Fantazi
3 stories
Kırık Kalpler Durağı by depresifbirpollyanna
depresifbirpollyanna
  • WpView
    Reads 176,668
  • WpVote
    Votes 7,407
  • WpPart
    Parts 32
Üniversitedeki en büyük kalp kırıklığının baş rolü olan Efe'yle zorunlu hizmette aynı hastanede birlikte çalışmak zorunda kalan Nilüfer'in hayatı hiç beklemediği şekilde ilerler.
Kıvırcık | Gerçek Ailem by korkusever1kiz
korkusever1kiz
  • WpView
    Reads 416,580
  • WpVote
    Votes 11,468
  • WpPart
    Parts 12
gerçek aile | abi kurgusu ••• Keşke ailem başkası olsaydı diye düşündünüz mü hiç? Sizi bilmem ama ben hep başkası olsun istedim. Bir gün gerçek olacağını tahmin bile edemezdim. 17 yıl sonra hayatımın dönüm noktasını yaşadım ve gerçek ailemi buldum. Ama galiba istediğim gibi güzel bir şey değildi. Kim 4 abi ve 1 erkek kardeşin olduğu aileye birden bomba gibi düşmek isterdi ki? Ben, yani Irmak Kara. Aslında artık Irmak Aral. 17 yıl sonra gerçek ailemi bulmuştum. Ama bunun hayatımda neleri değiştireceğini asla tahmin edemiyorum. •••
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,798,474
  • WpVote
    Votes 192,355
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.