çıktık. Kandırma kendini. Kandırma kendini. Kandırma. Akın gözlerimin içine bakmaya devam etti. Gözlerindeki öfke kalbimin sızlamasına sebep oldu. Bir cevap beklemediğini biliyordum. Cevabı kendime vermem gerekiyordu. Bir kukla olmaya devam mı edeceksin Efsun? Atlas aşkı için savaşıyor. Peki sen? Aşkını mı seçeceksin seni hiçbir zaman kabullenmeyen abini mi?
Gözyaşı Kadehleri by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 871,179
  • WpVote
    Votes 68,539
  • WpPart
    Parts 39
*Yetişkin içerik barındırır. *Nefretten aşka/anlaşmalı evlilik kurgusu --- "Kimi öptüğünün farkında bile değilsin," dedim üzerime tüm ağırlığıyla kapanan bedenini omuzlarından hafifçe iterek. Yüzlerimiz arasında bir nefeslik mesafeden fazlası yoktu. Aldığı her nefes benden doğuyor, aldığım her nefes ondan kopuyordu. Az önce dudaklarıma dokunan dudaklarını diliyle ıslattı ve ardından göğsü şişerek göğsüme yaslandı. Altında ezilmeye, o isteyerek üstümden kalkmadıkça son veremeyeceğimi biliyordum. Yatakla arasında kalan bedenimi kıvrandırıp yormak yerine onu ikna etmek için dudaklarımı araladım. "Sarhoşsun, farkında bile olmadan beni öptüğün için pişman olduğunu haykırdığın bir sabaha uyanmak istemiyorum." "Kim olduğunun farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" diye sorarken sarhoşluğunun izlerini taşıyan sıcak nefesi yüzümü okşadı. "Karımı öptüğümün farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" İrkilerek gözlerimi kırptım birkaç kez. Etrafta birilerinin olup olmadığını görmek için delice odaya bakındım. Kimse yoktu. Cevahir Avcıoğlu'nun beni 'karısı' olarak benliğine katmasına sebep olacağı oyunumuzun seyircilerinden hiçbiri burada değildi. Dudaklarını biraz önceki hafif baskıdan çok daha yoğun bir biçimde yeniden dudaklarıma bastırdığında zihnim binlerce soruya aynı anda yanıt aramaya başladı. Bizim dünyamızda her şey sahteydi. Her şey oyundu. Seyirciler gittiğinde perde kapanır, oyuncular birbirlerinin yanından hızla kaybolurdu. Ama şimdi ilk kez, hatta belki de son kez seyircisiz oynuyordu oyununu. Avcıoğlu'nun kurallarına kendisinden başka kimse karşı çıkamazdı. Bizim için yıkımı getirecek olan da, işte bu nedenle, bizzat kendisi olacaktı. --- '260224
HÜZÜN KOVAN KUŞU by afroditmavisi
afroditmavisi
  • WpView
    Reads 1,082,067
  • WpVote
    Votes 82,714
  • WpPart
    Parts 37
Şimdi düşününce o güne geri dönsem yine o arabaya biner miyim diye sorguluyordum. Bana attığı ilk mesaja cevap verir miydim? Bu yaşadıklarımızı yaşayacağımızı bilsem hayatımdaki ilk keşkeye dönüşen adama büyük bir aşkla tekrar bağlanır mıydım? Tüm bunların yaşanacağını bilsem bile yine o arabaya binerdim. Yekta benden gitmiş olsa bile onun arkasında bıraktığı şey benim için paha biçilemez değerdeydi. Şimdi buradayım, Yekta'nın karşısında. Kucağımda bir yaşına basmak üzere olan kızımla beraber. Kızım. Kızım diyordum çünkü Asya hiçbir zaman Yekta ile bizim kızımız olmamıştı. O sadece benim kızımdı. Yekta'nın Asya'nın üzerinde gezinen bakışları, gözlerinde ve yüzünde edinen o şaşkınlığı beni öfkelendiriyordu. Oysa ben Asya'nın yüzünü ona göstermeyecektim. Yekta hayatı boyunca Asya'nın yamacına bile yaklaşamayacaktı. Bunu hak etmiyordu. Yekta şu an kızımı görmeyi hak etmiyordu. Kader bir şekilde yollarımızı kesiştirmese dünyanın bir ucunda birbirimizden habersiz bir şekilde yaşamaya devam edecek, belki de birbirimizin adını ağzımıza almayacaktık. Çünkü ben iki yıldır onun adını ağzıma almamıştım. '310324 🔗
Masrilva'nın Aşk Bestesi by dreamonde
dreamonde
  • WpView
    Reads 155,010
  • WpVote
    Votes 15,307
  • WpPart
    Parts 21
Beste, birikmiş kira borcu yüzünden kendisini eşyalarıyla birlikte kapının önünde bulduğunda henüz yirmi bir yaşındaydı ve bir yandan üniversite okumaya çalışırken bir yandan da yalnızca hayatta kalmaya çalışıyordu. Okulların da kapanmasıyla birlikte kendini hem evsiz, hem de işsiz bulduğunda yapabilecekleri sınırlıydı. Abisinin bağlantılarını kullanarak kendisi için iş ayarladığı Masrilva, Türkiye'nin pek çok şehrinde bulunan ünlü bir otel zinciriydi ve Beste bir anda kendini Masrilva Bodrum'da animatör ekibinde bulmuştu. Hayatına bir mucize gibi dokunan Masrilva'da onu gerilim hattı yüksek bir aşk, sıcacık bir dostluk ve tam ortasına düştüğü sırlar, yalanlar, şirket içi kirli oyunların beklediğinden habersizdi. Özellikle de... Masrilva'nın sahibi... Burnu düşse yerden almayacak biricik patronu... Abisinin çok kıymetli bağlantısı... Arhan Alp Hisaroğlu'dan da habersizdi... 🌊
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,169,486
  • WpVote
    Votes 534,319
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
Sen Başkasın by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 176,826
  • WpVote
    Votes 21,019
  • WpPart
    Parts 18
*baba-kız / ikinci şans --- Kurduğu ve uymazsa ölecek gibi hissettiği aksamaz düzenine ansızın dahil olan kızından sonra hayatı baştan başlayan bir adam... --- '250125
GÜLBEŞEKER by ilahipetekya
ilahipetekya
  • WpView
    Reads 592,929
  • WpVote
    Votes 31,512
  • WpPart
    Parts 48
İnsanın en masum olduğu dönemi çocuk olduğu zamanlardır, öyle değil mi? Doğru. Fakat eksik. İnsanın en acımasız olduğu dönem de çocuk olduğu zamanlardır. Kimi çocuk sevgiyle arkadaş edinir, oyunlar kurardı. Kimisi ise tek bir korku salmasıyla etrafına toplardı kendi tebaasını. Ben ve benim gibi çocukların sevgi cumhuriyetine karşı, zorbaların korku imparatorluğuydu aslında durum kısaca. Diyelim ki bir zamanlar çocuktuk. Biz de, onlar da. Lisede de mi çocuktuk? Türlü türlü oyunlar kurarken de mi çocuktuk? İnsanların hayatlarında unutamayacağı anılar bırakırken, hafızalarından kazıyarak silmek istemelerine rağmen bunu başaramıyor oluşlarının sorumlusu olurken de mi çocuktuk? Tuvalete kilitlerken, okulun önünde alay konusu ederken, yapmadıkları şeylerle suçlarken ve hatta manipüle ederek kendilerinden bile şüphe etmelerini sağlarken de mi çocuktuk? Değildik. Ne biz ne de onlar. Bunu inkar edecek insanın vicdanı sorgulanmazdı zaten.
Yazgının Oyunu by silentsey
silentsey
  • WpView
    Reads 1,125,651
  • WpVote
    Votes 61,313
  • WpPart
    Parts 25
Birbirinden hiç hoşlanmayan iki insan, yakın arkadaşlarının düğününde yolları kesişince istemeden de olsa aralarında bir çekim yaşanır. Tek seferlik yaşanan bir ilişkinin sonunda hayat onları hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılar. Bir bebek... Bu minik mucize, iki yabancının kaderini birbirine bağlayarak onları hem kendileriyle hem de duygularıyla yüzleşmeye zorlar. Beklenmedik hamilelik, yeni bir başlangıcın kapılarını sonuna kadar aralar...
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,377,985
  • WpVote
    Votes 90,369
  • WpPart
    Parts 29
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.