❝ Bir varmış bir yokmuş... Bizim hikayemizde kazanan cadı olmuş.❞ 🖤 Lida Aren Altun, geçmişin izleri ile yaşamayı öğrenmiş bir kadındır; sağlam görünen bir enkaz. Hayatını yeraltı örgütü Zeyl'in gölgeleri ardında inşa etmiştir; tüm dostlukları, bağları oradan çıkmıştır. Ve düşmanlıkları da. Nefret, fazla neden istemez. Arın Mirza Arsal ile aralarında alevlenen rekabet, düşmanlığın fitilini ateşlemiştir. Aşk ve nefret arasındaki çizgi silinirse, hangi tarafı tutarsın? Kendi yaralarından çok çevresindekilerin yaraları ile ilgilenmek zorunda kalmış Arın Mirza Arsal sandıkları kadar güçlü müdür yoksa bir bakışa diz çökecek kadar zayıf mı? 🖤 𝐘𝐄𝐑𝐀𝐋𝐓𝐈 𝐒𝐄𝐑𝐈̇𝐒𝐈̇ 𝟏. 𝐊𝐈̇𝐓𝐀𝐁𝐈𝐃𝐈𝐑

Rastgele bir akşam, yanınıza oturan bir bey, size bir teklif sunsa? ⚡ "Bu bir ders, Derin Ayçiçek. Tutku üzerine kurulmuş, temas üzerine kurulmuş bir arzu oyunu... Sana nasıl aşık olunur, öğreteceğim." "Amacınız bana aşkı hissettirmek değil de, ya kendinize aşık ettirmekse?" Gülümsedi. "Bunun mümkün olabilmesi için canımı bile ortaya koyardım, Derin. Çünkü senin tarafından sevilmek nasıl bir şey, hissetmek isterdim." +18 SAHNELER BARINDIRMAKTADIR Başlangıç; 13.9.23 Bitiş; 28.4.25 VO0169RU

Bazı hikayeler acıyla başlar, mutlulukla son bulur... Peki bu hikâyenin sonu ne olacaktı? Ceylin mutlu olabilecek miydi? ailesini unutabilecek miydi? Herşey bir muamma; "Kan gölü"

Bir mutfakta başlar her şey... Kahvaltı krizlerinin, kayıp tabakların ve bitmek bilmeyen çocuk isteklerinin arasında genç bir şef, geçmişiyle yavaş yavaş yüzleşmeye başlar. İngiltere'nin sakin bir banliyösünde, iki çocuklu bir adamın evinde sadece yemek yaparken bulur kendini sanır. Ama duvarların hafızası vardır. Fısıldayan sesler, yarım kalmış anılar ve bir gün yanlışlıkla duyduğu bir konuşma, hayatını geri dönülmez bir yola sürükler. Patronu dediği adamla ilgili öğrendiği gerçek, ne sofraları ne de duyguları eskisi gibi bırakır. Artık pişen her yemekte biraz hüzün, biraz umut, biraz da geçmiş vardır. Kalbe dokunan, tebessüm ettiren ve yavaş yavaş iç ısıtan bir hikâye... Aile sandığınızdan daha yakında olabilir. Kimi zaman gözyaşlarıyla, kimi zaman kahkahalarla yoğrulmuş bu hikaye, hem kalbinize dokunacak hem de içinizi ısıtacak.

hayır, hayır, hayır. o suçsuzdu "yanlış kalbe saplanan hançer." Biliyordum. Bu günün geleceğini biliyordum.ölüm mü gerekiyordu? Öleceklerdi. Diri mi lazımlardı bana? Ne pahasına olursa olsun yaşatacaktım onları. Ama bir şey daha varsa, o da bu intikam alınmadan bitmeyeceğiydi. Sonunda bende zarar görebilirdim. Ama bir şey daha vardı, ben ne kadar zarar görmüş olursam olayım, karşımdaki benden daha çok zarar göreceği aşikardı. merhaba arkadaşlar bu benim yeni kurgum kitapta kan ve +18 bulunmaktadır Belki yazım hataları bulabilirsiniz affedin. Umarım kurgumu beğenirsiniz çünkü ben yazarken çok eğlendim. #yanlışkalbesaplananhançer #yksh

"Sensiz geçen her anım içimde büyüyen bir iştiyakla doluyor." 🪶 Sensiz geçen İstanbul'da hukuk fakültesinde okuyan Feyza, hayatını kökten değiştiren bir olayın ardından okulunu bırakmak zorunda kalır. Ailesinden gizlediği bu sırrı, yıllar boyunca taşıdığı en ağır yük olur. Fakat hiçbir yalan sonsuza dek saklı kalmaz... Gerçeklerin ortaya çıkmasıyla, abisi Mehmet onu yeniden eski hayatına, yıllar önce kaçtığı yere götürür. Bir zamanlar hukuk tutkusunu söndüren o karanlık olay, şimdi karşısına geçmişin failleriyle çıkmaktadır. Kalbiyle mantığı arasında sıkışan Feyza, hem kendi adaletini bulmak hem de hayatının yönünü seçmek zorundadır. Peki, o hangi yolu tercih edecek? Kalbini mi, yoksa aklını mı?

"Tanıştığımıza memnun oldum." Dedi ben elini sıkarken. Dur dedim içimden. Daha dur! Öyle hemen konuşma. Tanıştığımıza mahvolacaksın. Tanıştığımıza kahrolacaksın. Tanıştığımıza rezil olacaksın. Tanıştığımıza bir gün neler neler olacaksın. Ama hiç memnun olamayacaksın. İçimdeki şeytan dayanınca kapına, ne demek istediğimi mutlaka anlayacaksın.

Asu Zümrüt Ak. Acımasızlığın içine büyümüş ama kendi içindeki masumiyeti öldürememiş o kız. Nerden bilebilirdim, o gecenin hayatımı değiştireceğini, küçüklüğümden beri babamın gözdesi olarak yetiştirildim. ama kimse bana ne istediğimi sormadı. o gece gene intikam peşinde koşarken hayallerim ve umutlarım bambaşka bir yere sürüklendi. Sıra bendeydi kimseyi dinlemeden hayatımı değiştirecek o yola girmenin sırası bendeydi. ... Kaan Sarp Hançer. Yer altı dünyasında büyümüş sayısız kötülüklere şahit olmuş. küçüklügünden beri hep bir yanı eksik büyümüş, içini birtek dostu, sırdaşı, koruması Enver'e dökmüştü. Babasının karıştırdıgı kirli işlere hakim olan Kaan Sarp Hançer, o gece intikam almamış sonraya bırakmıştı. yıllar sonra geçmişiyle yüzleşeceginden henüz haberi yoktu.

"Onunla ne konuştun?" Gözleri gözlerime saplanmıştı. "Seni ne ilgilendiriyor?" Sesimde ince bir meydan okuma vardı. "Ne demek ne ilgilendiriyor?" Kaşlarını çattı. "Neden sürekli dibinden ayrılmıyor bu it?" Yüzünde öfkesini saklamaya çalışan bir ifade vardı. "Sanane" Bakışlarımı gözlerinden ayırmayarak. "O adamla arana mesafe koyacaksın, onunla bir daha konuşmanı istemiyorum, hatta bakmanı bile" Bakışlarıyla odadaki havayı kesiyordu. "Bir şey biliyorumki adam gibi konuşmaya çalıyorum senle, ama sen yok, illa tersini yapacaksın" Bu sefer ben kaşlarımı çattım. "Sana mı soracağım kiminle konuşup konuşmayacağımı?" Gözüm dönmüştü artık kim sanıyordu bu kendini? Kolumu sertçe tutup kendine çekti. Yüzlerimiz birbirlerine çok yakındı. "Bu evde yaşıyorsan hesapta verceksin" İnanamıyorum. Resmen beni arkadaşından kıskanıyordu.

Gücün sesinle duruşunla ve seçimlerinle parlar. Kendini küçümseme. Dünya senin ışığını görmeli. Ben onu çok sevdim. Oda beni çok sevmişti. Peki aşk gerçekten bu muydu. Önce ayaklarını yerden kesip sonra seni yerin dibine sokan bir şey miydi? +18 sahneler vardır...