İstek değil ihtiyaç
14 stories
GÖLGELERİN KAÇIŞI by Mehrinrova
Mehrinrova
  • WpView
    Reads 1,857,145
  • WpVote
    Votes 81,030
  • WpPart
    Parts 37
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuniyet, gözlerini daha da büyütüyor, gülüşü dudaklarını aşmaya çalışıyordu. "Cana can!" Sesi sert, ancak bir o kadar da memnundu. "Kadına kadın!" Keskin nişancının parmağı yavaşça tetiğe baskı yapmaya başladı. "Kıza kız, Anıl!" Beş saniye... "İşini bitir!" "Onun gözleri, özgürlük bulduğum gökyüzü değil, boğulacağım denizdi. Ama artık boğulmaktan korkmuyordum, çünkü ben de onun yanmaktan korktuğu ateşe dönüşmüştüm." Bu kitapta bahsedilen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür; her ayrıntısı, sadece kurgusal bir dünya oluşturma amacını taşımaktadır.
İcebreaker by derooooss
derooooss
  • WpView
    Reads 57,289
  • WpVote
    Votes 395
  • WpPart
    Parts 19
{İngilizceden çevrilmiştir} Hannah Grace'ın Olimpos Yayınları'ndan çıkan romanı, tutkulu bir aşk hikâyesini ele alıyor. Anastasia Allen, Amerika Birleşik Devletleri olimpiyat takımına girmek hayalini kurmuş bir genç kızdı. Kaliforniya Üniversitesi'nden tam burs alıp artistik patinaj takımında çiftler kategorisinde yer aldığında, planları yolunda gidiyordu. Ancak hiç hesaba katmadığı bir engel çıkar ortaya: hokey takımı ve Kaptan Nate Hawkins. Anastasia'nın hayatını altüst eden bu hokey takımıyla aynı pisti paylaşmak zorunda kalır. Nate, son senesinde takımını başarılı bir şekilde yönetmek isteyen bir kaptandır. Ancak artistik patinaj takımıyla pisti paylaşmak, odaklanmasını zorlaştırır. Anastasia'nın partnerinin başına gelen bir talihsizlik sonucu tek şansı Nate Hawkins'le çalışmaktır. Bu durum, Anastasia'nın hoşlanmadığı biriyle çalışmak zorunda kalacağı anlamına gelir. Buz pistinde kıvılcımlar uçuşurken, Anastasia'nın tek endişesi hedeflerini gerçekleştirmektir. Bir ilişki istemeyen ve bir hokey oyuncusuna asla aşık olamayacağını düşünen Anastasia için her şey planlandığı gibidir. Ya da değil mi?
Haleler Söndüğünde by colorsfeelings
colorsfeelings
  • WpView
    Reads 492,024
  • WpVote
    Votes 112
  • WpPart
    Parts 1
İntiharı düşünmekle intihar etmek arasındaki boşluk... Birinde alınan nefes, diğerinde son nefes... O boşluğu dolduracak bir gün fiiliyete geçmemek için yıktığımız kalplerin cesetleri. Seni koruması için var ettiğin cesetlere basarak ilerleyeceksin kendi intiharına. Onlar öldüğüyle kalacak, sen yok ettiğin kendinle... O ölecek, sen yok olacaksın. Ruhunla gömecekler, uçamayacak. Çoktan kanadını kırmışlar... Peki ya senin öldürdüklerin? Ben öldürdüm, ben de öldüm... Katillerin yası tutulur mu? İsterdim... Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
PAZİN (+18) by mrsviia
mrsviia
  • WpView
    Reads 1,058,334
  • WpVote
    Votes 36,198
  • WpPart
    Parts 36
Yıllardır örgütün başına geçmeye çalışan babasının düşmanları yüzünden sakladığı biricik kızı Efil, bir gün villalarında çıkan çatışmayla birlikte kaçmaya çalışırken yıllardır peşlerinde olan mafya lideri Karan Kızıltuğ ile göz göze gelir. Ancak kız bilmiyordur ki karşısında duran bu mafya, onun nikah masasında terk ettiği ve türlü geçmişi olan eski sevgilisidir. Hafızasını kaybetmiş olan Efil, kendisini adı Ahu olan bambaşka bir kadın sanıyordur. Efil'i ve öldürmek için ailesini arayan Karan Kızıltuğ, hem kızın ailesini bulmak için Efil'i kaçıracak hem de ihanete uğradığı aşk dolu geçmişinin intikamını almak için kızı türlü oyunlarla yanında tutarak onu da pisliğine alet edecektir... *** "Nefretten aşk doğamaz demiştin." dedim tüm uzuvlarım acıyla sızlarken. "Haklıydın. Biz nerede başlarsak orada biteriz. Nefretin benim sonum olmasına izin vermeden ben kendi sonumu yazıyorum." "Yapma Savcı." dedi ben silahla ateş etmeden hemen önce. "İnsanlar yanılır ama ben yanılmaz demiştim ya sana, ilk defa haklı çıktın. Yanıldım. Nefret aşka dönüşürse şayet, o adamı kimse tutamaz. Aşk gerçekten her şeyi yenebilecek olan tek duyguymuş çünkü." "Duygulara yeri olmayan sen mi söylüyorsun bunu? Aşk nedir bilmiyorsun bile!" "Evet!" dedi bağırarak. "Aşk nedir bilmiyorum, tek bildiğim senin yanında kendimi kaybettiğim. Kalbimin hızlanmasını sağlayan, tek bir gülüşünle bana tüm dünyayı yaktırabilecek güce sahip olan tek kadın sensen ve buna aşk denmiyorsa ben hastayım Savcı. Ben yenildim." Bu cümlenin devamını duymaya hazır değildim. "Ben senin yenilmeni beklerken, ben sana yenildi-" Başımı ağır ağır sallarken cümlenin devam etmesine izin vermeyerek, acımadan iki el silah sesinin duyulmasını sağladım. Bedenim yere kapaklandı.
GÖĞÜS KAFESİ  by Beleetth
Beleetth
  • WpView
    Reads 591,483
  • WpVote
    Votes 27,786
  • WpPart
    Parts 20
"Ben fısıltıyım çığlığım olsana."
ORKİDELER AÇTIĞINDA by aiomry
aiomry
  • WpView
    Reads 528,380
  • WpVote
    Votes 21,800
  • WpPart
    Parts 44
Kendini bildiği bileli sürekli zorbalıklara maruz kalan Rana, ailesi konusunda da pek şanslı değildir. Annesi, Rana'nın kilolarından şikâyetçidir ve bunu her fırsat çok acı bir şekilde yüzüne vurmaktan çekinmez. Rana'ya uyguladığı diyetler sayesinde günden güne zayıflar ama bu ona yetmez. Bir yanda Rana, ailesi ve okul hayatının arasında sıkışıp kalırken bir yanda onun bütün kusurlarına rağmen başını her çevirdiği an yanında olan arkadaşı Efe ile kafası karmakarışık olur. Okul hayatı ya da henüz bir lise öğrencisinin hayatını ne kadar karışık olabilir? İşte Rana'nın kafasındaki savaş onu öyle bir savaşa sokmuştu ki belini hiçbir zaman tam anlamıyla doğrultamıyordu. Bu savaş nereye kadar sürecekti? Bunun sonu var mıydı? Her şey bir gün çözülecek miydi? ⛈ "Yaranı kabuk bağlatırsan tekrar kanatırsın." dedi yanımdaki bir ses. Sesin sahibine bakmadığımda ses, devam etti. "Çünkü bilmelisin ki kabuk bağlayan yara elbet bir gün kanar. Seni ne üzdü bilmiyorum ama geçecek." Dudaklarımın arasından histerik bir gülüş çıktı. "Geçmeyecek." Dedim oldukça net bir sesle. "Bazı yaralar geçmez, sürekli kanar." "Kanasın." Dedi düşünmeden ses. "Sende kanamasına alışırsın." "Alışmak..." Diye mırıldandım, kaybolan sesimle. "Korkunç değil mi?" "Alışmak mı korkunç alışmak zorunda olmak mı?" diye sordu ses. Bir kez daha güldüm. "İkisi de." Dedim düşünmeden. "Çektiğin acıya alışıyorsun, bununla yaşamaya devam etmek zorundasın. Alışmak zorundasın çünkü sen alışmazsan yara öyle ya da böyle alıştırır acıya." 22 Şubat 2023 - ...
Karantina Serisi by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 113,719,502
  • WpVote
    Votes 4,584,883
  • WpPart
    Parts 181
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,782,708
  • WpVote
    Votes 192,021
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
Hız Tutkusu +18 by serasko
serasko
  • WpView
    Reads 798,042
  • WpVote
    Votes 19,349
  • WpPart
    Parts 53
"Ben çıkma teklifi etmem gece perisi, bir şey istersem onu alırım."
3391 Kilometre by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 27,572,086
  • WpVote
    Votes 1,485,424
  • WpPart
    Parts 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''