afrodinet
- Reads 15,156
- Votes 468
- Parts 6
"Ben Luna. Gökyüzüne küs bir kızdım. Ta ki babamın yıldızlar arasında beni beklediğini öğrenene kadar."
Yıl 2339. Dünya yorgun. Türler yok olmanın eşiğinde. İnsanlık, kendi elleriyle inşa ettiği çöküşün tam ortasında; hayatta kalanların bir çoğu ise sadece zengin ve faydalı olanlar.
Luna, 18 yıl süren yıldızlararası bir uykudan gözlerini açtığında artık hiçbir şey bildiği gibi değildir. DNA'sı sıradan bir insandan farklıdır. O bir hibrittir: İnsan ve İmterial soyunun asil birleşimi. Onun damarlarında sadece kan değil, iki uygarlığın kaderi dolaşmaktadır.
Ve Pyke...
Buzdan bir sessizlikle konuşan, savaşla şekillenmiş bir komutan. Onun gözlerinde yıldızlar sönmüş, yerini ölümün ışıltısı almıştır. Ama Luna'nın gözleri... o gözler, Pyke'ın içinde çoktan ölmüş olan bir duyguyu yeniden kıvılcımlandırır: İnanç.
Bir baba... galaksiler arası bir geçidin ötesinde hâlâ yaşıyor olabilir.
Bir kız... kendi kimliğini ve geçmişini ararken, insanlığın geleceğini taşımak zorunda kalacak.
Ve bir savaş... yıldızlardan önce gelen karanlığı aydınlatacak.
Gerçekler acıtır.
Ama bazı gerçekler... bir gezegeni yeniden başlatır.
♦
"Ben gökyüzünü seviyordum.
Çünkü yıldızlar sessizdi, tıpkı ben gibi.
Ama sonra biri geldi... ve yıldızlar onun gözlerinde konuşmaya başladı."
♦
"Gökyüzü, sadece uçmaktan korkanların sınırıdır.
Senin için yıldızlar bile eğilir, Luna."
♦
"Işık yılı dediğiniz şey, sadece birim değil.
Babamla aramdaki suskunluğun adı artık."