"Seninle her dokunuş, içimdeki yangını daha da alevlendiriyor; durmak istemiyorum, çünkü seninle yanmak istiyorum."

Ben Dilda Mardinin en büyük aşiretin kızı Amed ağanın torunu Dijwar kalkanın kızıyım. Babasının işkenceleriyle dedesinin hor görüşleriyle büyüyen Dildan Kalkan. ... Baran Temizer, koca Mardinin korktuğu konuşurken başını yere eğdiği, yolda karşılaşan insanların yollunu değiştirdiği sert ifadesinden ödün vermeyen, acımasız merhamet duygusu olmayan insanların zalim dediği Baran ağa. Elini serçe masaya vurdu. "Ne demek berdel olur topunu siktiğimin piçi benim kardeşimi kaçırıyor ölüm karar verilmesi gerekirken ne demek berdel!" "Karar verilmiştir." Duygularıyla yere yığılan Dilda kafasını eleri arasında aldı. Nasıl berdel olurdu hayalleri vardı önce babasından kurtulacak sonra okuyup avukat olucaktı, nasıl yapardı nasıl Mardinin en zalim ağasıyla evlenirdi. Baran ve Dilda 🖤 (Kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)

❝ Alageyik, Alaca geyik...avuçlarıma düştün, toprağıma çamur oldun. Ben şimdi seni nasıl avlamayayım? ❞

Doğuştan gelen bir topallık... Yıllarca yok sayılan bir kız çocuğu... Ve töreyle biçilen bir kader. Asmin, yürürken sendeleyen adımlarının ardına sakladığı isyanıyla, sevilmeden verilmiş bir "evet"in içinde kayboluyor. "Sakat Gelin", bastonu olmayan ama kalbinde taşıdığı yükle eğilen bir kızın kırık ama cesur hikâyesi... 💅Uyarı:💅 Bu hikâye HUZUNUPANDA'YA aittir. ÇALINMASI, İZİNSİZ kopyalanması, başka bir isimle PAYLAŞİLMASİ ya'da farklı platformlarda yayımlanması, TELİF SUÇUDUR. Tespit edildiği anda, hiçbir uyarı yapılmadan yasal işlem başlatılır.

Melis, asosyal ve içine kapanık bi kızdı. Özellikle de liseye ilk başladığı yıllarda... Okulda birçok kişi tarafından pek sevilmeyen, sayılı konuştuğu kişiler vardı. Kendi küçük dünyasına, abisi, kardeşi ve annesinden başkasını almak istemiyodu. Ta ki, Bilinmeyen bi numaradan ona yazıp sevdiğini idda eden çocukla konuşana kadar. ... "Melis'im" dedi acı çekercesine. "Benim bücürüm" dedi ve derin bir iç çekti. "Ne olursun be güzelim" biraz duraksamanın ardından devam etti. "Ölüyorum be kızım sana, artık acını, acımı seninle yaşamak istiyorum, gülmelerine ortak olmak, seni güldüren kişi olmak istiyorum, sana her an sıkıca sarılmak, senin bana benim sana aid olduğumu bilmek istiyorum" içim titredi, soluğum kesildi. Hani bazı saçmalıklar vardı ya birbirine ait olmayı cinselliğe bağlayan. İlişkiye girdiklerinde saçma bi şekilde birbirimize ait olduk diye zırvalayanlar. Onun tamamen saçmalık olduğunu şu an, şimdi anlamıştım. Derince yutkundum,derince yutkundu... "Lütfen... Nolursun, belki yaptığım bencilliktir,ama ben hayatımda hiç bu kadar bencil olmayı istediğimi hatırlamıyorum" dedi. Gözlerim doldu, ben iliklerime kadar sevgiyi hissettim. ... ÖNEMLİ NOT: YAZIM YANLIŞLARI OLACAKTIR, LÜTFEN RAHATSIZ OLACAKLAR OKUMASIN!

"Sevdiğim pozisyonu anlatmanın yeri değil demiştin, şimdi anlat bence." "Yavrum, benim için pozisyon fark etmiyor."

Yıllar önce biten bir hikâye, hiç kapanmamış bir defter gibi önlerine düşer. Sınırlar çizilir, kelimeler seçilir, ama gözler gerçeği saklayamaz. Bir anlık zaaf mı, yoksa hiç sönmemiş bir ateş mi? Gurur, pişmanlık ve inkâr arasında gidip gelirken, en kaçınılan şey en sonunda kaçınılmaz olur. C: "Beni istemediğini söylüyorsun ama gözlerin her seferinde yalan söylüyor."

"Gökyüzünde bir yıldız olmak pek kolay artık. İnsanlar eskisi kadar çabalamıyor bunun için fakat önemli olan içlerindeki en parlak yıldız olabilmek, o karanlıkta 'ben buradayım' diye haykırabilmek. Işıltınız hiç sönmesin, avukat hanım." Az önce söylenen bu birkaç cümle; Mert'in yüreğinden diline kadar uzanıp Kardelen'in kulaklarından girdi, yüreğine ulaştı. Bu sözler, tahta sıranın üzerinde merakla avukata bakıp 'sizin gibi olmak istiyorum' diyen minicik kızın yüreğinde filizlendi, hayat buldu. Karanlığında milyon yıldız barındıran gökyüzünde bir farklılık oldu; içindeki yıldızlardan biri parlamaya, aynı zamanda etrafını da parlatmaya başladı. Kardelen; sonsuz bir döngüde ilerlediği hayat dehlizinde, bu zamana kadar asla ulaşamadığı o limanı buldu. ⋆⋆⋆⋆⋆ 090325 | mertyazıcıoğlu

"Adam aşkından ölüyor. Bırak biraz daha sürünsün." "Ne aşkı be"