begendiğim kurgular
15 historias
Elveda Kardeşim por lmhpnr
Elveda Kardeşim
lmhpnr
  • LECTURAS 12,456
  • Votos 2,098
  • Partes 30
Ablalar kardeşlerinin ikinci annesidir. Bende anneydim. Kardeşimin ikinci annesi. O doğduğundan beri ismiyle seslenmedim ona. "Kardeşim" diye hitap ederdim. Benden gittiğinde 16 yaşındaydı. ansızın bir bıçak yaralamasının kurbanı olmuştu. O yokken yaşamak zordu, nefes almak zordu. Ölüm güzel geliyordu gözüme. Toprak olmak, kardeşim gibi kokmak istiyordum. Ölümü özlerken bir şeyi unutuyordum. İNTİKAM... Özlemi, aşkı ve intikamı içine işletecek bu hikayeyi gözyaşlarıyla okuyacaksınız...
Sevgili Katilim por BloodyBlackestRose
Sevgili Katilim
BloodyBlackestRose
  • LECTURAS 14,031
  • Votos 622
  • Partes 24
Hayallerimizi bir uçurtmanın ipliğine bağladık; uçurtma uçtukça, kuyruğu dolandı boyunlarımıza. Uçurtmanın ucundaki hayallerimizdi bizi infaz eden. Bedenlerimizden geriye bir tek ruhlarımız kaldı ve yere doğru süzülmeye başladı. Mert'in yalnızlıkla süslenmiş ruhunu kurtaran ise bir kelebeğin kanatlarıydı. Peki bir kelebek nasıl olur da bir kuşun kanatları olur? Üstelik kendinin de tek kanadı kırıkken...
Siesta Teorisi por The_Unprecedented
Siesta Teorisi
The_Unprecedented
  • LECTURAS 15,808
  • Votos 2,321
  • Partes 34
Size, beyninizin derinliklerinde, kendi bilinçaltınızdan bile saklanan bir yer olduğunu söylesem... Karanlık bir yer... Bilinmeyen... Sizi, kendinizden koruyan bir yer... • • • Aniden bir kaldırımın ortasında uyansanız, ve uyandığınız yerin bulunduğumuz dünyadan çok daha farklı bir yer olduğunu fark etseniz ne yapardınız? Peki, hiç olmamanız gereken birine aşık oldunuz mu? Birlikte yaptığınız yolculuk bittiğinde ne yaparsanız yapın, bir daha asla göremeyeceğiniz birine? Belki de gerçek olmayan birine? • • • Doğru, her son, beraberinde yeni bir başlangıcı getirir... Peki her başlangıç, beraberinde yeni bir sonu getirir mi?
Güneş Savaşları por BirHayalinHevesi
Güneş Savaşları
BirHayalinHevesi
  • LECTURAS 114,830
  • Votos 8,101
  • Partes 52
Her şey, 1972 kışında, NASA'nın Ay'a düzenlemiş olduğu son insanlı uçuşta insanlık medeniyetine ilişkin kadim bir sırrı keşfetmesi ile başladı. Ve şimdi; Dünya işgal altında! 10 bin yıl önce yerleştikleri Minus Aqua gezegeninin tüm kaynaklarını tüketen koloni insanları, yaşamak için yerkürenin kaynaklarına göz dikti. Beyazbarış grubu, geri dönüyor. 7 milyar insanın hayatı ise tehlikede. Beyazbarış tarikatı, benimsediği ilkelerden, kuruluşunun üzerinden geçen binlerce yılın ardından saptı. Şimdi, bu antik tarikat, insanlığın tanıklık edeceği ilk yıldızlararası savaşı başlatmak üzere. Dünya işgalini durdurmanın tek yolu, insanlığın kadim geçmişinde saklı olan köklü sırları öğrenmek. Bu, bize öğretilen her şeyin yalan olduğunu kabul etmek demek. Gerçekten geçmişte, gelişmiş bir insan medeniyeti kurulmuş ve bu medeniyet güneşe en yakın yıldız sistemini kolonileştirmiş olabilir mi? Atlantis'in son torunları, ne pahasına olursa olsun, dünyayı korumaya kararlı. X elementinden yapılan son enerji kaynağı, onların zihinlerinde saklı. Peki ya Şambala kenti? Himalayala dağlarının derinliklerinde, bu efsanevi kent gerçekten var mı? Türkiye Cumhuriyeti ise, vatan topraklarını, tüm insanlığın düşmanı olan bu işgalcilere vermemekte kararlı. NATO ve BM dahi, geri çekilmişken, Türk ordusu İstanbul'u kurtarmak için savaşıyor. Her şeyin cevabı ise, piramitlerde saklı. Sende Güneş Savaşları'nın kahramanları ile bu destansı yolculuğa çıkıp, dünya işgalini durdurabilecek yegane silahlar olan piramitlerin nasıl aktive edildiğini, efsanevi Şangri-La kentine yolculuk ederek öğrenebilirsin. İstanbul bu işgale karşı savaşan dünya üzerindeki tek şehir olarak kalmışken, kendini bu savaşın dışında tutmak oldukça zor olacak. *Ağustos gelince yeniden yazmaya başlayacağım. (Olay Ufku ve Nova-İstanbul'un yazarından.)
Aynalar Şehri  por zihniuygun
Aynalar Şehri
zihniuygun
  • LECTURAS 11,435
  • Votos 838
  • Partes 19
"Soru sormadan yaşa İnsanlara saygılı ol. Merak en büyük günahtır, Ve günahkarların Aynalar Şehrinde yeri yoktur" Dudakları benimkilerle birlikte aralandı. Aralarında sadece iki santim vardı. Onca yıllık hasret bitmişti. Giderek daha da yaklaştı. Utancımdan kızardığımı hissedebiliyordum, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Sonra dudakları dudaklarımı es geçip kulağıma eğildi Ve fısıldadı "Git! Yoksa seni öldürürüm"
Yeraltı Güneşi por hunterwinchester
Yeraltı Güneşi
hunterwinchester
  • LECTURAS 277,655
  • Votos 11,528
  • Partes 18
Bundan asırlar önce, bir maden kazası sonucunda yeraltındaki işçiler nefes almakla kendi kanında boğulmak arasındaki ince çizgide yürüyorken keşfettikleri uçsuz bucaksız arazi onlar için bir umut ışığı oldu. Bu şansı en iyi şekilde değerlendirerek orayı kimsenin adını dahi duymadığı, yerin metrelerce altındaki bir şehir haline getirdiler. Groundiam adını verdikleri şehirde herkes mutluydu. İnsanlar yeryüzündeki gibi bencil değildi ve iyi yetiştirilmişlerdi. Ancak, bu sevgi dolu insanların kalbine bir şey serpiştirmeyi ulaşmak için çabalayan sadece tek bir kişi vardı; Melanie. Melanie ta ki gizemli adamla tanışana kadar kendisini diğer herkesten farklı sanıyordu. Oysa vatan haini olan başkalarının da olduğunu öğrendiğinde her şey değişecekti. Ve Melanie ''yukarıdaki'' dünyadan bahsetmenin bile yasak olduğu şehirde, gökyüzünü bir kez olsun görebilmek için her şeyi göze almaya hazırdı.
ÖRGÜT por BarBerkayPeksa
ÖRGÜT
BarBerkayPeksa
  • LECTURAS 136,675
  • Votos 10,032
  • Partes 75
Felsefe profesörü Arnott Kowalski öğrencisinin ona sunduğu teklifi kabul etmesi durumunda olacakları asla tahmin edemezdi. Bir topluluğa davet olan bu teklifi kabul ettiginde, topluluga ait oldukça eski ve karanlık sırlar ile birlikte asla unutamayacağı bir şey daha öğrenmişti. "Masumiyet sadece bir teoridir."
Varoluş por gurhanozturk
Varoluş
gurhanozturk
  • LECTURAS 468,746
  • Votos 16,133
  • Partes 102
Macera, gerilim ve beklenmedik sürprizlerle bezeli bir hikayenin derinliklerine girmeye hazır olun. Türkiye'de pek fazla görülmeyen yerli post-apokaliptik romanlara olan açlığınızı bastıracak ve gerçekte dünyamızda böylesi bir felaket olduğunda neler olabileceğini sanki yaşıyormuşçasına hissederek okuyacaksınız. Varoluş'a hoş geldiniz. Varoluş, dört ayrı hikayenin birbiriyle kesiştiği bir romanı sizlerle buluşturuyor. Dünya büyük bir felaketin ardından ayakta kalmaya çalışıyor. Gökyüzü sürekli kapkara bulutlarla kaplı ve güneş yüzümü hiç göstermiyor. Poyraz'ın arayışında onun göçebe hayatının içerisinde bulacaksınız kendinizi ve küçük bir kıza yuva bulmaya çalıştığı macerasına eşlik edeceksiniz. Zamanının kısıtlı olduğunun farkında ve bu yüzden de tek amacı küçük kızın güven içerisinde olacağının bilinciyle ölümü karşılamak... Yıkık şehirde kendi sınırlarını çizen Reis kararlarının sorgulanmasına izin vermeyen, sert ve otoriter bir lider. Reis karşısında hiç beklemediği bir düşman buluyor. Çadır kentte ise bir imamın önderliğinde insanlar yaşam mücadelesi veriyorlar. Din adamına göre kurtuluşun önündeki en büyük engel ise ahlaksızlık... Dünyanın başka bir yerinde ise bir bilim insanı bu felaketin izine düşüyor. Yolcuğu boyunca hayatına giren yeni bir duyguyla olan mücadelesi sizleri bekliyor. Bu duygu tabi ki aşkın ta kendisi olacak. Bir yandan da felaketin gerçekte ne olduğunu ve dünyanın geri kalanına ne olduğunu keşfetmiş olacaksınız, olayın hem bilimsel hem de küresel yönlerini görme şansınız olacak. İnsanlığın en büyük mücadelesinde herkesin bir amaca ihtiyacı olacak. Herkesin bu yolda hedefi çok farklı! Aşk, aile, vatan, özgürlük, inanç başta olmak üzere. Peki senin var olma mücadelende amaçladığın şey nedir?
Şans Bizi Bulunca (RAFLARDA!) por MerveeYldzz
Şans Bizi Bulunca (RAFLARDA!)
MerveeYldzz
  • LECTURAS 5,642,912
  • Votos 164,547
  • Partes 43
Aldıkları piyango biletinin kendilerine çıkmasıyla sevinçten dört köşe olan İnci, Cemre ve Başak'ın unuttuğu bir şey vardır. Bileti talihsiz bir kaza sonucu kaybetmişlerdir. Ve bileti bulmak için şehrin altını üstüne getireceklerdir. Ancak kahramanlarımız o kadar salaklardır ki, bu hiç de kolay olmaz. Başlarına gelen pişmiş tavuğun başına gelmez. En önemlisi de, asla aşık olmam dedikleri adamlara aşık olmaya başlarlar. ©Tüm hakları saklıdır
Günce por YarknAtay
Günce
YarknAtay
  • LECTURAS 11,013
  • Votos 807
  • Partes 49
Yazılarımın bana zarardan başka hiçbir şeyi olmuyor. Tek bir faydasını görmedim bugüne kadar. Önceleri acaba ileride bir faydasını görebilecek miyim diye düşünürdüm, şimdi ise bir zararını görmesem bari diyorum. Keşke kötüye giden tek şey benim ruh sağlığım olsa, fakat ülkede her şey kötüye gidiyor. Aslında çarklı sistem gibi tamamen birbirini tetikleyen olgular bunlar. Bir ülkede işler yolunda gitmezse, tüm toplum bundan etkilenir. Yurt genelinde satılan milyonlarca depresan da bu tezi ispatlar nitelikte. Bense bu depresyona rağmen depresanlara direniyorum. Polise, hükümete direniyorum. Devlete, mevcut düzene direniyorum. Aşka direniyorum. Velhasıl yaptığım yegane şey direnmek. Fikirlerimi eyleme döktüm, ceza aldım. Kalem vasıtasıyla satırlara döktüm, ceza aldım. Artık daha yayınlama fırsatı vermeden, yok ediyorlar. Belki de o yazılarda suç unsurları bulup , infazımı yakacaklar ve hapishane kapıları benim için ardına kadar açılacak. Çokta umrumda! Eğer gökyüzünde tipi varsa, ben de boşvermişlik ceketini geçiririm üzerime... Bütün bunlara rağmen vazgeçmiyorum yazmaktan. Yazmak benim uyuşturucum. Bana fiziksel olarak hiçbir yararı yok. Hatta sürekli zarar veriyor. Sadece bana vermekle kalmıyor, ailem de bu durumdan olumsuz etkileniyor. Ama manevi yönden bana verdiği huzur ve mutluluk paha biçilemez. Tıpkı bir uyuşturucu gibi...