Can sıkıntısı
79 stories
Göğe Kadar Sen by gizyildirim
gizyildirim
  • WpView
    Reads 751,342
  • WpVote
    Votes 39,508
  • WpPart
    Parts 32
"Fırtına ve Memleket gözlü kadın" Yedi yıl... Yedi sene boyunca bir kere bile adını anmadım, bir kere bile görüşmedik Ama her gece sesini duydum içimde. Şimdi karşımdaydı. Rüzgar aynıydı, dağlar aynıydı Ama biz başka bir şey olmuştuk. "Elinde ne varsa sık," dedim. "Sessizliğinden daha az yakar." Aşk, intikam, vatan ve Karadeniz öyküsüdür. ******* Dağhan İdris Tüfekçi & Zülal Arga (Yetişkin içerik)
HÜZÜN KOVAN KUŞU by afroditmavisi
afroditmavisi
  • WpView
    Reads 1,166,936
  • WpVote
    Votes 87,642
  • WpPart
    Parts 39
Şimdi düşününce o güne geri dönsem yine o arabaya biner miyim diye sorguluyordum. Bana attığı ilk mesaja cevap verir miydim? Bu yaşadıklarımızı yaşayacağımızı bilsem hayatımdaki ilk keşkeye dönüşen adama büyük bir aşkla tekrar bağlanır mıydım? Tüm bunların yaşanacağını bilsem bile yine o arabaya binerdim. Yekta benden gitmiş olsa bile onun arkasında bıraktığı şey benim için paha biçilemez değerdeydi. Şimdi buradayım, Yekta'nın karşısında. Kucağımda bir yaşına basmak üzere olan kızımla beraber. Kızım. Kızım diyordum çünkü Asya hiçbir zaman Yekta ile bizim kızımız olmamıştı. O sadece benim kızımdı. Yekta'nın Asya'nın üzerinde gezinen bakışları, gözlerinde ve yüzünde edinen o şaşkınlığı beni öfkelendiriyordu. Oysa ben Asya'nın yüzünü ona göstermeyecektim. Yekta hayatı boyunca Asya'nın yamacına bile yaklaşamayacaktı. Bunu hak etmiyordu. Yekta şu an kızımı görmeyi hak etmiyordu. Kader bir şekilde yollarımızı kesiştirmese dünyanın bir ucunda birbirimizden habersiz bir şekilde yaşamaya devam edecek, belki de birbirimizin adını ağzımıza almayacaktık. Çünkü ben iki yıldır onun adını ağzıma almamıştım. '310324 🔗
Tek Yıldız Tek Dilek by MMaviBuluttt
MMaviBuluttt
  • WpView
    Reads 4,533
  • WpVote
    Votes 372
  • WpPart
    Parts 13
Yıllar önce birbirine bağlanmış iki yürek yanlış bir anlaşılmanın kurbanı olmuştu. Birbirini dinlemeyen iki insan kendini yılların yalnızlığına mahkum etmişti. Yalnış anlaşılmalar zamanla yerini pişmanlığa bırakır. Gerçekler bir bir gün yüzüne çıkar. Bir yanda buruk bir kalp bir yanda hayal kırıklığı. -Üstümüze kar yağıyordu. Omzuma kartopu yiyince karın etkisinden çıkıp kar topunun geldiği yöne baktım. Görüntü hiç şaşırtmıyordu. Elinde kartopuyla bana gülerek bakan bir adet Barış duruyordu karşımda."Öyle mi?"dedim. "Öyle." Sen görürsün bakışı atıp yere eğildiğim gibi elime biraz kar aldım ve ona şekil verme gereği bile duymadan kafasına attım. Daha doğrusu fırlattım. Attığım kartopundan son anda kurtulmuştu. "Bakıyorum da geçen seneye göre paslanmışsınız Melis Komutanım!"bu dediğine güldüm. "Orası hiç belli olmaz Barış Komutanım."dediğimde güldü.
 TOPRAK  by yazarEbruMelek
yazarEbruMelek
  • WpView
    Reads 4,570,540
  • WpVote
    Votes 242,204
  • WpPart
    Parts 69
(Gerçek ailem) Geçmişi sırlarla örülü bir kadın... Görevine adanmış bir asker... Kıdemli Üsteğmen Gökçen Toprak, askeriyede disiplinli ve gözü kara bir komutan olarak tanınır. Ancak onun hikayesi, sadece görevlerle, operasyonlarla sınırlı değildir. Gerçek ailesine dair bilmediği sırlar, yıllardır saklanan hakikatler birer birer gün yüzüne çıkarken, Gökçen geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Bu hikâyede soluklanacak bir an bile yok. Köşeye sıkıştığını düşündüğünde yeni bir tehdit, çözdüğünü sandığı her sırda daha büyük bir bilinmezlik... Gökçen, hem savaş alanında hem de kendi hayatında en büyük mücadelesini verirken, içindeki ateşi asla söndürmeyecek. Bol ters köşe, yüksek tempo ve son ana kadar süren aksiyon dolu bir hikâye! Gökçen Toprak, şimdiye kadar gördüğünüz en sert savaşına giriyor. Ve bu kez düşman sadece karşısında değil, geçmişinde de saklı... Not: yorumlarda bol bol spoiler var. Silsem de yetişemiyorum. Okurken şevkinizin kaçmaması için lütfen dikkate almayın. Yayın tarihi, Şubat 2023 Tüm hakları yazara aittir. Kopyalanması durumunda gerekli işlem başlatılacaktır... Yayın tarihi, Şubat 2023 Tüm hakları yazara aittir. Kopyalanması durumunda gerekli işlem başlatılacaktır...
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,378,869
  • WpVote
    Votes 541,539
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
Serçenin Kalbi /Gerçek Aile Serisi 3 by hayaliyazar1319
hayaliyazar1319
  • WpView
    Reads 270,710
  • WpVote
    Votes 18,531
  • WpPart
    Parts 31
Kitaplar birbiri ile bağlantılı değildir. Bütün aşk hikayeleri şehre bir yabancı gelir ve öyle başlar... "Cihangir," ilk defa adını söylemiştim ve ela gözleri büyüdü. Bu manzaraya hep bakmak istediğimi artık biliyordum. Yeni yeşeren sakallarına dokunmak istedim ama yapamadım. Mahallenin ortasında ona yakın olmak ikimiz içinde sorun olacaktı. "Söyle serçe'm," yine serçe demişti. Neden dediğini hala söylemiyordu. "İyi ki varsın Cihangir." Gözleri ışıldadı. "Sayende Serçe'm," kalbim kendini belli edercesine çırpınmaya başladı. Bakışlarımı ondan çekmedim, görsün istedim. Kalbimi gözlerimde görsün istedim. Gördü. Anladı. Gülümsedi. Elimi kalbine uzattı. "Aynı atmaz mı sanıyorsun, bak küçük bir serçe için nasıl atıyor." Not: argo kelimeler, cinselik içeren durumlar mevcuttur.
ZAMANIN GÖLGESİ by ebyide
ebyide
  • WpView
    Reads 3,235,970
  • WpVote
    Votes 148,724
  • WpPart
    Parts 34
Üniversiteyi bitirdikten sonra özgür olmak ve hayallerini gerçekleştirmek isteyen Sidem, Milano'da kendi halinde günlerini geçirirken iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine vize sorunu ile karşı karşıya kalır. En az kendisi kadar zor durumda olan bir yabancıdan hiç beklenmedik bir teklif alır. Sidem, yabancının teklifini umursamazken bir yandan da ülkesine geri dönmemenin yollarını arar. Babası, durumu öğrenip müdahale etmeye çalıştığında Sidem için yolun sonu gelmiştir. Her yanılgısı bir aksilik, her aksilik onu kat ettiği yoldan başlangıç noktasına götürürken, bu sefer başlangıç noktasının da ötesine geldiğini hisseder. Belki de her şeye yeniden başlamak gerekir. Bir yabancıyla. O gece onlara yıldızlar şahit etti, kader yeniden yazıldı artık onlar birbirlerinin çıkarları için aynı masaya oturmuş iki yabancıydı. Belki de zaman onları aynı masaya oturan iki yabancıdan daha fazlası yapacaktı.
MAVİNİN RESİTALİ by gokcellys
gokcellys
  • WpView
    Reads 7,581
  • WpVote
    Votes 1,600
  • WpPart
    Parts 20
''Canavarların seni yemesine izin verme.'' ''Ya canavar sensen?'' ''Seni yememe izin verme.'' ''Bir şey biliyorsun...'' dedim tereddüt ederek, sesim titremişti. ''Çok şey biliyorum.'' Kapıyı açtı ve araçtan inerek adliyeye yürüdü. Arkasında gidişini izlerken aklımdan tek bir şey geçmişti. Canavar Karansa beni yemesine izin verebilirdim.
AYKIRI KIYILAR by izgocean
izgocean
  • WpView
    Reads 974,131
  • WpVote
    Votes 70,028
  • WpPart
    Parts 22
En fazla ne kadar ileri gidebilirsin ki? İstediğin şeyi almak konusunda... belki de, en çok bunun için; neleri göze alabilirsin? Hayat bu; seçimlerinin ne kadar aykırı olduğunun önemi yok. Bir gün, kendini hiç anlaşamadığın bir adamla anlaşma yaparken bile bulabilirsin... dedik ya, hayat bu ve kimin aykırı olduğunu düşünmek için vaktin de yok. En azından, Tamay için her şey böyle. Birbirlerini beklenmedik bir evliliğin içinde bulan ikili, belirli bir süre geçtikten sonra boşanmak konusunda anlaşırlar. Yine de, her şey planlandığı gibi gitmez; aralarındaki ilişki beklenmedik bir şekilde değişmeye başlar.
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,856,138
  • WpVote
    Votes 117,448
  • WpPart
    Parts 32
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.