Roya671 adlı kullanıcının Okuma Listesi
11 stories
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 12,687,063
  • WpVote
    Votes 843,680
  • WpPart
    Parts 83
Kitap oldu. Üç kitabı basıldı. Seri, beş ana kitaptan oluşuyor ve 2025 yılı içinde final yapacak. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,681,162
  • WpVote
    Votes 107,721
  • WpPart
    Parts 31
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.
ZEHİR'E BULANMAK by mapetiteviie
mapetiteviie
  • WpView
    Reads 91,551
  • WpVote
    Votes 2,453
  • WpPart
    Parts 6
❝ Alageyik, Alaca geyik...avuçlarıma düştün, toprağıma çamur oldun. Ben şimdi seni nasıl avlamayayım? ❞
Yakamoz(+18) -TAMAMLANDI!- by derensuxx5432
derensuxx5432
  • WpView
    Reads 213,534
  • WpVote
    Votes 2,786
  • WpPart
    Parts 43
Sevgilime amcanı öptüm mü diyeceğim? 2m+ okunan Güneş yeni adıyla🌅 ~~~Yaş farkı ve cinsellik içermektedir!~~~
Dilruba by prawtstarmv
prawtstarmv
  • WpView
    Reads 118,966
  • WpVote
    Votes 5,201
  • WpPart
    Parts 21
06.10.2024 Seven insan inanır derlerdi, yalanmış.. Babası tarafından oğlu için hiç tanımadığı bir adama verilen kadın idi Dilruba.Berdel ile birleşen bir hayat.. Allah onları birbirine layık görmüştü. Dilruba Merxuri ve Yusuf Ali Şahmaran. İki zıt kutup mutlu olabilir miydi? Güven herşeyin temeli derlerdi, ama ikisinin arasında bir güven yoktur. Onlar nasıl sevilir bilmiyordu.. "Babam beni abimin canı için size verdi, senden başka kimsem yok yani." "Benden başka?" "Evet."
KONUK SEVMEZ DENİZ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 3,759,549
  • WpVote
    Votes 261,430
  • WpPart
    Parts 25
❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞ "Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti. Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum. "Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?" "Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez." Bir düşman kapıyı çalar. Elinde ölümle bekler. İmkânsız bir aşk başlar.
ÇIĞLIK by Gizem12309
Gizem12309
  • WpView
    Reads 48,339
  • WpVote
    Votes 2,240
  • WpPart
    Parts 10
Amerika'da okuyan Nehir, sınıfındaki herkesi Müslüman yapar. Ancak bu cesur ve sıra dışı davranışı, okul yönetiminin tepkisini çeker. "Uygunsuz davranış" gerekçesiyle okuldan atılan Nehir, istemeden de olsa Türkiye'ye dönmek zorunda kalır. Anneannesinin ısrarı ve üvey annesinin zoruyla, sorunlu öğrencilerle dolu yatılı bir okul olan Karahan Lisesi'ne gönderilir. Karahan Lisesi, dışarıdan bakıldığında sıradan bir okul gibi görünse de içinde gizlediği karanlık atmosferle ünlüdür. Buradaki öğrenciler ya ailelerinden koparılmıştır ya da toplum tarafından "sorunlu" damgası yemiştir. Okulun en ilginç kuralı ise her öğrencinin sekiz kişilik bir ekibe dâhil olmak zorunda olmasıdır. Nehir, kurallara uymak için kendi ekibini kurar. Ancak bu süreçte garip bir şey fark eder: Ekibine aldığı beş kişiyle arasında açıklayamadığı bir bağ vardır. İlk karşılaşmalarında birbirlerini tanımazlar ama bakışlarında, hislerinde gizli bir yakınlık hissedilir. Gerçek ise çok daha sarsıcıdır: Nehir ve ekibindeki beş kişi aslında çocukluk arkadaşlarıdır. Küçük yaşta bir deneyin parçası yapılmış, hafızaları silinmiş ve farklı hayatlara savrulmuşlardır. Hafızalarını silen kişi, saplantılı bir bilim insanı olan Doktordur. Şimdi ise doktor, yarım bıraktığı işi tamamlamak ve onların geçmişi hatırlamalarını engellemek için peşlerine bir katil gönderilir. Artık Nehir ve arkadaşlarının yalnızca Karahan Lisesi'nin sert kurallarıyla değil, kendi geçmişlerinin gölgeleriyle de savaşması gerekmektedir. Geçmiş hatırlanırsa, sırlar açığa çıkacaktır... ama geçmişi unutanların sonu, belki de ölüm olacaktır. 'Çığlık atabilirsin ama asla saklanamazsın,"
SARKAÇ by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 15,405,154
  • WpVote
    Votes 595,860
  • WpPart
    Parts 30
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,797,951
  • WpVote
    Votes 192,336
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
+22 more
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,279,389
  • WpVote
    Votes 692,735
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.