cihalfan
- Reads 2,535
- Votes 138
- Parts 17
Lumeneria Krallığı'nın neşesiyle tanınan zarif Prensesi Alya ile, Nemorath'ın karanlıkla yoğrulmuş yeni hükümdarı Kral Cihan, yüzyıllardır birbirine düşman olan iki zıt dünyanın ruhunu temsil ederler.
Yüzyıllardır süren sessizlik ve zoraki barış, Lumeneria kralı Eryndor'un bilgisi dışında yapılan bir suikastla bozulur. Nemorath'ın kralı Noctarion öldürülmüştür. Ardında ise öfkesi dağları titreren bir varis bırakır: Cihan. Babasının ölümüyle tahta geçen genç kral, intikam yemini eder. Artık tek bir amacı vardır: Elysium'un anahtarını ele geçirip, ışık krallığını küle çevirmek.
Her koşulda barışı ve huzuru destekleyen Lumeneria halkı için bu, kabusun başlangıcıdır. Çünkü Nemorath artık yalnızca kan istememektedir. O, tüm evrenlerin mutlak hakimi olmayı hedeflemektedir; yaşayanlar ve ölüler.
Efsanelerde dahi unutulan kutsal anahtar, yeniden gün yüzüne çıkar. Rivayet odur ki, anahtar'ı ele geçiren, ışık ile karanlık arasındaki dengeyi yok edip, gerçekliğin kaderini yeniden yazabilir.
Karanlık, ışığı içine çekebilecek mi?
Yoksa ışık, karanlığı mı yutacak?
Belki de bu iki zıt evren, birbirine çarpıp kül olmaya mahkum olacak...
Cihan ve Alya Uzak Şehir evreninde değil de mitolojik ve fantastik ögelerle bezeli bir evrende yaşasaydı nasıl olurdu? diye düşündüm ve bu hikayeyi yazmaya başladım. Umarım siz de beğenirsiniz. (Ozan Akbaba ve Sinem Ünsal'ın son dergi çekimleri bu hikayede çok etkili oldu söylemeden geçemeyeceğim :D )