4 stories
NERDEN GELDİN SEN  by timurkanpusu
timurkanpusu
  • WpView
    Reads 20,070
  • WpVote
    Votes 602
  • WpPart
    Parts 24
alt tarafı arkadaşının abisinden izin alacaksın ne olabilir ki ya bu abi biraz👌🏻uyuz biriyse ne yapacaksın ama bilemezsin tıpkı kaderi bilemediğin gibi insanın içini de bilemezsin🇹🇷🐺
LANET Mİ MUCİZE Mİ? by wllizyb
wllizyb
  • WpView
    Reads 403,579
  • WpVote
    Votes 18,192
  • WpPart
    Parts 58
- Sen benim lanetimsin Dudaklarımdan dökülen sözlerle yeşil gözlerimi sanki ateşten bir parça olan gözlerine diktim -Sen de benim mucizem sin... (Kitap kapağını pintersten buldum)
SARMAŞIK  by buskrdnz
buskrdnz
  • WpView
    Reads 2,005,564
  • WpVote
    Votes 104,501
  • WpPart
    Parts 47
"Bütün çatılar tepemize yıkılabilir, hiç sorun değil. Sen; kendi başına benim dayalı döşeli evimsin."
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,795,114
  • WpVote
    Votes 192,282
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.