Sedef, geçmişinde annesinden gördüğü ilgisizlik ve küçüklüğünde çok sevdiği babasını kaybetmesi nedeniyle duygularını dondurmuş, hayata karşı duvarlar örmüş bir genç kadındır. Onun kalbi, tıpkı cam gibi: içi görünür ama yaklaşanı keser. "görünmez olmayı" iyi öğrenmiş biridir. Liseye başladığında hayatına giren Ege, Sedef'in yıllardır kilitli tuttuğu kalbini zorlamaya başlar. Ege'nin varlığı, Sedef'in geçmişinden kaçmasını imkânsız hâle getirir. Çünkü Ege, yalnızca ona değil, onun çocukluğuna, bastırdığı travmalara, annesiyle olan çözülmemiş ilişkisine de dokunur. Annesiyle yaşadığı toksik bağ, Sedef'in bugünkü hâlini anlamanın anahtarıdır. Sevgi diye bildiği şey; koşullu, hesaplı ve kırıcı olmuştur. Bu yüzden Ege'nin sunduğu "saf yakınlık" bile ona tehdit gibi gelir. Her temas bir çatlak yaratır. Sedef'in içsel savaşları, annesiyle yüzleşmeleri, Ege'ye karşı duyduğu karmaşık hisler derinleşirken, bu hikâye sevmenin bazen yeterli olmadığını, kırılan bir kalbin bazen onarılamayacağını anlatır. "Camdan Kalp", ruhsal travmaların, aile yaralarının ve kırık kalplerin edebi bir portresi... Bazı kalpler gerçekten kırılır. Bazılarıysa sadece kırılmaktan korktuğu için hiç atmaz.

Zıt karakterlere sahip iki lise öğrencisi, İnci ve Kuter, ortak arkadaşları Ezgi'nin sürpriziyle bir müzik yarışmasına birlikte katılmak zorunda kalırlar. İnci duygularını içine atan, düzeni seven, kontrollü biridir. Kuter ise asi, özgür ruhlu ve kendi bildiğini okuyan biridir. Aralarındaki anlaşmazlıklarla başlayan bu yolculuk, zamanla tatlı bir rekabete, ardından ise derin bir bağa dönüşür. Okulda yayılan dedikodular, aile baskıları ve içsel çatışmalar arasında ikili, hem kendilerini hem de birbirlerini keşfeder. Aşk, müzik ve gençlik dolu bu hikâyede, yıldızlar onların kaderini yavaşça bir araya getirir. En güzel notalar beklenmedik anılarda çalınırdı.

Yüzyıllar boyunca gökyüzünde sabit kalan yıldızlar bir kehanet ile çökmeye başladı. Bu bir yıldız kayması değildi. Bir kehanetin başlangıcıydı. O gece karanlıklar arasında bir bebeğin doğumu gerçekleşti ama kimse bu bebeğin doğumuyla yıldızların kaymasının tesadüf olmadığını fark etmedi. Peki bu kehanetin sonuçları ve bedelleri ne olacaktı? Kimse bu kızın Atantis'in kaderini değiştireceğini bilmiyordu. Atantis'in kaderi artık onun ellerindeydi.

Aile sevgisi görmemiş, insanlara verdiği değeri alamamış bir kız düşünün. O acılarını kimseye anlatamamış güçlü kalmaya çalışmıştı hep... Güçlü kal ... Güçlü kal... Güçlü kal.... Küçüklüğünde yanlız kalmaktan korkup büyüdüğünde yalnız kalmış bir kız... Yalnızlık tek başına olma durumu değildi onun için çünkü o etrafındaki kalabalığa rağmen yalnız kalmıştı. Etrafındaki aydınlık onun karanlığını bastırmamıştı. Oysa o karanlıktan da korkardı... Ailesinden uzaklaşıp yaralarını sarmaya çalışırken. Ailesinin onun için kurduğu hayat bambaşkaydı. Ve ona kurulan bu oyunda vicdanı ile baş başa kalmıştı. Ya abisi ölecekti ya da bu bedeli ödeyecekti. Peki Göksu bu bedeli öderken ondan daha karanlık bir hayata sahip olan bir adamın karanlığında çiçek açması mümkün müydü? Yalnız bir kuş karanlıkta uçabilir miydi?.. Gelin bunu beraber görelim... ~GMK

Tek başıma, sessizce, aniden yıldızlara .. Bu kitapta derin bi nefes alıp içimize attığımız şeyleri kelimelere dökmeye çalıştım, kısa kısa olucak, keyifli okumalar dilerim

"Ölmekten korkma. Asıl korkman gereken şey, burada yaşamaya mecbur kalmak." Gözlerini açtığında kendini soğuk, metalik duvarlarla çevrili bir odada buluyorsun. Kaçırıldın. Bir deneyin parçasısın. Burada herkesin bir kod adı var. Senin adın Z. Ve artık hayatta kalmak tamamen şansa ve zihin gücüne bağlı. Dondurulmuş insanların bilinçaltına girip bilinçaltı olaylarını yönetmek zorundasın. Ama unutma-burada ölen, gerçekte de ölür. Korkular canlanır, rüyalar kabusa dönüşür, her an bir ölüm tuzağına dönüşebilir. Kaçmak mı? Sistemin derinlerine indikçe bunun imkansız olduğunu göreceksin. İntikam mı? Belki de tek çıkış yolu budur. Ama bir şey kesin: Burası hayallerini öldürmeden sen oradan çıkamayacaksın. "Gerçeklik mi daha acımasız, yoksa rüyalar mı?"

Nina, 17. yaş gününde sihirli güçlerini keşfetmek üzere gizemli bir okula adım atar. Yeni arkadaşlıklar, bilinmeyen yetenekler ve kendini bulma yolculuğu onu beklemektedir. Bu, onun gerçek gücünü keşfedeceği ilk adımdır.

🔥 Hayatının en çılgın teklifiyle karşı karşıya! 🔥 Lina, patronundan gelen inanılmaz bir istekle sarsılıyor: Patronunun ailesi için, sadece geçici bir süreliğine, rol icabı "sevgili" olması gerekiyor! Ama bu teklif basit bir oyun mu? Yoksa kalbinde beklenmedik fırtınalar koparacak bir sır mı saklıyor? Aşk mı, çıkar mı? Kime güvenmeli? Her sayfa kalbini hızla çarptıracak, soluksuz okuyacaksın! ⚡ "Bu rol, hayatını sonsuza dek değiştirebilir." Cesaretin var mı bu oyunu oynamaya?

Bilinmeyen numara: Neden unuttun beni? O kadar kolay mıydı unutmak? Unutmayacaktık söz vermiştik ama sen unuttun nasıl? Neden?? ~~~ Kendi istekleri ve yaşadığı şeyler doğrultusunda bir şeyleri unutamak zorunda kalan Asel. Hayatında çok önemsediği ve unutmaması gerek birini unutur... Kafasını zorlayan bir şey vardır ama ne olduğunu anlamaz. Çünkü zaten yaşadıkları normal şeyler değildir. Kaderin sillesi mi yoksa feleğin bir oyunu mu bu yaşadıkları hiç biri değil diye düşünür Asel bu onun bahtsız kaderi doğduğunda beri . 14 Ekim onun hayatı böyle başlamıştı . Onu çöpün önüne atan bir. Anneyle başlamıştı hayatı... Onun için tek önemli biri vardı hiç unutmayacağım dediği fakat unuttuğu....