Kral kitaplar
80 stories
SEBEBİM AŞK (Tamamlandı) by zeynonunhayalleri34
zeynonunhayalleri34
  • WpView
    Reads 102,135
  • WpVote
    Votes 10,098
  • WpPart
    Parts 46
Yıllar çok şey çalmış ondan, ilk önce bakışlarını değiştirmiş. Sonra da gülüşündeki heyecanı kaybolmuş...Olgunlaşmış mesela, daha bi ağır atar olmuş adımlarını. Etrafı tarayan bakışları benim gözlerimle kesişince, attığı adımı havada asılı kaldı. Biraz önce umutsuz bakan gözleri şimdi parıltıyla bakıyordu etrafına.Daha sonra da sakin bir şekilde benden tarafa sürmeye başladı sakin adımlarını. Nasıl yani? Yanıma mı gelecekti?Onca geçen zamandan sonra öylece gelip karşıma mı geçecekti? Öylece gelip karşıma geçmedi ama gözlerimin içine baka baka yanımdan geçip gitti. Aynı onsuz geçen koskocaman dört yılım gibi.. ..
AŞKA DÜŞÜŞ | KİTAP OLACAK  by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 6,574,278
  • WpVote
    Votes 325,817
  • WpPart
    Parts 67
"Biliyor musun?" dedi gözlerimin içine bakarak. Eş zamanlı olarak bana doğru bir adım daha attı, aramızdaki mesafeyi iyice kapattı. Gözlerimi ondan kaçırıp geri çekilmek yerine korkmadan, tüm cesaretimle ben de konuştum.⠀ ⠀ "Neyi?" Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. İlk defa yüzüne bu kadar dikkatli bakıyordum. Bu yüzdendir ki günlerdir beraber olmamıza rağmen sol yanağındaki küçük gamzeyi şimdi fark etmiştim. ⠀ "Seninle..." dedi ve sustu. Bu sefer yüzündeki gülümsemeyi daha da büyüterek devam etti. ⠀ ⠀ "Başka bir zamanda ve başka bir yerde tanışmış olsaydık..." diyerek bir adım daha attı. Ela gözleri gözlerime odaklıydı, anlamlı bakışları vardı. ⠀ "Ve sen o adamın kızı olmasaydın." diye ekledi ve ilk kez gözlerini benden kaçırdı. Aynı zamanda kaşlarını çattı. Ne zaman babamdan bahsetse yüz ifadesi sertleşiyordu. ⠀ ⠀ "Ne olurdu o zaman?" diye sordum merakla. Öfkeyle yanan ela gözleri beni bulduğunda bakışları yumuşadı ve iç çekerek cümlesini tamamladı. ⠀ "Muhtemelen sana âşık olurdum."
SUÇ ORTAĞIM by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 1,060,265
  • WpVote
    Votes 98,535
  • WpPart
    Parts 104
Her gece tam 00.00'da gelen bir ihbar ve ardında bırakılan bir ceset... Sol bileklerinde gizemli harflerle işaretlenmiş kurbanlar ve peşinde iz bırakmayan bir katil... Dört kişilik bir polis ekibi, bu acımasız cinayetlerin arkasındaki sırrı çözmek için karanlık bir yolculuğa çıkar. Ancak bir gece cesetlerden birinin cebinden çıkan bir not, ekibin içindeki sinsi bir ihanetin varlığını ortaya koyar ve güvenin, en beklenmedik anlarda nasıl parçalandığını acımasızca ortaya koyar. Artık bir yandan katili yakalamaya çalışırken bir yandan da aralarındaki hainin kim olduğunu çözmek zorundadırlar. Güvenin her an sorgulandığı bu ölümcül oyunda Mira Aksoylu, hem karanlık bir suçluya hem de giderek derinleşen bir ihanet labirentine karşı tetikte kalmak zorundadır. Cinayetlerin ardındaki sır perdesi aralandıkça, ekip kendini giderek derinleşen bir kargaşanın içinde bulur. Her ipucu, daha büyük bir tehdidin kapısını aralar ve belirsizlik, her birinin ruhunu adım adım çürütür. Katil kim? Hain kim? Her şey gün yüzüne çıktığında, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
ARAYIŞ by masalgibiay
masalgibiay
  • WpView
    Reads 2,241
  • WpVote
    Votes 448
  • WpPart
    Parts 8
Herşeye inancını yitirmiş asi bir kızdı o. Çiçek. Hayat onu hep inançsız ve umarsız olmaya mecbur bırakmıştı ona göre. Sevgiye, merhamete, ilgiye yoksun bir şekilde büyümeyi hakkettiğini düşünen bir çocuktu o. Annesinin küçük yaşta terk ettiği, babasının annesiz büyütmek zorunda kaldığı bir kız çocuğu. Annesi yüzünden sevmeye, sevgiye inanmayan bir gün herkes tarafından terkedileceğini düşünen bir kız. Önce yaşadığı hayatı inkar etti, istemedi. Sonra da bu hayatı ona yaşatanı... Herşeye olan inancını küçükken zaten yitirmişti. Büyüyüp genç bir kız olduğundaysa kainatın, tüm evrenin Yaratıcısını, Allah'ı da inkar ediyordu artık. Ansızın yaşadığı olaylar hayatını tamamıyla değiştirirken, bir Kaktüs olduğunu öğrendi Çiçek. Zaten bir Çiçek olamayacak kadar asi, sert ve ilgisizdi. Ondan olsa olsa Kaktüs olurdu. Renkli yaprakları yoktu mesela, yada onu ilgiyle büyüten bir sahibi yoktu. Nasıl çiçek olsundu? Kabullenmişti. O olsa olsa, çölde kendi kendine büyüyen kimsenin sevmediği, uzak durduğu, dört bir yanı sivri dikenli bir Kaktüs'tü. Nereye kadar inançsız olabilirdi ki? Ne zamana kadar devam edecekti bu? İnsanları ayakta tutan bir et parçası yada kemik yığını değil, inançları ve umutlarıdır demişlerdi. Öyleyse o nasıl inançsız ve umutsuz yaşayabiliyordu? Bu soru zihnini kurcaladığı an artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı. Kendisini kaktüs olarak kabul eden Çiçek bu sorunun cevabını arayacaktı. Bir arayışa girmesi onun mutsuz, umutsuz ve inançsız hayatına anlam katacaktı. Ya bu ARAYIŞ içinde kuru bir Kaktüs gibi yok olacaktı, ya da bir Kaktüs'ten Çiçek yeşertecekti. Bu hikaye, Kaktüs'ten yeşeren bir Çiçek'in hikayesiydi... Başlangıç tarihi : 25.07.2020 Yayımlanma tarihi : 01.12.2020
Saçmalık |TEXTİNG by masalgibiay
masalgibiay
  • WpView
    Reads 73,828
  • WpVote
    Votes 9,153
  • WpPart
    Parts 61
05** *** ** ** : Ne tepki vereceğini biliyorum, kuralcısın ve sana göre doğru olmayan herşey saçmalıktan ibaret. 05** *** ** ** : Tanımadığın biriyle konuşmak doğru değil sana göre biliyorum ama buna saçmalık deme! 05** *** ** ** : Seni seviyorum ve bu yüzden böyle bir işe kalkıştım. Başka türlü ne bana inanırsın ne de benimle konuşursun. İlke çevrimiçi |Görüldü| Yazıyor... İlke : Saçmalık... 05** *** ** ** kişisi engellendi. 05** *** ** ** : Hayır dur ama! (İletilemedi)
KUŞKU VE TUTKU by masalgibiay
masalgibiay
  • WpView
    Reads 135,080
  • WpVote
    Votes 14,212
  • WpPart
    Parts 68
Bölümler yeniden yazılıp DÜZENLENECEKTİR. . . . Hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir kişiden, hiç beklemediği bir gizem.. Herşey Aysima'nın takip edildiğini hissetmesiyle başlamıştı. Onu kim neden takip etsindi ki? Bu his sürekli onunla beraber olmaya başladığında, gerçekten takip edildiğini farketti. Bir kapşonlu vardı. Sürekli onu izleyen, takip eden... Yüzü görünmeyen, ama peşini bırakmayan... Aysima onu gölgesi gibi takip eden bu gölgenin kim olduğunu nasıl öğrenecekti? ~♥️~ Başlangıç tarihi: 04.05.2018
TANYERİ by ozcanmerve
ozcanmerve
  • WpView
    Reads 187,351
  • WpVote
    Votes 11,245
  • WpPart
    Parts 17
"Sen bir tırtılsın" dedi bana. "...ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum." Ardından bir kez daha gülümsedi. Yemin ederim ki o gülümsemenin yerine bana bir tokat atmasını isterdim. Kelimelerin, acısına bulanıp gülümsemesinin altında sessiz sedasız ezilişini hissettim. Bilmediği bir şey vardı; ben, bilmediğimi sandığı o cümlenin devamını biliyordum, bunu onun satırlarında okumuştum. Sen bir tırtılsın, ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum... ve sonra kendi kanatların parçalayışını. Arsıl Alaz işte buydu, zihnimin dolunayı. Düşüncelerimi, her yanıma nüfuz eden karanlığın ıstırabından arındırıp ışığını avuçlarıma bırakan adam, o bunu hak etmiyor. Bense, kurak bir toprağa düşmüş küçük bir su damlasıyım. O toprağı yeşil vadilere dönüştüremem, dev bir nehrin çağlamasını sağlayamam. Düştüğüm toprak beni içine çekene kadar bir yanımı güneşin sıcağına feda edebilecek kadar güçlüyüm yalnızca. Yine de aldığım nefesin bile bir gün bana yabancı olacağını hatırlamak istemezdim. Helya ALAZ
ŞEHİR, ZEHİR VE HAMZA by ozcanmerve
ozcanmerve
  • WpView
    Reads 4,491
  • WpVote
    Votes 300
  • WpPart
    Parts 2
İlk cinayetimi Karakoza'nın sokaklarında işledim, diğer birçok fedai gibi. Ölümü, öldürmeyi, yakmayı, yıkmayı biz bu şehirde öğrendik. Sonra bu şehrin bizi dönüştürdüğü şeyi görünce kaçmak için fırsat kolladık. Fakat şimdi geri döndük. Eskiden, vurmamızı istedikleri hedeflere çevirirdik namluyu, ancak şimdi bize vur emri verenlere nişan alıyoruz. Ben Feza, bir şeyler biliyorum. Kazançlarımın kayıplarıma bağlandığı ve madalyonun her iki yüzüne de tanıklık yapan bir şehir... Zehri tadanı, en az tattıran kadar zehirleyen bir zehir... Ve bu şehrin güzüne karşı tebessümü sımsıcak bir palto gibi sarmalayan bir adam, Hamza... Benim tüm hikâyem bu. Ancak bu şehirde daha fazlası var.
Gün Gecenin Ardında by ozcanmerve
ozcanmerve
  • WpView
    Reads 20,768
  • WpVote
    Votes 1,547
  • WpPart
    Parts 6
Masanın kenarına iliştirilmiş küçük, kırmızı gonca gül oracıkta bana bakıyordu. Biri görmeden uzanıp çabucak aldım, masayı toplayıp süratle tezgâha döndüm. Bir selam ve bir veda mahiyetindeki bu küçük armağanın sebebinden bihaberdim, bir kere sorma cesaretini bulduğumdaysa tebessüm etmekten başka cevabı olmamıştı. Karabasan'a ısrarcı olmak için yeterli cesarete sahip değildim tabii. Bu güllerin yolunu gözlemekten hem utanıyor hem öfkeleniyor hem de kendime mani olamıyordum... Bu dilemmadan bana kalan hicap omuzlarımda nasıl müşkül bir külfetti, bunu yalnızca ben bilirdim. O hain, gaddar Karabasan'a olan yakışıksız meylim bazı vakit kendimden dahi sakladığım bir sırdı. Gelişinin, selamının kalbime kondurduğu heyecan, kendime dahi itiraf edemediğim mahrem bir utançtan ibaretti. Fakat tüm bunlara karşın vardı, buna mâni olmak ne mümkün. Tezgâha dönmeden evvel bakışlarım Başkan'ın fotoğrafına ve hemen üzerindeki koca mavi Rosav bayrağına takıldı kaldı, göğsümde taşıdığım isyandan utanarak gülün tomurcuğunu avucuma hapsedip sakladım. Beni maksadımdan ufacık bir gül bile alıkoyabilecekse o halde hürriyeti düşlemek ne haddime? Servis tabağında kalan son kurabiyeyi parmaklarımın arasında çevirdim ve çevirdim, nihayetinde bir ısırık alıp göğsümdeki akideyi anımsadım. Enfes marmelatı, taze incir ve hoş baharatlarla hazırlamıştım. Her zamanki gibi Gecegüzü'nün en iyisiydi hatta neredeyse Rosav Çöreğinin sırlı, zehirli marmelatı kadar lezizdi fakat elbette ondan bir yanıyla noksandı. Yine de bundan bile iyisini yapacaktım çünkü hayalim, hayatımı karartmak ihtimal dahilinde olsa bile Gecegüzü'nün en iyi tabağıyla belki unutulmuş, yitirilmiş o mücadelenin ateşini yeniden yakmak hatta belki de şansım yaver giderse gecikmiş bir intikamı almaktı.