ÖLÜME İNAT
IsSurvivalASymptom
- Reads 742
- Votes 407
- Parts 16
Aynaya her baktığında hâlâ sen mi varsın?
Yoksa mezarını sırtında taşıyan,
adı sadece kimlikten değil, kaderden de silinmiş bir hayalet mi?
''Ölüme İnat'', bir başarı hikâyesi değil.
İyileşme masalı hiç değil.
Bu; hayatta kalmanın her zaman kurtulmak olmadığını,
bazense bizzat bir lanet olduğunu itiraf edenlerin yemini.
Bu kitap kemoterapiyle değil;
kimliği soyulmuş bir insanın,
mezar duvarına tırnaklarıyla kazıdığı sessiz çığlıklarla yazıldı.
Bazı insanlar iyileşir.
Ama bazıları... hayatta kalmakla cezalandırılır.
Ve o utanç, her nefeste ciğerlere bıçak gibi saplanır.
Ve bazı geceler gelir...
sağ kalan, öleni kıskanır.
Bu kitap:
"İyileşti" denip unutulanların,
nefes aldığı hâlde yaşamayanların,
yaşamak zorunda bırakılmış cesetlerin -
ama en çok da hayatta kalanların kutsal ağıtıdır.
Oku. Çünkü bu kez susturulan sen değilsin.
Oku. Çünkü artık çığlıklar senin değil.
Oku. Çünkü hayatta kaldın!
Oku. Çünkü Ölüme İnat, hâlâ buradasın.