💯
36 stories
Ay Işığı Sokağı by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 4,378
  • WpVote
    Votes 164
  • WpPart
    Parts 5
Fransa'nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya'daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel. Zweig bu öykülerde insanı insanlıktan çıkarıp en uç noktalara sürükleyen deneyimlerin izini sürerken, okuru da ister istemez karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiyor... Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Çevirmen: Regaip Minareci Yıl: 2017
Kızıl by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 4,163
  • WpVote
    Votes 255
  • WpPart
    Parts 4
Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl'da öğrenim için Viyana'ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapyalnız bulan bu genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır. Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2014 Yazar: STEFAN ZWEIG Özgün Adı: SCHARLACH Editör: GAMZE VARIM Çeviren: REGAİP MİNARECİ
Şato by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 3,943
  • WpVote
    Votes 139
  • WpPart
    Parts 25
Kafka Şato'da, tıpkı Dava'da da olduğu gibi şeffaflıktan yoksun, işlemeyen kurumlarla, otorite ve bürokrasiyi hicveder. Esrarengiz bir kont, ona ait bir şato; diktatörce eğilimler gösteren, hiyerarşi içindeki çok sayıda bürokrat... Roman, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun modern ulus devletlere ayrışmasının ertesinde yazıldığından, Kafka geleneksel otoritenin nasıl bir düzene evrileceğini sorguluyor olsa gerektir. Okur, romanın muammalarını çözmek için her türlü karmaşa, ikilem ve belirsizlik arasından yolunu bulmaya çalışacağı "aktif" bir okumaya davetlidir. Çevirmen: Regaip Minareci Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Basım yılı: 2014
Pal Sokağı Çocukları by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 7,855
  • WpVote
    Votes 264
  • WpPart
    Parts 10
Yayına hazırlayan: Egemen Berköz Dizgi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Baskı: Çağdaş Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti. Çeviren: Necmi Seren
Palto by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 2,439
  • WpVote
    Votes 193
  • WpPart
    Parts 4
Palto, ünlü Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol'un 1842 yılında yayımlanan bir hikâyesidir. Yazar, gerçekçi bir üslupla kaleme aldığı bu hikayesinde küçük adam temasını ele almaktadır. Sıradan insanların çektiği sıkıntıları, maruz kaldığı eşitsizlikleri ve çektikleri acıları, hikâyesinin baş kahramanı olan Akakiy Akakiyeviç'in yaşantısıyla tüm çıplaklığı ile gözler önüne serilir. Bu yapıt "Gerçekçi Rus Edebiyatı"nın mihenk taşı olarak nitelendirilebilir. Hatta ünlü Rus yazar Dostoyevski'nin Gogol'un bu eserine ilişkin söylemiş olduğu düşünülen "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık." sözü, eserin önemini gözler önüne sermiştir.
Burma Günleri by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 771
  • WpVote
    Votes 36
  • WpPart
    Parts 25
"Bu ülkede bulunmamızın, hırsızlıktan başka bir nedeni olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu öylesine kolay ki. İngiltere'nin memuru, Burmalı'nın kollarını tutar, tüccar da adamın ceplerini boşaltır. Britanya İmparatorluğu, İngilizlerin, daha doğrusu Yahudi ve İskoç çetelerinin ticaret tekelleri kurmalarını sağlayan bir aracıdan başka bir şey değildir." Bu sözler, George Orwell'in Burma'daki İngiliz sömürgeciliğine bakış açısını yansıtıyor. Kendisi de Burma'da görev yapmış olan Orwell, en başarılı yapıtı olarak tanımlanan Burma Günleri'nde, İngilizlerin bu sömürgedeki yaşamını ve yaptıklarını, yerli işbirlikçileri ve fırsatçıları, yerli halka insanca yaklaşarak İmparatorluğun tutumuna karşı çıkanları, aşk, nefret, tutku çemberinde destansı bir anlatımla ele alıyor. Burma Günleri, ilk kez 1934 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlandı. Kitap ve yazarı hakkında herhangi bir dava açılmayınca, ertesi yıl İngiltere'de de basıldı. Ama sömürgecilik dönemi sona erinceye kadar kitabın Hindistan ve Burma'da satılması yasaklandı ve okuyanlar hakkında yasal işlem yapıldı. Burma Günleri, İngiltere'nin, üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk olduğu dönemdeki politik ve sosyal yaklaşımını göz önüne sererken, romandaki karakterlerin işlenmesindeki ayrıntılı ustalıkla da Orwell'in başarısını pekiştirdi.
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 1,531
  • WpVote
    Votes 54
  • WpPart
    Parts 13
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar, tarihteki belirleyici anlar üstüne kısa denemelerden oluşuyor. Stefan Zweig, çevrelerindeki geçici koşulların dayattığı sınırları aşabilen Fatih Sultan Mehmet, Händel, Dostoyevski, Tolstoy, Lenin gibi "yaratıcı bireyler"in o benzersiz anlarını anlatıyor. En iyisi, kendisinden dinleyelim: Çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate, çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. Ben böyle anları İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar diye adlandırdım; çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi, hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadırlar... Olayları anlatırken, gerçekleri değiştirmedim, kendi katkılarımla renklendirip zenginleştirmedim. Çünkü tarih, kusursuzluğa ulaştığı böylesine eşsiz anlarda, kendisine yardım için uzatılan ellere gereksinim duymaz.
Bütün Öyküleri I by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 1,339
  • WpVote
    Votes 60
  • WpPart
    Parts 35
"İşte adaşım, sana seven bir Çingene'nin hikayesi. Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir... Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, -söz aramızda- gene hoş şeydir. Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir." - ("Değirmen"den) - Kimi yazarların yapıtları size göz kırpar, kendine doğru çeker hep. Sabahattin Ali işte bu yazarlardandır. İçindekiler: Değirmen Kağnı Ses BASIM YILI: 2000 YAYIN EVİ: YKY
Canım Aliye, Ruhum Filiz by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 4,508
  • WpVote
    Votes 340
  • WpPart
    Parts 53
Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor. BASIM YILI: 2019 YAYINEVİ: YKY
Kırmızı ve Siyah by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 1,487
  • WpVote
    Votes 66
  • WpPart
    Parts 76
Stendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği belediye başkanının karısı ile dedikodulara yol açan bir ilişki kurar. Paris'e gider. Orada aristokrat bir ailenin kızı ile yaşadığı aşk, onu hayatın girdaplarına sürükler. Gururlu, kibirli, asi, ödünsüz bu genç adam, kendi değerleri soylu sınıfın değer yargılarına çarptıkça geri püskürtülür. Hayatını, iki bavula sıkıştırmış, ömrünün son yıllarını bir İtalyan kentinde konsolosluk görevinden aldığı üç beş kuruşla sürdürmek zorunda kalmış Henri Beyle (Stendhal), aynen Julien Sorel gibi ödünsüz, aksi, ömür boyu aşkı aramış, daima yalnız kalmış, istediği, gibi değil, yaşayabildiği gibi yaşamıştır. Yazar: Marie-Henri Beyle Stendhal Yayınevi: Bordo Siyah Yayıncılık, 2010 Çeviren: Sonat Kaya