rüya
Rüyalar, Jeongguk... Bana gerçeği söyleyen rüyalar.
Bu mektuplarda yazacağım şey ise, seni on iki yıl öncesine götürmekle başlayacak. 2008 güzüne. Sana bizim hikayemizi anlatacağım. En başından. Hatırladığım tüm detaylarıyla, en önemli kısımlarıyla. Yaşadıklarımızı bir de benim, o çaresiz ve belalı çocuğun ağzından dinlemeni, bana o anları yaşarken nasıl hissettirdiğin...
Bana nefesini ver, kalbimden kalbine sonsuz adımlar atayım. Bitmeyecek gecelerimize bir kadeh kaldıralım ve gülerek, severek, birbirimizi parçalarcasına sevişelim. Diz kapaklarını ellerimle tutup bacaklarını açayım; cennetine ürkek bir giriş, dudaklarımdan süzülen en güzel sessizlikler. Çığlıklarında gizlediğin bizi...
çok eski bir yerimdeyim, çürüyen bir yerimden geliyorum öldüklerimi sayıyorum, yeniden doğduklarımı anlıyorum, ama yepyeni anlıyorum bıktığımı evlerde, köşebaşlarında değişmek diyorlar buna değişmek
''Böyle böyle parçala beni, dağıt beni, hiç düşünmeden incit, endişe etme, sen beni nasıl bir küfürle uyutmuş olursan ol uyandığımda yine seviyor olacağım seni.''
Burada bir kucak sana adandı. [omegaverse au!] [texting + düzyazı] düzyazı ağırlıklı
isteğimiz ölümsüz olmak değil, tanrı'dan görebileceğimiz tek bir gün daha diliyoruz sadece. ıssız ada au!
Hem Slytherin'in hem de Hogwarts'ın gözdesi olan Kim Taehyung, onun ışığını çalan Ravenclaw'dan fazlasıyla nefret ediyordu. O çok gıcık olduğu Ravenclaw ise onu sinir etmeye bayılıyordu. Ama aşık olurlarsa belki işler biraz değişirdi? modern hogwarts enemies to lovers switch taekook, düz/texting
Neden öyle sessiz duruyorsun öyle? Şarkın mı tükendi dersin, biten günle, Yoksa gün mü bitti şarkınla beraber? Çığlıklar, içinde can verdiği bu an, N'olur, gözlerine geceler dolmadan, Bana altın gibi bakışlarını ver... -Cahit Sıtkı Tarancı
"İşte bu kadar şiddetli, bu kadar ağır; Beyazlar içerisinde simsiyah duygular." text, düz.
Kuş uçtu. Ama benim kafama gökyüzü sığmıyor. Saçlarım gür. O özgür. Ondandır belki de.
"Kim Taehyung," diyecektim sinir ve üzüntüyle. "Sence buna gülünür mü?" "Bence gülünür," diyecekti gülmeye devam ederek. "Sence gülünmez mi?"
"sana adımı söyleyeceğim," demişti. "ve sabaha unutacaksın. sabah uyandığında aklında ben olmayacağım, ismim olmayacak, yüzüm olmayacak. yarın sabah beni unutacaksın."
Kaçırdık zamanın ipini eski ağaç evin içinde bulamasın bizi kimse bakmasak da göz göze başın dizimde kal benimle. -Kimlerden.
"Korkma," dedi buruk bir tebessümle. "Dinanzi a me non fuor cose create, se non etterne, e io etterno duro, diyor Dante. Benden önce her şey sonsuzdu; sonsuza dek süreceğim ben de."
Benim kalıbım, normal olmamakla birlikte süregelen bir tuhaflığın başkaldırısıydı. ∆ •Daddy Issues •Yaş farkı içerir. •Öğretmen × öğrenci
"Ölüyorum sandım, Tanrı'm." diyordu. Sırtında taşıdığı çarmıhın büyüklüğünü hissediyor, altında eziliyordu. Avuçları çivilere kazınmışcasına sızlıyor, Tanrı'nın huzurunda eğiliyordu. "Oysa bir avuç sevgi yetiyormuş yaşatmaya." Otuz beşinde olan sevdasının, bir rovelverin ucundaydı şimdi. ∆ *Er Jeongguk Jeon × Binbaşı...
Bütün bunları yalnızca senin için yazdım. Petrichor için üzülmeyesin, onu emin ellerde; kalbimde yaşatıyorum. Eskisi kadar huzurlu ve hâlâ daha insanlara anlam veremiyor. Sahilde turlarken yaşlı Japon hanım için içli içli bir kere daha ağladı, annesinden bahsederken içli içli ağlayan kadın kalbine dokunmuş olsa gerek.
Fransa'nın Marsilya eyaletinde annesinin vefatından sonra kendisini ağır bir yaşamın içerisinde bulan Jeongguk Jeon ve küçük yaşında Japonya'nın harp kokan havasından kaçmış olan, onun kişisel çalışanı Taehyung Kim. Sene 1945, Plaktan yükselen bu şarkı ve iki bedenin gözlerinde esir olan kendi dünyaları. "Şayet benim...
Psikolojik bir çöküşün öyküsü. "O ev bir cennet, Taehyung, ben ise Adem'im." diyorum, gözlerim koyu irisleri arasında mekik dokuyor. "Bir kez tadıp pişman olmadığım yasak meyveyi benden koparıp alamazsınız."