1
3 stories
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 13,009,834
  • WpVote
    Votes 863,393
  • WpPart
    Parts 94
Kitap oldu. Dört kitabı basıldı. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,099,845
  • WpVote
    Votes 2,068,600
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Mavi Ve Siyahın Savaşı ❦MVSS❦ by kimbunacless
kimbunacless
  • WpView
    Reads 19,841
  • WpVote
    Votes 1,752
  • WpPart
    Parts 42
Sevgilisiyle gizlice sızdığı sergiden tablo çalması gereken Dildar Erginsoy, aynı tablonun peşinde olan bir adamla karşılaşır. Ancak kaderin oyunları onlar için farklıdır. Sevgilisinin ölümüyle yeni bir oyun Dildar Erginsoy tarafından başlatılacaktır. 𝑫&𝑷 "Damadı nasıl buldun?" diye sordum, tezgaha kalçamı yaslayarak. "Enerjisini puanla." dedim, merakla. Binnaz ablanın hisleri kuvvetliydi, insanların enerjisi vardı ona göre. Kötü enerjiyi hisseder ve uzaklaşırdı. O kişinin hikmeti de bir şekilde sonradan ortaya mutlaka çıkardı. Gözlerini yüzüme dikerek birinci parmağımı seçti. Bir puan. Tek sayı seçmezdi, tek sayılar uğursuzdu ona göre. Bir puanı ise asla seçmezdi, hislerine göre tehlikeli sulardı. "Neden tek sayı?" diye sordum, başımı kaldırarak. "Sizi puanladım." dedi, sürmeli gözleri mavilerime kaydı. "İkinizi bir arada gördüğümde nefesim daraldı." Pusat geldiğinde de ortadan kaybolmuştu. "Bu birliktelik ikinize de iyi gelmeyecek gibi..." dedi, kısık sesle. Ocağı silerken hareketleri sertleşti, keskin gözleri tek noktadaydı. "Zararlı bir ilişki olacak. Ama bunu başkaları değil, siz yapacaksınız. En büyük zararı kendinize siz vereceksiniz." diye mırıldandığında yutkundum sertçe. "Onu puanla." dedim, hızla araya girerek. "Bu kez sadece onun enerjisini puanla. Bizi değil." Parmaklarımı uzattığımda durup bana döndü. Sekizi seçti. "Sekiz puan?" dedim, hayretle. "Kötü birisi değil.Temiz enerjisi var." Kaşlarımı çattım. "Neden biraz önce bir puan verdin o zaman?" "Uğursuzluğu getiren, aradaki enerjiyi indiren o değil, sendin." dediğinde kalakaldım. "Yan yana geldiğinizde birbirinizin enerjisini sömürüyorsunuz. Zarar vereceksin ona, ne konuda olduğunu bilmiyorum ama ona vereceğin zarar sana da acı verecekmiş gibi hissettiriyor."