Öylesine
84 stories
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,396,490
  • WpVote
    Votes 542,202
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
VERA İLE VAHA by kariabenam
kariabenam
  • WpView
    Reads 7,868,949
  • WpVote
    Votes 361,192
  • WpPart
    Parts 61
!!! +18 "Geçmişin bana ait," dedi ve kulağıma yaklaşarak fısıldadı. "İstesen de beni unutamazsın." Geçmiş can yakar. Yıllar sonra karşılaştığında bile. Fakat madalyonun iki yüzü vardır. Her şey çok güzel olabilirdi; onu tekrar görmeseydim. Henüz gençliğinin baharındayken, sevdiği adam tarafından acımasızca dünyası başına yıkılan Eylül'ün ölmekten başka hiçbir planı yoktu. Gözünü kapatıp teslim olduğu adam olan Vaha, onu bir başına ve yüzüstü bırakıp gitti. Yaşadıkları anların hepsinin acı bir hatıraya gömüldüğünü dehşetle izledikten sonra ardı ardına darbe aldı. Annesinden, babasından, ağabeyinden... Bir zamanlar deli gibi sevdiği Vaha, tüm hayatını ellerinden çalmıştı. Uykusunda gördüğü dur durak bilmeyen kabuslarla, uyandığında umutsuzluğun beslediği ruhunu huzura kavuşturmaya kararlıydı. Ta ki dünyanın en kibar ve anlayışlı adamı olan Özgür'le tanışana dek... Eylül, uzun yıllarının ardından onu unuttuğunu sanıp yeni hayatının taslağını çizdikten sonra Vaha ile tekrar karşılaşır ve fitilin ucu ateşlenir. Çaresiz, umutsuz ve bir o kadar da yasak aşkın pençesine girmemek için birbirlerini mahvetmek pahasına ikisi de mücadele eder. Eylül'ün doğru sandığı yanlışları tokat gibi yüzüne çarparken, gerçekler onu dipsiz bir kuyuya atar. Fakat yazgının kesin çizgisinden çıkmak ne kadar mümkün olabilirdi ki?
SANA UZAK YAKINLAR by halapenobiberi
halapenobiberi
  • WpView
    Reads 693,480
  • WpVote
    Votes 36,019
  • WpPart
    Parts 22
Koskoca dünyanın kendine kıyasla, küçücük bir mahallenin ismiydi Tanyeri. Kendi içinde büyük dertleri olan, onlarca insana ev sahipliği yapar ve ayrı ayrı korurdu her birini. Füsun, üniversiteyi bitirdikten sonra, evine artık mesleğini yapmaya hazır bir hemşire olarak dönmüş, senelerdir uzak kaldığı mahallenin içinde eski yerini bulmaya çalışıyordu. Korkut, onca senenin ardından annesine kavuştuğunda, beklemediği şeylerle sarsılacak, gerçeklerin ağırlığı altında ezilecekti. Onun mahalleye dönüşü ve bir fırtına edasıyla Füsun'un hayatını girişi neleri değiştirecekti? Peki ya Korkut, içine bulaştığı sorunlardan kurtulmaya çalışırken, bir de senelerdir içinde tuttukları ona ağır gelmeye başladığında neler olup bitecekti? Füsun'un yıllardır bildiğini zannettiği her şey, bambaşka gerçeklerle karşısına geçtiğinde, yaşananları nasıl karşılayacaktı? Tanyeri'nin küçük karmaşası herkesi kolları arasına çektiğinde, olacakları hiç kimse tahmin edemeyecekti. Mahallenin birbirlerine en uzak ama aynı zamanda en yakın olan iki sakini, kalplerinin karşısında kaldığında zaman nasıl bir yol izleyeceklerdi? • [V.XII.MMXXI]
FAHRİYE ( Düzenlemeye Alınacaktır. ) by Sevgigunesi2023
Sevgigunesi2023
  • WpView
    Reads 4,946,952
  • WpVote
    Votes 170,662
  • WpPart
    Parts 60
Kimsesiz bir kadın. Fahriye AKÇA Tehlikeli bir adam ile tek gecelik bir ilişkiden olan 5 aylık bebeği ile bir sabah gelen telefonla karıştığını öğrenir. 23 yıl sonra ortaya çıkan bu gerçek kendisine büyük bir yıkım olurken aynı zamanda yeni bir kapı da aralar. Aile olabilecekler mi? Tek bir gecenin mucizesine sebep olan diğer ortağı hayatına dahil olur mu? KARIŞTIRILAN BEBEKLER 23 YAŞINDA BİR KADIN TEK GECELİK BİR İLİŞKİ VE BU İLİŞKİDEN DOĞAN KÜÇÜK BİR MUCİZE Tüm hakları bende saklıdır. Alıntı ya da çalıntı durumunda yasal işlem başlatılır.
DİLHUN by Helinmavi1
Helinmavi1
  • WpView
    Reads 9,025,925
  • WpVote
    Votes 368,483
  • WpPart
    Parts 54
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Elif diyor musun?" dedim alayla bir dizinin repliğine gönderme yaparak. "Sen Polat de. Gerekirse dünyadaki tüm kadınlara Elif diye seslenirim." dedi. Yayınlama tarihi: 01.05.2023
Atlıkarınca by banameloderler
banameloderler
  • WpView
    Reads 4,084
  • WpVote
    Votes 279
  • WpPart
    Parts 5
Öz ve üvey babasının arasında kalan Hazal. Öz babasının ona inanmamasıyla hayatı tamamen değişir... onu kurtaran polis, şimdi üvey babası olmuştur. Fırat, 5 yıl boyunca kızını ne aramış ne sormuştur..
Lafügüzaf  by selinelizben
selinelizben
  • WpView
    Reads 571,565
  • WpVote
    Votes 22,185
  • WpPart
    Parts 36
Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi. (Kitapta smut içerik yoktur. Yetişkin içerikli olması küfürlü sahneler ve küçük yakınlaşmalar içerdiği içindir.)
KIZIL SERPENÇE by nisanrcmn
nisanrcmn
  • WpView
    Reads 100,085
  • WpVote
    Votes 3,248
  • WpPart
    Parts 18
İlk hamleydi... Oyunlar oynandı ve ölümler yaşandı. Şah'ın günahına bulanarak Kasım'ın o fırtınalı yedisinde bir Vezir seçildi ve ilk kayıp o gün verildi. Gökyüzü annesi ölen küçük bir kız çocuğuna ağlarken, bir kadın öldürüldü ve bir kadın delirdi... İkinci hamleydi... Yeminler edildi taraflarca, ölüm antlaşmaları imzalandı kanlı mürekkebin ıslattığı nüshalarda. Oyunlar ve ölümler iki elden dağıtıldı, sınanacakları yer yeniden yaratıldı. Bir kadın, meczup rolü oynayan... Merhametini öldürerek ilk kurbanını seçti. Son hamleydi... Oyunlar ve ölümler mutlak bir sadakatle bağlandılar bu kanlı savaşın galibine. Yaşananlar yaşandı ve bitti. Tüm bunlar olurken ihanetler edildi, ölündü ve öldürüldü. Aşk... Aşktan da geçildi... Kasım'ın 7'sinde annesi ölen ruhu kana doymuş kız çocuğu, delirmiş bir katile tahavvül etti. Azla yetinmedi ama çoğa da yetemedi, kazandı ve de kaybetti... "Şah ve Mat." Öyle ki bazıları, sonda ne olduğunu asla öğrenemedi... Kurgunun bütün hakları tamamen şahsıma aittir ve saklıdır. Kopyalanması ve çalınması halinde yasal işlem başlatılacaktır. NOT:Wattpad'de KIZIL SERPENÇE adıyla yazılmış ilk kitaptır. Kitaptaki karakterlerin ve bahsi geçen oluşumun gerçek hayatla hiçbir alakası olmayıp yalnızca kurgudan ibarettir. Serpençe;Farsça'da güçlü kimse.
Suskun/DÜZENLENİYOR by meryemxyazr
meryemxyazr
  • WpView
    Reads 100,324
  • WpVote
    Votes 3,601
  • WpPart
    Parts 14
Elif, sevgisiz ve zalim bir evliliğin içinde, küçük oğlu Rüzgar için yaşamaya çalışmaktadır. Kocası Atlas, Elif'e karşı sadist ve baskıcı davranırken, oğluna zaman zaman sevgi dolu bir baba gibi yaklaşır. Bu iki yüzlülük Elif'in kafasını karıştırır ve umutla korku arasında sıkışıp kalmasına neden olur. Atlas'ın ev içindeki psikolojik şiddeti, gösterişli konağın ihtişamına rağmen Elif için bir esaret anlamına gelir. Elif, oğlunu bu karanlık ortamdan korumak için bir çıkış yolu ararken, Atlas'ın sevgi ve nefret arasındaki dengesiz ruh haliyle mücadele etmek zorunda kalır.
PERİ KIZIN ÖYKÜSÜ  by Eybass
Eybass
  • WpView
    Reads 226,973
  • WpVote
    Votes 11,111
  • WpPart
    Parts 41
(Bxbxbxbxg kurgusudur.) Ben bir evde, bir oda da zindan olmak için doğumuştum. İnsan parçalanacağını bilse dahi o odadan çıkmazdı. Bende parçalanacağımı bildiğim halde o odadan defalarca kez kaçandım. Bedenim o odada olsa bile ruhum çoktan kaçıp gitmişti. Para insanı değiştiren tek şeydi belki de. Para kazanmak için satılmak, kalbinize bilmediğiniz, daha önceden hissetmediğiniz ağrılar sokardı. Bende her ne kadar sevilmediğimi bilsem bile, bir pavyoncu'ya satılıcak kadar değersiz bir eşyaydım. Eskimiş eşyalar her zaman çöpe konurdu. Bende o eskimiş eşyay'dım. Ben çöpe konmak yerine, para için satılan ve yenisi alınandım. Satıp parayı alan kişi Halam Canan. Para karşılığında verilense bendim. Bir pavyon odasında saatlerimi geçirmek, evde uyuduğum saatten daha fazlaydı. Şuan evde olsaydım. O daracık odada, kulağımda kulaklığım, elinde kitabım ve üzerimde yorganım olmak için paralar verebilir belkide yüzme şampiyonluğumu bile feda ederdim. Annem ile Babam yaşıyor olsaydı, yeşil gözlerimi halamla dahi buluşturmazdı ancak beni bir arabanın içinde yanlız bırakmışlardı. Keşke onların yok oluşunu görmeseydim. Keşke bu hayata sahip olmasaydım. Keşke ölen Annem ve Babam değil ben olsaydım. Şuan daracık bir oda da tanımadığım dört adamla bakışıyordum. Biri sert, biri sert ancak bana karşı güler yüzlü, ikisi ise durmadan kahkalarla gülendi. Bana zarar vermedikleri için onlara elimde olan herşeyi verebilirdim. Onlara yalvarmamıştım, ancak bekışlarımla herşeyi anlamışları. Geceleri yatmadan önce herzaman Babama birşeyler anlatırdım. O öldükten sonra ise sadece, "Lütfen beni biri kurtarsın Baba. Yalvarırım birilerini gönder. Çok korkuyorum, sen kızının korkusunu görmekten korkarsın baba." Derdim. Bazen senelerce yalvardığınız insanlar zamanı gelince dileğinizi yerine getirirdi. Babamsa bana bu dört adamı göndermiş. Bu dör