Sedanur
44 stories
MORANA by isilsugultekinn
isilsugultekinn
  • WpView
    Reads 310,423
  • WpVote
    Votes 26,278
  • WpPart
    Parts 20
Morana. Morana 'ölüm' demekti. Arsen Morana gözlerinde ölümü taşıyordu, damarlarında kurbanlarının kanı akıyordu. Düşmanları toprak oluyor Morana tarih yazıyordu. Tara'nın yaşadığı şehir olan Savana'da herkes kimden uzak durması gerektiğini biliyordu. Bunlar ölümü düşleyen Tara'nın umurunda değildi. 19 yaşındaki keskin nişancı olan Tara Baver, ülkenin en tehlikeli örgüt lideriyle anlaşma yapmak üzeredir. Aşk yok. Bağlanmak yok. Sadece hayatta kal. *** Uzun boylu yabancı onu karanlığa çekti, kulağına fısıldadı. "Işığını kaybeden yıldız, şimdi kollarımdasın. Derin bir nefes al, ölümü düşlesen de sana hayatı tattıracağım," Ölümün kızı Tara, ölümü zırh gibi kuşanan adamın kollarına kendini bıraktı.
Mavzer Çığlığı by mammamia132
mammamia132
  • WpView
    Reads 2,174,177
  • WpVote
    Votes 102,865
  • WpPart
    Parts 36
+18 cinsellik ve şiddet içerir! • Bir avcı ve av hikayesi değil.. Bir avcının, av olmak pahasına başka bir avcıyı avlamasının hikayesi. Gerçekten kötü bir adamın ellerine düşen bir kadın.. Gerçekten kötü bir adamın ellerine düşmek için her şeyi yapan bir kadın.. Takıntı mı aşk mı? Gözleri ilk kez bir uçurum kenarında buluştuğunda bunun adı aşk'tı. Fakat yıllar sonra bir ringin içinde buluştuğunda.. kadın bile bunun aşk olamayacak kadar fazla olduğunu hissetmişti. Turuncudan nefret eden bir kadının gökkuşağının ikinci katmanına hapsolma hikâyesi.. Turuncudan nefret eden bir kadını, gökkuşağının ikinci katmanına hapseden bir adamın hikayesi.. Sır. Oyun. Tutku. Kadın o katmana girebilmek için ölümü bile göze almıştı.. • Gerçek kişi ve kurumlarla alakâsı yoktur. Hâyâl ürünüdür!
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,777,938
  • WpVote
    Votes 111,669
  • WpPart
    Parts 31
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 2,530,775
  • WpVote
    Votes 224,936
  • WpPart
    Parts 59
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
Göğe Kadar Sen by gizyildirim
gizyildirim
  • WpView
    Reads 745,992
  • WpVote
    Votes 39,218
  • WpPart
    Parts 32
"Fırtına ve Memleket gözlü kadın" Yedi yıl... Yedi sene boyunca bir kere bile adını anmadım, bir kere bile görüşmedik Ama her gece sesini duydum içimde. Şimdi karşımdaydı. Rüzgar aynıydı, dağlar aynıydı Ama biz başka bir şey olmuştuk. "Elinde ne varsa sık," dedim. "Sessizliğinden daha az yakar." Aşk, intikam, vatan ve Karadeniz öyküsüdür. ******* Dağhan İdris Tüfekçi & Zülal Arga (Yetişkin içerik)
GÖLGELERİN KAÇIŞI by Mehrinrova
Mehrinrova
  • WpView
    Reads 1,887,323
  • WpVote
    Votes 82,180
  • WpPart
    Parts 38
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuniyet, gözlerini daha da büyütüyor, gülüşü dudaklarını aşmaya çalışıyordu. "Cana can!" Sesi sert, ancak bir o kadar da memnundu. "Kadına kadın!" Keskin nişancının parmağı yavaşça tetiğe baskı yapmaya başladı. "Kıza kız, Anıl!" Beş saniye... "İşini bitir!" "Onun gözleri, özgürlük bulduğum gökyüzü değil, boğulacağım denizdi. Ama artık boğulmaktan korkmuyordum, çünkü ben de onun yanmaktan korktuğu ateşe dönüşmüştüm." Bu kitapta bahsedilen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür; her ayrıntısı, sadece kurgusal bir dünya oluşturma amacını taşımaktadır.
KIYI GÜNEŞİ  by DuruMavii
DuruMavii
  • WpView
    Reads 515,237
  • WpVote
    Votes 2,302
  • WpPart
    Parts 2
Elisa, on sekizine girdiği gün açlıktan, savaştan ve sağanak gibi yağan bombalardan daha fena bir şey olduğunu öğrendi; Döneceğine söz verip dönmeyen bir adam. "Uyuduğum zaman açlığımı unutabiliyorum. O anlarda bombardımanın sesini bile duymuyorum. Sonra güneş doğarken, çıplak ayaklarımla sana koşuyorum ve Beyaz İnciyi kıyıya yanaştıracağın anı gözlüyorum. Buradayım, Vetnika Kıyısıyla birlikte utangaç kollarımı açmış seni bekliyorum." Beyaz İncinin yakışıklı kaptanı Antoni Denis Porowski'nin gemisi bir daha Vetnika Kıyısına yaklaşmadı. Oysa Elisa, titreyen bakışlarıyla Antoni'nin acı yeşil bakışlarından bunun sözünü almıştı. Elisa umutsuz bir gündoğumunda, iskelede oturmuş ayaklarını suda yüzdürürken, bir geminin yaklaşmakta olduğunu gördü. Heyecanla ayağa kalktı. Kalbi boğazında atıyordu ki arsız bir kurşun omzuna saplanıp kaldı. Bir kurşun bacaklarının arasından geçti, bir diğeri sol kulağının yanından. Anladı ki kurşunlar ve bombalar bu kez işgal için gelmişti kıyılarına. Olduğu yere yığılıp kalırken, gözlerini açtığında baş edeceği şey artık yalnızca açlık ve savaş değildi. Tüm ailesini yitirmenin acıyla esir edilen cılız bedenine, beklemekten yorgun düşmüş kalbi de eşlik etti. "Dönmeyişine kızmayacağım. Eğer bir gün dönersen, beni bulamayacak olmana kederleneceğim. Boynumdaki asker kolyene dokunup hayatta kalacağım ve bekleyeceğim Antoni. Kaderin, bizi bu hengamenin ortasında yeniden bir araya getirmesini bekleyeceğim."
FIRTINA ZAMANI by DuruMavii
DuruMavii
  • WpView
    Reads 1,625,973
  • WpVote
    Votes 98,494
  • WpPart
    Parts 25
Üniversiteyken hoşlandığı çocuğu kıskandırmak için gidip sınıfın inek çocuğunun kucağına düşer... ⛓️💥🪽 Adam yıllar sonra öğretmen olduğu köyde Karadenizli ve Fırtına lakaplı bir yüzbaşı olarak karşısına çıkar. "Sıcaklığın hala kucağımda, öğretmen hanım."
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,122,098
  • WpVote
    Votes 720,804
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
BAZI İNSANLAR BÖYLE YAŞAR by filizpuluc
filizpuluc
  • WpView
    Reads 3,189,378
  • WpVote
    Votes 171,126
  • WpPart
    Parts 53
Lina Kara, babasıyla ettiği kavga sonucu babasını kendi kafasına sıktığı bir kurşunla kaybeder. Bu kayıp kendisinden de birçok şey götürür. Borçlar ve vicdan azabı arasında sıkışırken zaman pek iyi davranmaz ona. On ay kadar sonra eski halinden eser yoktur artık. Hissizleşmiş ve yaşama olan hevesini kaybetmiştir. Kendisini bazı insanlar böyle yaşar diye teselli ederek annesi ve kız kardeşi için yaşamaya devam eder. Sıradan bir gün çalıştığı çiçekçiye gelen gizemli bir adamın ricası üzerine bir çiçek teslimatına çıkar. Ölüm anlamına gelen çiçekleri teslim ettiği adamın babasının otopsisini yapan adli tıp uzmanı olduğunu ertesi gün savcılıktan gelen bir telefonla babası hakkında sarsıcı gerçekle öğrenir. Adli Tıp Uzmanı Aral Çakırca'ya götürdüğü ölüm çiçeklerinin ikisi için olduğunu anlar. Babasının peşindeki birtakım organizasyon üyeleri, Lina'nın, Kadir Kara'ya gidecek olan anahtar olduğuna eminken Lina bunun ne demek olduğuna başta anlamasa da zamanla yaşananlar anlam kazanmaya başlar. Bilmediklerinin bildiklerinden fazla olduğunu Aral Çakırca ve Savcı Yiğit Atalay'la bu olayı çözmeye çalışırken keşfeder ve ailesinin kendisinden sakladığı sırlarla bir bir yüzleşmeye başlar. Saklanırım göz önünde. Gelir geçer önümden. Ben görünmez değilim. Hiçe sayar beni gözünde... Bu bir bilmece... Söyle bana Lily... cevap ne?