nurana201012 adlı kullanıcının Okuma Listesi
17 stories
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,201,493
  • WpVote
    Votes 722,994
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
BÜLBÜL KAPANI by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 20,350,196
  • WpVote
    Votes 1,298,554
  • WpPart
    Parts 45
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
GECE GİBİYİM by laurananiz
laurananiz
  • WpView
    Reads 188,773
  • WpVote
    Votes 6,351
  • WpPart
    Parts 35
Nefes alıyordum ama yaşamıyordum. Konuşuyordum ama duyulmuyordum. Görüyordum ama her yer karanlıktı. Ve seviyorum, sadece seviyordum gerisi yoktu. Ben sevilmiyordum ve ben bazen gece gibiydim; karanlık, ıssız, sakin, kimsesiz...
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,821,501
  • WpVote
    Votes 192,986
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
ZEHİRLİ GÖLGE (KİTAP OLDU!) by deppworth
deppworth
  • WpView
    Reads 1,152,689
  • WpVote
    Votes 42,400
  • WpPart
    Parts 25
•ANLAŞMALI EVLİLİK •ABİMİN ARKADAŞI •SMUT •ROMANTİK •YAŞ FARKI (7) •ÇOCUKLUK AŞKI MAİT'in infazcı ajanı Zehir, Ailesi trajik bir şekilde katledildiğinde henüz yedi yaşındaydı. Travmatik geçmişiyle birlikte, tadını almak için sabırsızlandığı intikamı en sadık dostlarıydı artık. Ettiği bozulmaz yeminle Zehir olarak yeniden doğmuş, sırlarıyla yüreğine bir kale inşa etmişti. Kan dökmez, ardında hiç iz bırakmadağı zehirleriyle imzasını atardı. Onu gerçek adıyla, Damian King olarak tanıyan insanlar, bir gün zehrinin hedefi olmamak için yalnızca dualara ve onun merhametine sığınabilirdi. Etrafına dev bir kale inşa ettiği kalbinin kapıları ise bir zamanlar yalnızca tek bir isim için açılmıştı. En yakın arkadaşının kız kardeşiydi o... Yasaktı. Fakat yıllar sonra Küçük Gölge'si hayatına tekrar girdiğinde, hiçbir şey planladığı gibi gitmeyecekti. Kapılarına dayanan anlaşmalı bir evlilik küle dönmüş ateşi harlamak için yeterli bir kıvılcımdı. Üstelik kâğıda atılan imzalar, Zehir için yalnızca bir anlaşma olmaktan çok, bozulması imkânsız bir başka yemindi. April (Nisan) Jones. Neşeli bir ruhun, çarpıcı bir güzellikle harmanlandığı kıvrak zekâsıyla kusursuz bir genç kadındı. Bir gördüğünü asla unutmayan fotografik hafızası, onun hem laneti hem de lütfuydu. MAİT başkanının kızı olmak ona ayrıcalıklı bir hayatın kapılarını açmış olsa da tüm yaşamı boyunca hissettiği eksik parçalar ona bir türlü huzur vermiyordu. Sadece tek bir isim ona kendini tamamlanmış hissettirme gücüne sahipti... Hayranlık duyarak büyüdüğü, umutsuzca âşık olduğu Zehir... Onu tanıdığında henüz çok küçüktü. Teşkilatın göz bebeği, abisi Steve'in en yakın arkadaşı ve sağ koluydu o... Fakat Nisan, Zehir için daima küçük bir gölgeydi. Yasaktı. Kırılan kalbiyle ülkeyi terk edip altı sene sonra tekr
GÖKÇEN by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 61,502,696
  • WpVote
    Votes 3,109,999
  • WpPart
    Parts 60
"Masalda da gerçekte de kalbi olmayan bütün kızların adı Gökçen'dir..." . . . Kapak: @birkadehsevgi- 🦋🖤
HERKESİN EFENDİSİ by Medusahikayeleri
Medusahikayeleri
  • WpView
    Reads 733,647
  • WpVote
    Votes 28,994
  • WpPart
    Parts 63
(+18) Mafya patronu olan Hera Ateş bütün şehri avucunun içinde tutuğunu düşünüyordu ama bir gün şehre yeni gelen bir adamla bütün hükmü son bulmak üzereydi. Tırnaklarıyla kazarak çıktığı koltuğundan indirilmek üzereyken ona neden efendi denildiği öğrenilecekti. Peki ya şehre gelen bu gizemli adam kimdi? Silahlar kuşanılmış, efendi kırmızı rujunu sürmüştü. Bir savaş başlıyordu. Peki kazanan kim olacaktı?
KODEX | RAFLARDA by RGAYEONEL
RGAYEONEL
  • WpView
    Reads 3,543,199
  • WpVote
    Votes 99,602
  • WpPart
    Parts 35
Hafızanı kaybedersen düşmanına âşık olabilir misin? Karaca Yıldırım, ailesini kaybettiği kazadan aylar sonra iyileştiğinde teyzesinin yanına taşınır. Hayatına devam etmek için üniversiteye kaydolup güzel sanatlar bölümüne gitmeye başlar. Başlangıçta her şey iyidir. Onu çok seven bir teyzesi, samimi arkadaşları ve başarılı olduğu bir üniversitesi vardır. Ta ki geçmişinden gelen gizemli bir çocuk işleri karıştırana dek. Şimdi, her şey değişmiştir. Karaca artık ne arkadaşlarına, ne teyzesine ne de çok iyi bildiği hayatına güvenemez hale gelir. Sırlarla dolu Aram Alevyan, ansızın çıkıp geldiğinde Kar'ın hayatı tepetaklak olur. Artık geçmişten anılarla günümüzdeki hayatı iç içe geçmiştir. Karaca Yıldırım, gerçekten de sandığı kişi mi? Tabloların altına fiyakalı bir imza atan ressam öğrenci mi yoksa gerçek çok daha karanlık bir mahzende henüz çocukluğuna kazınmış bir gölge mi? Peki ya Aram? O, Karaca'nın neyi? Düşmanı mı? Peki, neden düşman olduğunu hatırlamıyorsa... Ona âşık olabilir mi?
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,372,976
  • WpVote
    Votes 694,709
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,150,591
  • WpVote
    Votes 2,069,607
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.